Eren ile ilgili olarak 29 Ocak 2002'de Diyarbakır 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, Olağanüstü Hal Bölgesi (OHAL) kapsamına giren illerde (Diyarbakır, Şırnak, Hakkari, Tunceli), hakkında yasaklama kararı bulunan aylık DENG dergisini dağıttığı ve bulundurmaktan ceza verildi. Avukat Sedat Çınar kararı temyiz etti.
Savcının söz konusu dava için verdiği mütalaada şöyle denilmişti:
"OHAL Valiliği'nin 24.4.2000 tarih ve 833 sayılı kararı ile OHAL'ın devam ettiği illere, DENG isimli derginin sokulması, dağıtılması ve satılması yasaklanmış ve sanığa tebliğ edilmiş olmasına rağmen, sanığın suç tarihinde Deng isimli dergiyi, OHAL kapsamına giren Diyarbakır ilinde bulundurup satıldığı saptanmıştır. Buna istinaden sanığın 3005 sayılı kanuna göre yargılanarak, 2935 sayılı OHAL kanunun 25-1 maddesi gereğince sanığın 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, davanın açıldığı tarih itibariyle hakkında herhangi bir mahkemede toplatma kararı olmayan Deng dergisini, merkezine geri iade edilmesine karar altına alınmıştır."
Mehmet Eren'in mahkemede yaptığı savunmasında ise şu görüşlere yer verildi:
* Temsilcisi olduğum bir yayını satışa sunmam, dağıtmam, ona haber yapmam hem anayasa hem de imzalamakla Türkiye'de bir iç hukuk kuralı haline gelen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'yle hüküm altına alınan haklara dayalıdır.
* Şöyle ki; 'Anayasa'nın 48. Maddesine göre herkes çalışma ve sözleşme hürriyetine sahiptir.Özel teşebbüs kurmak serbesttir' deniliyor.
* Aynı zamanda bir özel teşebbüs olan yayıncılık faaliyetinin bir ürünü olan bir dergiyi satışa sunmak yasalar gereğidir. Bunun engellenmesi anayasaya aykırıdır.
* Keza bu faaliyet, hem bir haberleşme hem de düşünce açıklama hatta yayma faaliyetidir. Bu da yine Anayasa'nın 26. ve 27. Maddeleri ile güvence altına alınan haklardır. Bunun engellenmesi ise anayasaya aykırılık teşkil eder..
Eren'nin bunun dışında, yine 'Yasak yayın' bulundurmaktan dolayı Dema Nû Gazetesi için bir, DENG dergisi için de iki davası daha devam ediyor. (AB/NU)