Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü’nde bu yıl, Jüri Özel Ödülü’ne Nermin Abadan-Unat layık görüldü.
Eşit ağırlıklı verilen üç “Makale Ödülü” ise bağımsız araştırmacı Defne Kadıoğlu Polat, City University of New York’tan Zeynep Selen Artan-Bayhan ve Florida Üniversitesi’nden Tolga Tezcan’ın oldu.
Sabancı Üniversitesi Onursal Başkanı merhum Sakıp Sabancı’nın vasiyeti üzerine verilen “Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü”, Sakıp Sabancı Ailesi ve Sabancı Üniversitesi evsahipliğinde dün akşam Sabancı Center’da gerçekleşti.
Bu yılın konusu “Gündelik Yaşamda Türkiye Kökenli Avrupalılar” olarak belirlenmişti.
Açılış konuşmasını yapan Güler Sabancı, günümüzde sadece Türkiye’nin değil, Avrupa hatta tüm dünyanın gündeminde olan nüfus hareketlerinin, modern siyasetin ayırıcı unsurlarından biri haline geldiğinin altını çizdi ve “Küreselleşen hayatlarımızda nüfus hareketleri yapıcı etkileşimlerin yanı sıra çatışmaları da doğurdu” dedi.
Makale Ödülü
Eşit ağırlıklı verilen üç “Makale Ödülü”nü kazananlar şöyle:
• "Hiç olmazsa bir evimiz var: Soylulaştırılan Bir Berlin Mahallesinde Yaşayan Türkiyeli Göçmenlerin Gündelik Deneyimleri” başlıklı makalesiyle bağımsız araştırmacı Defne Kadıoğlu Polat,
• “Yurtdışında İbadet: Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Türkiyeli Göçmenlerin Dinsel Sınırları ve Deneyimleri” başlıklı makalesiyle City University of New York’tan Zeynep Selen Artan-Bayhan
• “Köprü Kurmak mı, Yakmak mı? Gurbetçilerin Geriye Dönüş Niyetleri” başlıklı makalesiyle Florida Üniversitesi’nden Tolga Tezcan layık görüldü.
Kazanan makalelerin özetlerini okumak için tıklayın.
Abadan Unat: Göç hareketleri insanlık tarih kadar uzun
Türkiye dış göçüyle ilgili sorunlar ile yurtta ve yurtdışında gerçekleştirdiği çeşitli çalışmalarıyla Jüri Özel Ödülü’ne layık görülen Abadan Unat ödülünü Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşe Kadıoğlu’ndan aldı.
Abadan-Unat konuşmasına göç hareketlerinin insanlık tarihi kadar uzun olduğuna vurgu yaparak başladı. Columbia Üniversitesinden Daniel Lerner’in “Geleneksel Toplumun Geçişi” adlı ve yedi Ortadoğu ülkesini içeren araştırmasının sonuçlarına değinen Abadan-Unat ,“Zorunlu olsa dünyanın hangi ülkesinde yaşamak isterdiniz?” sorusuna Türkiyeli deneklerin yüzde 49’unun “Yurttan ayrı yaşamaktansa ölmeyi tercih ederiz” yanıtını verdiklerine dikkat çekti.
“60 yıl sonra dünyamıza baktığımızda 4.5 milyon Türk yurttaşın dünyanın beş kıtasına yayılmış olduklarını görüyoruz. Bunlardan 3 milyonu aşkın yurttaşın Avrupa’ya, bu 3 milyon yurttaşın yüzde 80’inin ise Almanya’ya gittiğini görüyoruz” diyen Abadan Unat, bu beklenmedik gelişmeye küreselleşme, ulusötesi toplumsal alanların genişlemesi, teknoloji ve iletişim alanındaki yeniliklerin neden olduğunun altını çizdi.
“Türk işçi kadınların oranı Almanya'da daha yüksek”
Türkiyeli işçi kadınların durumuna da değinen Abadan-Unat, ikili anlaşmadan önce, 1960’ta Batı Almanya’da çalışma izne sahip 173 Türkiyeli kadın varken, bu sayın 1974’de 159 bin 984’e yükseldiğini söyledi. Bu dönemde Türkiyeli işçi kadınların oranının Türkiye’de yüzde 11,6; Almanya’da ise yüzde 29,1 olduğuna dikkat çekti.
Abadan-Unat, çeşitli araştırmaların gösterdiği üzere geleneksel ailelerde yetişen Türkiyeli kadınların evlendiklerinde farklı çevrelere kolaylıkla uyum sağlayabilecek biçimde yetiştikleri için yurtdışında erkeklere kıyasla daha kolay uyabildiklerini ve işçi kadınların aile başkanı olduklarını ifade etti.
“Ray C.Rist göçmen ailelerin gençlerinin yükselmelerini engelleyen ilkeleri şöyle özetlemektedir:
a. Sistem seçicilik ilkesine dayanmaktadır,
b. Okul çocuğu için yüksek derece ayrıştırılmış bilgilerle doldurulması gereken boş bir kap olarak algılamaktadır.
c. Öğretmenlerin anadili Almanca olan çocuklara öncelik tanımaları. Günümüzde eğitim tamamen Almanca eksenine oturtulmuş bulunmaktadır.
"Bunun sonucunda Türk genç kuşakların ancak yarısı yakını meslek okullarının bir kısım branşlarına girmeyi başarmaktadırlar. Günümüzde de ‘seçkinler’ kesimine eleman yetiştiren üniversitelere ancak sınırlı sayıda Türk gençleri girebilmekte, bu alanda Türk kızları tıpta erkeklerden ileridir.”
Almanya'da Türkiyeli siyasetçiler
Abadan-Unat, Türkiye'den işgücü göçünde yaşanan bir diğer önemli karakter değişikliğinin ise, “özel girişimciliğin” yayılması, birçok yurttaşın işyerleri açtıklarını ve böylece “işveren” sıfatını da kazandıklarını söyledi. Bu gelişmeye paralel Türkiyeliler ya da “yeni Avrupalılar”ın sanat alanında – müzikte, edebiyatta, tiyatroda – varlıklarını duyurduklarını sözlerine ekledi. Almanya’nın Yeşiller Partisi’nin eşbaşkanının Türkiyeli olması, bütünleşme (Integration) bakanının halen bir Türkiyeli kadın oluşu (Ayhan Özoğuz), yirmiyi geçen sayıda Türkiyeli erkek/kadının Almanya’nın siyasal meclislerinde ve hükümetlerinde yer almaları kayda değer olduğuna dikkat çekti.
2007’den bu yana internet yoluyla ülkeleri ve çevreleriyle sürekli iletişim halinde bulunan yurttaşların “Ulus ötesi” bir kimlikle iki taraflı bağlılıklar içinde bulunduklarını belirten Abadan Unat, ulus ötesi alanların genişlemesinin Türkiye kökenli yeni Avrupalıları kamusal hayatta daha görünür yaptığını söyledi.
Abadan Unat, 1990’dan sonra iki Almanya’nın birleşmesi ve Ortadoğu’daki savaşların yayılması, IŞİD gibi radikal İslamcı örgütlerin terör eylemleriyle Avrupa’nın birçok ülkesinde yoğun bir İslamofobi yarattığına ve daha önce göçmen kabul eden ülkeler tarafından uygulanmak istenen “çok kültürlülük” politikası terk edildiğine dikkat çekti.
“İletişim alanında dünyayı saran ağlar çoğaldıkça yeni vatandaşların gereksinmelerine öncelik tanımak şart. Günümüzde illegal hareketler, yatırımcı göç, emekli göçü, iklime bağlı göç, dairesel göç hareketleri ortaya çıktıkça yurttaşlık kimliklerinde ortaya çıkan önemli farklılıkları sürekli bilimsel yöntemlerle izlenmesi şarttır. Ulusal ötesi toplumsal kimlikleri görmemezlikten gelemeyiz.”
2018 konusu “Demokratik Yönetişim ve Birlikte Yaşamaya Yönelik Tehditler”
Ödülün 2018 yılı araştırma konusu ise “Türkiye’de ve Dünyada Demokratik Yönetişim ve Birlikte Yaşamaya Yönelik Tehditler” olarak açıklandı. Her yıl olduğu gibi, 2018 yılında da Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma ödülleri güncel bir konuyu akademik platforma taşıyarak, bu konuda çalışan akademisyenleri, özellikle de genç sosyal bilimcileri desteklemek amaçlanıyor.
Nermin Abadan Unat hakkında“14 yaşında kendi isteğiyle Avrupa’dan Türkiye’ye hiç Türkçe bilmeden gelen, burada başladığı akademik yolculuğuna ise birçoğumuzun zorunluluk olarak gördüğü “belli bir yaştan sonra inzivaya çekilme”yi reddederek halen devam eden 94 yaşında bir bilge kadın…” Prof. Dr. Nermin Abadan Unat (d. 1921, Viyana), Yazar, çevirmen, hukukçu, sosyolog, siyaset ve iletişim bilimci. İzmir Kız Lisesi'nin ardından İstanbul Üniversitesi, Hukuk Fakültesi'nden mezun olan Nermin Abadan Unat, 1944 yılında girdiği Ulus gazetesinde 1950 yılına kadar çalıştı. 1952’de Fullbright bursu ile ABD’ye giden Unat, Minesota Üniversitesi'nde aldığı lisansüstü eğitimden sonra 1953 yılında Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde asistan olarak göreve başladı. 1966 yılında profesör oldu. “Beni ayakta tutan, hocalıktır. Başka bir şey öğrenmedim hayatımda. Bir de yeniyi öğrenmek…” sözleriyle yaşamı boyunca daima yeniye doğru attığı adımların kaynağını özetleyen Abadan Unat, kurmuş olduğu “Siyasal Davranış” kürsüsündeki ilk kadın asistan, ilk kadın doçent ve profesör olarak akademi tarihine geçti. Önce gazeteci olarak çalışıp basın alanında kadınlara rol modeli olan Abadan Unat, sayısız bilimsel eser verdiği akademik yaşamı kapsamında da kadın haklarıyla ilgili çalışmalar yaptı ve alanında öncü bir isim oldu. Yurtdışındaki göçmen Türkiyeli işçiler ve kadın sorunları konularıyla ağırlıklı olarak ilgilendi. Türk Toplumunda Kadın adlı kitabı, Almanca ve İngilizce dillerinde de yayımlandı. Uluslararası Siyasi İlimler Derneği (IPSA) başkan yardımcılığı, Türk Sosyal Bilimler Derneği başkanlığı ve 1978’den itibaren Avrupa Konseyi’nin Kadın - erkek eşitlik Komisyonu başkan yardımcılığı gibi görevlerde bulundu. 1978 - 1980 yılları arasında CHP'den kontenjan senatörü olarak meclise girdi. 1989 yılında SBF'den emekli oldu. Eğitim alanına kattığı değer ile 2012 yılında Vehbi Koç Ödülü'ne layık görüldü. Kendisiyle yapılan söyleşilerden oluşan ve Sedef Kabaş'ın yazarı olduğu kitap “Hayatını Seçen Kadın” adını taşıyor. |
(ÇT)