İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden Yrd. Doç. Dr. Hakan Güneş, Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev'in Türkiye ziyaretini bianet'e değerlendirdi.
Rusya ile Türkiye arasında başta Akkuyu'ya nükleer santral yapımı ile vize muafiyeti getirilmesini öngören anlaşmalar olmak üzere, 17 anlaşmanın imzalanmış olmasıyla ilgili Güneş, "Bu son anlaşmaların iki ülke arasındaki ilişkilerde dönüm noktası olduğu söylense de aslında değil. Bu Soğuk Savaş sonrası gelişen bir durum aslında; AB ve ABD'den beklentilerinin gerçekleşmemiş olması iki tarafı yaklaştırdı" dedi.
Önemli bir gelişme
Türkiye'nin Batı ittifakına karşı "dengeli" bir dış politika arayışına girdiğini söyleyen Güneş şöyle devam etti:
"Türkiye, AB ve ABD karşısında göreli özerkliğini arttırıyor; Batı İttifakı içindeki yerini Rusya'ya yakınlaşarak güçlendiriyor."
Rusya ve Türkiye arasında vize uygulamasının kaldırılmasına ilişkin imzalanan anlaşma ile ilgili ise Güneş "Bunu Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun bir süredir yürüttüğü politikada çok önemli bir gelişme olarak değerlendirebiliriz. Özellikle son bir yılda pek çok ülkeyle aramızda vize kaldırıldı ama ilk kez böyle büyük bir ülke ile vize muafiyeti anlaşması yapıldı" yorumunu yaptı.
Türkiye "denge siyaseti" yürütüyor
Akkuyu'ya nükleer santral yapılmasını öngören anlaşmanın da Türkiye'nin yürüttüğü "denge siyasetinin" bir sonucu olduğunu belirten Güneş şöyle devam etti:
"Nükleer santral ihalesini Rusya çok karlı bir şekilde aldı. Rusya'nın Güney Akım Doğalgaz nakil hattına kara sularını açacağını ifade etmesi, Nabucco Doğal Gaz Boru Hattı projesi karşısında Rusya'ya yeşil ışık yakması Türkiye'nin denge siyasetini gösteriyor. Nabucco için bu kadar uğraşan Türkiye, diğer taraftan da Rusya'nın Burgaz - Dedeağaç petrol hattına 'evet' diyor. Herhangi bir bedel ödemeden Türkiye'ye 'koridor' muamelesi yapan AB karşısında Türkiye, onun basit bir uzantısı gibi davranmak yerine kendi çıkarları için Rusya ile ilişkilerini güçlendiriyor. Türkiye'nin iki tarafa da dengeli yaklaşması uluslararası enerji güvenliği ve genel olarak güvenlik açısından çatışma değil uyum atmosferi yaratıyor."
"Nurtopu gibi sorun doğurdu"
Güneş'in değerlendirmesine göre "Türkiye Batı İttifakı'nın sadık bir unsuru olmadığını" gösteriyor:
"Türkiye'nin göreli özerkliğini arttırmak amacıyla geliştirdiği Rusya ile ilişkileri öyle bir noktaya geldi ki başka bir ittifak için zemin aralamaya başladı. Ama bunun bir noktada duracağını düşünüyorum. Çünkü Türkiye açısından bu yakınlık elini güçlendirdiği kadar bazı noktalarda zor tercihler yapmak durumunda bırakacak. Sonuç olarak iç politika açısından da düşünürsek Medvedev'in ziyareti, nur topu gibi bir nükleer santral sorunu doğurdu. Nükleer santrale Türkiye kamuoyu karşı, bu önümüzdeki bir yıl içerisinde hükümet ve sivil toplumu epeyce karşı karşıya getirecek." (SP)