* Fotoğraf: Uwe Dettmar
Söyleşinin İngilizcesi için tıklayın
Bugün 24 Ocak 2023. Rusya'nın komşusu Ukrayna'yı işgaliyle başlayan savaş, bugün itibariyle tam 11 aydır devam ediyor.
Aradan geçen aylar boyunca, özellikle de savaşın ilk dönemlerinde ateşkes için Belarus sınırında ve Türkiye'de görüşmeler yapılmış olsa da Rusya'ya yönelik yaptırımlar ve Ukrayna'ya askeri yardımlar ile devam eden savaşta ateşkes ve barışın ne kadar yakın olduğu sorusu halen yanıt bekliyor.
Almanya'nın Frankfurt Barış Araştırmaları Enstitüsü (PRIF) Direktörü ve Goethe Üniversitesi'nden uluslararası ilişkiler profesörü Nicole Deitelhoff, "Savaşın mevcut durumuna bakacak olursak, bırakın bir barış antlaşması ya da kalıcı bir barışı, ateşkes ihtimali çok küçük" diyor.
Olası bir ateşkes ve barış antlaşmasında Türkiye'nin rolüne de değinen Prof. Dr. Deitelhoff, Türkiye'nin rolünü iki açıdan değerlendiriyor:
"Türkiye, diplomatik çözüm için pek çok girişimi destekledi. Bunu söylerken Nisan 2022'de topraklarında gerçekleştirilen barış görüşmelerini ve taraflar arasındaki tahıl anlaşmasına aracılık etmesini düşünüyorum.
"Diğer yandan, Türkiye, Rusya'dan ucuz ithalat yoluyla savaştan çıkar sağlıyor ve hepimizin bildiği kadarıyla, Türkiye'nin Rusya'nın yaptırımların etrafından dolaşmasına yardımcı olduğuna ilişkin göstergeler var."
Rusya-Ukrayna savaşının 11. ayında, uluslararası ilişkiler profesörü Nicole Deitelhoff ile savaştaki ateşkes ve barış ihtimalini, başta kadınlar olmak üzere farklı aktörlerin ateşkes ve barış sürecindeki rolünü ve savaş sonrası dönemde çocuklar için neler yapılabileceğini konuştuk...
"İki lider de tavizsiz çözümden yana"
Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ile başlayan savaş, 11. ayında devam ediyor. Savaştaki mevcut durumu göz önünde bulundurarak sizce hangi şartlar altında Ukrayna'da ve bölgede önce bir ateşkes, ardından ise bir barış antlaşması ve kalıcı bir barış sağlanabilir? Sizce ne olursa bu iki ülke bir ateşkes ve barış antlaşması talep eder veya bunu kabul eder?
Savaşın Ocak 2023'teki durumuna bakacak olursak, bırakın bir barış antlaşması ya da kalıcı bir barışı, ateşkes ihtimali çok küçük.
Her iki taraf da 2023'ün ilkbaharında yeni harekatlar için hazırlık yapıyor ve her ikisi de hâlâ bu savaşa alanda karar verebileceklerine inanıyor.
Daha da kötüsü, hem Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hem Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, söz konusu olan, siyaseten (Putin için fiziksel olarak da) hayatta kalıp kalamayacakları olduğundan, kamuoyu önünde tavizsiz çözüme bağlılıklarını dile getiriyor.
Bunun değişmesi için durumun her ikisi için de kötüye gitmesi gerek. Bu ise şu anlama geliyor: Her iki tarafın da ağır kayıplar verdiği ve belirleyici bir dönüş için mantıklı bir bakış açısının bulunmadığı bir yıpratma savaşına girdiğimizde, savaşın tarafları fikirlerini değiştirebilir ve önce bir ateşkesi, ardından belki de müzakereleri amaçlayabilir.
Fakat bu savaşın vahşeti ve görmek durumunda kaldığımız pek çok vahşet düşünülürse, bir ateşkesin ardından çok kısa bir süre sonra ciddi barış görüşmelerinin başlayacağından şüpheliyim.
Burada, Birleşmiş Milletler (BM) gibi, ama daha da önemlisi ABD gibi üçüncü tarafların çokça destek ve baskısına ihtiyaç olacaktır.
"Herson umut verdi, ama bizi barışa yaklaştırmadı"
Ukrayna ordusu, Kasım 2022'de Rusya güçlerinin Herson'dan çekilmesiyle şehri geri almıştı. Sizce bu durum savaşın gidişatını nasıl etkiledi? Bununla birlikte ateşkese ya da barış görüşmelerine yaklaştığımızı söyleyebilir miyiz?
Herson'un geri alınması, Ukrayna tarafı için bir umut işareti ve büyük bir motivasyon olmuştu. Bu durum, savaşın kazanılabileceği inancını pekiştirmişti.
Fakat bu, bizi barışa yaklaştırmadı çünkü Rusya tarafı buna, sonbaharın son zamanlarında sonu gelmeyen bombardımanlar, özellikle enerji altyapısı olmak üzere Ukrayna'nın sivil altyapısına saldırılar ve daha fazla askeri birlik sevkiyatı ile yanıt verdi. Cephe hatları açısından şimdiye kadar pek bir ilerleme yok.
Belarus sınırındaki görüşmelerden Buça'ya
Savaş başladığında, Mart 2022'de İstanbul'da ateşkes görüşmeleri yapılmış, fakat bu görüşmeler bir noktada herhangi bir sonuç alınamadan sona ermişti. Bu görüşmeleri bitiren, hepimizin kaçırdığı bir dönüm noktası ya da kilit öneme sahip bir olay mı oldu? Sizce neden artık bu tür görüşmeler yapılmıyor? Genel olarak, bir çatışma veya savaşın erken aşamaları sizce ateşkes görüşmeleri ve ateşkes anlaşması için daha mı uygun?
Açıkçası bunun birden fazla yanıtı var. İlk olarak, araştırmalardan şunu biliyoruz: Bir yılı aşan savaşları bitirmek özellikle zordur. Dolayısıyla, buradan, bir savaşı bitirmenin ilk aylarda daha kolay olduğu çıkarımını yapabiliriz.
Önce Belarus sınırında, ardından Türkiye'de gerçekleştirilen Ukrayna-Rusya görüşmelerine gelecek olursak, buradaki bir nokta şuydu: Ukraynalılar, ne Rusya'nın gücünü ne de kendi güçlerini iyi bir şekilde görebiliyordu. Bu, zaman içinde değişti ve onları müzakereye daha az açık hale getirdi.
Ancak, sanırım müzakerelerin sona ermesinde daha önemli olan, Rusya'nın 2022 yılının ilkbaharındaki aldatmacasıydı.
Rusya, Ukraynalılara yeniden güven kazanmak için Kiev bölgesinden çekileceklerinin sinyalini verdi fakat daha sonra bunu güçlerini yeniden toparlamak ve doğuda bir harekat başlatmak için kullandı.
Müzakerelere son darbe ise Rusya'nın bölgeden çekilmesinin ardından Buça ve diğer kasaba ve köylerdeki vahşetlerin ortaya çıkmasıydı.
"NATO, kendi seçimiyle müdahil olmayacak"
Sizce (Türkiye ve Almanya gibi) farklı ülkeler ve (BM, AB, ABD ve NATO gibi) farklı uluslararası aktörler savaşı sona erdirmek için nasıl bir rol oynayabilir? Bu bağlamda, bu zamana kadar söz konusu aktörlerin eylemleri hakkında ne söylemek istersiniz?
Bence saydığınız tüm bu ülkeler, Rusya'nın savaşını olduğu şey olarak, yani durdurulması gereken yasadışı ve gayrimeşru saldırı savaşı olarak kınadı.
AB üyeleri ve pek çok NATO ülkesi, Rusya'ya yaptırım uygulayarak ve bu saldırganlığa karşı savaşması için Ukrayna'yı askeri ve mali olarak destekleyerek bu savaşı bitirmeye kendilerini adamış durumda.
Türkiye, diplomatik çözüm için pek çok girişimi destekledi: Bunu söylerken Nisan 2022'de topraklarında gerçekleştirilen barış görüşmelerini ve taraflar arasındaki tahıl anlaşmasına aracılık etmesini düşünüyorum.
Diğer yandan, Türkiye, Rusya'dan ucuz ithalat yoluyla savaştan çıkar sağlıyor ve hepimizin bildiği kadarıyla, Türkiye'nin Rusya'nın yaptırımların etrafından dolaşmasına yardımcı olduğuna ilişkin göstergeler var.
NATO, bu çatışmada doğrudan rol oynamıyor. Duruma endişeyle bakıp stratejilerinde değişikliğe gidiyor ama NATO, bu savaşa dahil değil ve kendi seçimiyle de müdahil olmayacak.
"Kadınlar, barış sürecinin parçası olmalı"
Mart ayında İstanbul'da yapılan görüşmeleri hatırladığımızda, müzakere masasında neredeyse hiç kadın olmadığını da hatırlıyoruz. Sizce kadınlar Ukrayna ve Rusya arasındaki barış görüşmelerinde ve barış sürecinde nasıl bir rol oynayabilir?
Yine yapılan pek çok araştırmaya bakacak olursak, kadınlar barış görüşmelerine ve imzalanan barış antlaşmalarının uygulanmasına katıldığında söz konusu antlaşmaların daha istikrarlı olduğunu biliyoruz.
Dolayısıyla, kadınlar müzakerelere ve Ukrayna ile Rusya arasında bir çözüme ulaşıldığında bunun uygulanmasına kesinlikle dahil edilmeli.
"Çocuklar için yapılması gereken çok şey var"
Bu iki ülke ve halkın ortak bir sınırın yanı sıra yakın bir kültür ve tarihi de paylaştığını düşünürsek, sizce ateşkes sağlandığında ve sonunda bir barış antlaşması imzalandığında barışın sürekliliği nasıl sağlanabilir?
Halihazırda bilinen vahşetleri göz önünde bulundurduğumuzda ve taraflar arasındaki nefreti düşündüğümüzde, herhangi bir barış antlaşması oldukça kırılgan olacaktır. BM'nin barış antlaşmasının gözlemcisi olması gerekeceğini ve belki de iki tarafa güvence vermek için "Mavi Kasklılar"ın (BM Barışı Koruma Güçleri) bile gerekli olacağını farz ediyorum.
Çocuklar, savaştan en çok etkilenen gruplardan. Savaşın travmasını ve travmatik hafızasını geride bırakabimesi adına çocukların iyilik hali için savaş sonrası Ukrayna'da ne gibi adımlar atılmalı ya da atılabilir?
Bu savaşta çocuklar için yapılmasına ihtiyaç olan o kadar çok şey var ki: Ukrayna'dan gönderilen çocukları geri getirmek ve aileleri ile tekrar bir araya gelmelerini sağlamak, çocuklara ve ailelerine sistematik bir travma terapisi ve yardım sağlamak, okullar açmak ve elbette barışa geri dönmek ve aileleri için bir gelecek inşa etmek adına ebeveynler için iş yaratmak.
Nicole Deitelhoff hakkındaAlmanya'daki Leibniz-Barış Araştırmaları Enstitüsü Frankfurt (PRIF) Direktörü ve Frankfurt Goethe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Küresel Düzen Teorileri alanında uluslararası ilişkiler profesörü. Yüksek lisansını State University of New York'ta (UN Buffalo), doktorasını ise Almanya'daki Darmstadt Teknik Üniversitesi'nde yaptı. Araştırmaları, uluslararası kurumlar etrafında gelişen çatışmalar, siyasal egemenlik normları ve şekilleri ile bunun ulus devlet sınırları ötesinde meşrulaştırılmasına odaklanıyor. |
(SD)