Birliğin Hastanın cebindeki el kimin? başlığıyla yaptığı basın açıklamasında Geçmişte olduğu gibi bugün de hastanın cebine el uzatmayı ve bıçak parası almayı meşrulaştıran politikaları ısrarla yürüten Sağlık Bakanlığı, kolayı seçip suçlu olarak hekimleri göstermeye çalışarak gerçek hedefi şaşırtmak istemektedir denildi.
Acil Eylem Planı oluşturulacak
Altı aydın sadece Uluslar arası Para Fonunun (IMF), Dünya Bankasının ve sermaye örgütlerinin söylediklerini dinleyen siyasi yetkilileri, şimdi artık hekimlerin sesine kulak vermeye çağırıyoruz denilen açıklamada; Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarının Sağlıkta Dönüşüm Projesi adı altında toplum sağlığı, hekimlik ortamı ve özlük haklarına yönelik büyük bir saldırı başlattığı öne sürüldü.
Açıklamada, TTBnin 53. Büyük Kongresinde tüm hekimlerin ve sağlık çalışanlarının haklarını kullanabilecekleri bir Acil Eylem Planı oluşturulmasının kararlaştırıldığı da vurgulandı.
Devletin eli vatandaşın cebinde
TTB, 53. Büyük Kongresinde ele aldığı, Türkiye sağlık ortamına ilişkin tutum ve değerlendirmelerini de şöyle sıraladı:
* İşbaşına gelen iktidarlar son yirmi yıldır sağlık hizmetlerini devletin sırtına bir yük olarak görmüşlerdir. Bu anlayışla, "Sağlık Reformları" adıyla devletin sağlık hizmeti sunması sonlandırılmaya çalışılmakta ve sağlık hizmetleri serbest piyasanın insafına terk edilmek istenmektedir.
* Mevcut AKP hükümeti de bu çizgiyi, daha önceki iktidarların sahiplendiği gibi büyük bir hevesle sahiplenmiş ve vatandaşın cebine el uzatan bir ekonomik politikayı yürürlüğe koymuştur.
* Sağlık Bakanlığı'nın Haziran ayı başında uygulamaya koyduğu devlet memurlarının özel poliklinik ve hastanelere sevkiyle ilgili tebliğle hem kamu kaynaklarını özel sektöre aktarması hem de vatandaşları sağlık hizmeti alabilmek için ceplerinden daha fazla para harcamaya zorlaması dikkat çekicidir.
5 milyar yalan, üst sınır 2.5 milyar lira
* TTB onlarca yıldır hastaların acı ve ızdıraplarından, çaresizliklerinden para kazanmayı vaaz eden, dolayısıyla "Bıçak parası"nı meşrulaştıran uygulamalara karşı çıkmış, hekimlerle hastanın arasındaki para ilişkisini ortadan kaldıracak "tam gün" çalışmayı savunmuş ama yanında ne bir siyasi iktidar ne de samimi bir çaba bulmuştur.
* Hükümetin son icraatı, hekimleri de yakından ilgilendiren "Sözleşmeli personel" yasa tasarısıdır. Yasa Tasarısı'nın gerekçesinde yazılanlardan anlaşıldığı kadarıyla, hükümetin temel amacı işsizliği bir tehdit unsuru olarak kullanarak hekimleri ucuz iş gücü olarak istihdam etmektir.
* "Doktora İlaç - Doğu, Güneydoğu'ya Giden Hekime Beş Milyar" ifadesi gerçek olmaktan tümüyle uzaktır. Birincisi Yasa Tasarısı'nda hekimlerin alacağı ücretin üst sınırı sadece iki buçuk milyardır. İkincisi, bu tasarı tıpkı birinci basamak döner sermaye uygulamasının üç seneyi bulmayan süreçte iflası gibi, bir seneye kalmadan çok düşük ücretle Türkiye sathında güvencesiz bir hekim "istihdamı" uygulamasıdır. (BB)