İstanbul Tabip Odası, SES Bakırköy Şubesi ve Cüzzamla Savaş Derneği, Türkiye'de cüzzam hastalığının tedavi edildiği tek sağlık merkezi olan İstanbul Lepra Deri ve Zührevi Hastalıklar Hastanesi'ni hizmet veremez duruma getiren politika ve uygulamalara kamuoyunun dikkatini çekmek için bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Bugün gelinen noktada; 11 hemşire, 1 psikolog, 1 başhekim ve 5 idari görevli hastane binasında yalnız kalırken, geliri elde edilemediği için yemek ve temizlik hizmeti de alınamamaktadır.
"Anadolu'nun değişik yörelerinden, evleri gibi benimsedikleri hastanelerine gelen "Lepradan etkilenmiş kişiler" sağlık sorunlarını çözecek doktor olmadığı için geri gönderilmekte ya da başka hastanelere sevk edilmektedir. "Biz başka hastaneye gitmek istemiyoruz" diyen hastalar bu durumu anlayamamaktadır. Diğer yandan hastanede görevli olan ama boşta kalan personel nedeniyle hastalar üzerinden de sağlık çalışanlarına "baskı uygulanmaya" çalışılmaktadır.
"Kurumsal varlığını "kağıt üzerinde sürdüren" hastaneye gerekli hizmeti verecek hekimlerin atanmaması mobbingin temel unsurlarından birisi olan "işlevsizleştirme/işsizleştirme" nin çıkış noktasını oluşturmaktadır.
"Kurumdaki bir diğer ve en önemli "mobbing uygulaması" ise mevcut sistem gereği belirli oranlarda verilmesi gereken döner sermaye paylarının ödenmemesidir. Bu durum personelin, geleceğine ve kurumuna sahip çıkma direncini kırmaya yönelik bir zorlama ve cezalandırmadan başka bir şey değildir.
"Bu hastaneyi yoktan var eden Türkan Saylan Hocamızın 2. ölüm yıldönümünde onun ve onunla birlikte çalışanların emeklerinin yok sayılması, ortadan kaldırılması son derece üzücü bir durumdur. Sağlık Bakanlığını ve sağlık yöneticilerini Lepra Hastanesi'ni işlevsizleştirerek yok etmeye dönük uygulama ve politikalardan vazgeçmeye çağırıyor, sağlık alanının kar-zarar hesabıyla yönetilemeyeceğini, hastaların ve sağlık çalışanlarının geleceğinin kar hırsına kurban edilemeyeceğini bir kez daha hatırlatıyoruz."
2010'da "kâr etmediği" için kapatılmıştı
Prof. Dr. Türkan Seylan'ın, 1976 yılında kurduğu; 1981 yılında Sağlık Bakanlığı, Cüzamla Savaş Derneği ve İstanbul Tıp Fakültesi Lepra Araştırma ve Uygulama Merkezi arasında imzalanan üçlü protokolle çalışan İstanbul Lepra Hastanesi, bilindiği gibi Ocak 2010'da kar etmediği gerekçesiyle kapatılarak Dr. Sadi Konuk Devlet Hastanes i'ne cildiye servisi olarak bağlanmıştı.
Sağlık Bakanlığı'nın kararı, Cüzamla Savaş Derneği tarafından yargıya taşınmış ve Ankara 2. İdare Mahkemesi'nin kararı ile de bu durum iptal edilmiş; İstanbul Lepra Hastanesi önceki durumuna geri dönmüştü. Hastanenin cildiye servisi olarak çalıştırıldığı dönemde görev yapan 39 personelin çoğu ise başka hastanelere atandı. Mahkeme kararının uygulanmaması üzerine Sağlık Bakanlığı'na gönderilen ihtarname sonucunda Dr. Sadi Konuk Devlet Hastanesi, sağlık çalışanlarını ve hastaları alarak hastaneyi boşalttı. (ÇT)