“Sağlık Bakanlığı tıbbi cihaz üreticilerine aylardır ödeme yapmıyor. Kamu hastanelerinden alacaklarımız 19, üniversite hastanelerden alacaklarımız ise 36 aydır ödenmiyor. İnsanlar kiralarını, kredilerini ödeyemez, personel maaşlarını veremez duruma geldi. 19 milyar liralık alacağını tahsil edemeyen sektör batma noktasına geldi.”
Tüm Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçi Dernekleri Federasyonu (TÜMDEF) Başkan Yardımcısı ve Ortopedi ve Omurga Cerrahisi Tıbbi Malzeme İmalatçıları, İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği Başkanı (ORDER) Erkin Delikanlı, Sağlık Bakanlığı’nın sektördeki ödeme aksaklığını bu sözlerle ifade etti.
Sağlık Bakanlığı’nın firmalardan alacaklarında yüzde 25 oranında feragat etmesini istediğini belirten Delikanlı “Bazı firmalar çek ödeyebilmek, maaş verebilmek ve kredi borçlarını ödeyebilmek için evine icra gelmesin korktuğu için alacaklarından feragat etti. Hepsi de zarar etti ama bunu sanki firmalar kendisi istemiş gibi bir algı yaratarak yaptılar. Alacaklarımıza karşılık biraz kafa kaldırdığımızda ya da diyaloğa girmek istediğimizde ‘Fahiş fiyattan satıyorlar’ algısıyla bizi kırıyorlar’ dedi.
Sağlık Bakanlığı’nın ürünleri 10 yıldır güncellenmeyen Sağlık Uygulama Tebliği fiyatlarıyla aldığını aktaran Delikanlı “İdari teknik şartnamelere göre ödemenin 120-150 gün içerisinde yapılması lazımken biz aylardır hiçbir ödeme alamıyoruz. Endüstri şu an ciddi anlamda ekonomik bir darboğaz içerisinde” diye konuştu.
"14 bin firma var"
Sektörün yüzde 85 oranında ithalata bağımlı olduğunu dile getiren Delikanlı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir taraftan yerelleşme çığlıkları atıyor, yerelleştikçe havasını atıyoruz ama ödeme alamadıkça da batıyoruz. Devlet böyle davranarak yerelleşmenin önüne geçiyor. Yerli üretici hammadde temin etmede zorlanıyor. Sermaye yapısı kuvvetli, parası değerli olan global firmalar ya da Türkiye’deki yerleşik global firmalar ayakta kalarak kıymet kazanıyor.
"Sektörde 14 bin firma, 250 bin çalışan var. Ödeme yapılmamasından etkilenen firma sayısı yüzde 90'ın üzerinde. İstihdam kaybı yaşanıyor. Şu an her ne kadar işten çıkartmak yasak olsa da pandemi bittikten sonra firmalar ne yapacak?
"Şimdi önümüzde bir de vergi var. Devlet bizden istediği yüzde 25 feragati vergiye yapsın. Ama o da yok. Maalesef böyle bir sarmalın içerisindeyiz.”
"Halk sağlığı sorununa dönüşür"
Sektörün borcun tek kalemde ödenmesini istemediğini de ekleyen Delikanlı “Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bir ekonomik sıkıntı var. Bunun farkındayız. Ama hastaneler bizden cihaz isterken ‘Yok’ demiyoruz. Rafta son kalan ürünümüze, üretim bandında kalan son hammaddemize kadar hizmet vermeye devam edeceğiz. Ama bu böyle gitmez. Sivil toplum kuruluşları olarak buradan uyarımızı yapmak istiyoruz” diye konuştu.
"Eğer alacaklarımızı tahsil edemezsek sürdürülebilir olamayız" diyen Delikanlı “Bir taraftan bankalar bizi fişliyor. Yurt dışındaki tedarikçi bizi sıkıştırıyor. Sürdürülebilir olmayınca bu bir halk sağlığı sorununa dönüşür. Biz iflas edersek yurttaşlar tıbbi malzemeyi kendi cebinden almak zorunda kalır, o da piyasa da bulabilirse. Yani parası olanın sağlık hizmeti alabileceği bir noktaya varır iş” dedi.
"Kamu zararı doğuruyor"
Global firmaların ödeme alamayınca pazardan çıktığını, yerel firmaların ise yeni ürün tedarik edemediğini söyleyen Delikanlı şöyle devam etti:
“Ödeme alamayan firmalar ya pazardan çıkıyor ya da yeni ürün getirmiyor. Bunlar orta-üst düzey ürün grupları. Yani teknoloji getirmiyorlar artık. Bu teknolojiler kamuya yarar sağlıyor. Hastanın daha erken taburcu olmasını, daha az ilaç kullanmasını sağlıyor ya da hastanede kalış üresini azalttığı için kamunun cebinden çıkacak olan parayı da aşağı indiriyor.”
Böylesi bir durumla daha önce de karşılaştıklarını söyleyen Delikanlı, Recep Akdağ’ın Sağlık Bakanlığı döneminde de aynı sorunu iki kez yaşadıklarını söyledi. “Akdağ’ın Bakanlığı dönemimdeki süreç daha makuldü” diyen Delikanlı “Uyarıyoruz, yarın gelip bizden bir kalp pili istendiği zaman eksiğimiz olduğu için veremeyeceğiz. Pandemi nedeniyle acil ameliyatların dışında bir ameliyat yapılmıyor bugün belki ama yarın her şey normale dönünce ne olacak? Ben paramı alamadığım için ürünü üretemeyeceğim ya da tamamlayamayacağım. Ürün eksik olduğu zaman da belki ameliyat yapılmayacak. İşte bu nedenle uyarıyoruz, rafım boş olursa, ürün eksik olursa bize kızmayın diyoruz” dedi.
"Alacaklarımızı ödemediler kredi verdiler"
Sektörün bankalara ezdirilmemesi gerektiğini de dile getiren Delikanlı şöyle devam etti:
“Bize para ödemediler kredi verdiler. Para ödemediler kredi verdiler. Devletin bankası devletin hastanesinin garantisini kabul etmez hale geldi. Bankalar artık riskli sektör olarak görüyor bizi. Hem bunu yap hem yağmurlu havada şemsiye kapat hem borcunu değil kredi ver. Kredinin ödeme zamanı geldi, alacaklarınızdan feragat yapın. Niye ben feragat edeyim?
"Devasa şehir hastanelerinden feragat istiyor musunuz? Ya da bana tahakkuk ettirdiğiniz vergiden feragat ediyor musunuz? Hayır. Köprüden, tünelden, yoldan, yap-işlet-devret modeliyle yapılanlardan feragat istiyor musunuz? Ona da hayır.
"Tamam, herkes elini taşın altına koyacaksa biz de koyalım. Ama kimse koymuyorken ben neden koyayım? Zaten batıyorum.
"Sektör olarak kamu hastanelerini finanse ettik"
Sağlık Bakanlığı’nın bütçesini yetiremediğini ifade eden Delikanlı sözlerini “Üniversite ve kamu hastanelerinde ne yaparsanız yapın global bütçe kapsamında hareket ediyorsunuz. Hazine ve Maliye Bakanlığı daha önce kesmiş olduğumuz faturaların parasını Sağlık Bakanlığına ödemiş olmasına rağmen, Sağlık Bakanlığı bize ödeme yapmadı. Çünkü global bütçeyi yetiremedi. Döner sermayesine yetiremedi, hastane inşaatı yaptı yetiremedi, başka ihale yaptı, ona öncelik verdi yetiremedi. Hal böyle olunca bizim paralarımızı kullandılar aslına bakarsanız. Sektör olarak kamu hastanelerini finanse ettik. Ortada böyle bir kaotik durum var" diyerek noktaladı. (HA)