İnsan Hakları Derneği İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklu yargılanan Kuddusi Okkır'ın eşi Sabriye Okkır ve oğlu Oytun Okkır'ın derneğe 10 Mayıs'ta başvurduklarını o zamandan beri süreci takip ettiklerini söyledi.
Bugün İHD İstanbul şubesinde Yoleri, Sabriye Okkır, Oytun Okkır ve ailenin avukatı Devrim Taş ortak bir basın açıklaması yaptılar.
Yoleri bianet'e, "açıklamaya medyanın çok ilgi gösterdiğini, Sabriye Okkır'ın öncelikle medya mensuplarına 'Aylardır bu konuyla uğraşıyoruz o gün gelmediniz bugün mü geldiniz?' diye sorduğunu" söyledi.
Sabriye Okkır Adalet Bakanlığı'na başvurdu
Yoleri aile kendilerine başvurduktan sonra cezaevine, Okkır'ın götürüldüğü hastaneleri ve Meclis İnsan Hakları Komisyonu'nu aradıklarını, konuyu takip ettiklerini ancak bir sonuca ulaşamadıklarını söyledi.
Sabriye Okkır bu süreçten sorumlu tuttukları hakim ve savcıların yargılanmasına ilişkin mahkemeye bir dilekçe sundu. Okkır orada "Adalet Bakanlığı'ndan eşi hakkında taleplerine rağmen sağlık durumunu incelemeyen ve kararlarının gerekçesinde de sağlık durumu hakkında ne gibi bir araştırma yapıldığını belirtmeyen veya araştırma talebimizin reddedildiğine yer vermeden karar veren hakim ve savcıların yargılanmasını" talep ediyor. Aksi takdirde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuracak.
Sabriye Okkır ayrıca 1 Haziran 2008'de de TBMM İnsan Hakları Komisyonu'na başvuruda bulunmuş ancak başvurunun henüz işleme koyulmadığına dair duyumlar almış.
Sabriye Okkır bu konuyla yalnızca kendi eşinin ölümü nedeniyle ilgilenmiyor, bu çabasının başkalarının aynı durumu yaşaması için olduğunu söylüyor.
Yoleri İHD olarak ailenin bu süreçte yanında ve destekçisi olduklarını söyledi.
TİHV: Okkır'ın ölümüyle ilgili sorumlular hakkında etkili soruşturma başlatılmalı
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) "Kuddisi Okkır’ın ölümüyle ilgili olarak, sorumlular hakkında etkili bir soruşturma başlatılmalı, tutuklu ve hükümlülerin sağlık hakkının korunması yönünde gerekli önlemlerin biran önce alınması gerektiğini" açıkladı.
Vakıf açıklamasında cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin gerektiği gibi tedavi edilmediğini, önlenebilir birçok sağlık sorununun ölümle sonuçlandığını açıkladı, bakanlığın bu durumu sağlık personelinin ve ekipmanlarının yetersizliği, yönetim mekanizmasının ağır işlemesi gibi bir dizi teknik sorunla açıklamasına rağmen asıl sorunun insanı temel alan bir ceza-infaz sisteminin yokluğu olduğunu vurguladı.
Erol Zavar'ın durumundan da sözettiği açıklamasında THİV ayrıca hazırladıkları 2007 Türkiye İnsan Hakları Raporu’nda tedavisi engellenen 42 tutuklu ve hükümlü hakkında bilgi bulunmadığını anımsattı. (NZ/EZÖ)