Nuria Fahtykhova, Rusya’nın başkenti Moskova’daki Heinrich Böll Stiftung’da demokrasi programı koordinatörü, gazeteci ve Rusya’da “She is an expert” feminist platformunun kurucusu.
Kısa süre önce siyasi nedenlerle Moskova’dan İstanbul'da gelmek zorunda kalan Fahtykhova, Rusya’daki durumu, savaş karşıtı eylemleri ve maruz kaldıkları baskıları bugün Heinrich Böll Stifung’da düzenlenen basın toplantısında anlattı.
Toplantıda Fahtykhova’ya, Heinrich Böll Stiftung İstanbul Koordinatörü Kristian Brakel eşlik etti.
İlk olarak söz alan Brakel, “Son gelişmelerle birlikte Batı da Rusya sivil toplumunun ne kadar örgütlü, güçlü olduğunu gördü” değerlendirmesini yaptı.
Fahtykhova’nın uzun süre gazetecilik yaptıktan sonra Heinrich Böll Stiftung’ta çalıştığını söyledi ve “Rusya'yı apar topar terk etmek zorunda kaldı” dedi.
Fahtykhova da Moskova’dan nasıl ayrıldığı şöyle açıkladı: “Ayrılırken şok içindeydim, sabaha karşı kendimi bir anda burada buldum. Yalnız değilim, aramızda bu yolla gelen dört gazeteci daha var. 4 Mart’ta çıkarılan kararnamenin ardından gözaltına alınmaktan endişe ettim ve buraya geldim.
“Yaptırımların büyük etkisi oldu, birçok şeye erişimimiz engellendi. Örneğin benim banka kartım çalışmadı, biletimi almak için yurtdışından yardım istedim ama birçok insanın böyle bir bağlantısı yok.”
“Savaşı durdurmaya odaklanmalıyız”
Nuria Fahtykhova, Moskova’da devam eden “ikinci bir savaş olduğunu” söyledi: “Rusya'da muhaliflere karşı bir savaş…”
Savaşın nedenlerinin tüm dünyada tartışıldığını söyleyen Fahtykhova “Şimdi siyah-beyaz bakış açısından uzaklaşıp savaşı durdurmaya odaklanmalıyız” dedi.
“Artık korkuyoruz”
Rusya’daki savaş karşıtı eylemlere dair şu bilgileri verdi:
“Çok fazla insanın sokağa çıkmıyor. Büyük şehirlerde sayıca kalabalık gösteriler düzenlendi ama aslında bu rakamlar, nüfusu çok yüksek olan Rusya için küçük rakamlar.
“1 Mayıs 2021’de binlerce insan sokağa çıktığı için hapse atıldı, cezalandırıldı. Artık korkuyoruz. Geçen sene olanlardan sonra kimse sokağa çıkmaz diye düşünüyordum. Fakat yine de sokağa çıktık. Büyük kentlerin caddeleri yüz tanıma yazılımı ile gözetleniyor ve eyleme katılanlar 5 bin Euro para cezası alabilir. İnsanlar buna rağmen yine de sokağa çıktılar."
“Polisin şiddeti 10 kat arttı”
“Gösteriler spontane gelişiyor. 2 bin kişi gözaltına alındıysa 4 bin kişi sokağa çıkmıştır diyebiliriz ama somut sayıları kimse veremez. Sokağa ne kadar az insan çıkarsa o kadar çok gözaltı oluyor. Geçen yıla göre çok daha az insan sokağa çıkmasına rağmen şimdi daha çok insan gözaltına alındı. Şu anda Rusya'nın en küçük şehirlerinde bile irili ufaklı protestolar var ve polisin sergilediği şiddet ise geçen yılın 10 katı. En çok atılan sloganlar, ‘Savaşa hayır, Ukrayna ve bizim için barış ve özgürlük…’”
“Sosyal medya kapalı”
Savaş karşıtı gösterilerde sokakta olanların çoğunluğunu 20’li yaşlardaki gençlerin oluşturduğunu ekledi:
“Bu gösteriler şiddetle bastırıldı. 4 Mart tarihli kararname ile Rusya'da savaş kelimesini kullanmak yasaklandı. Resmi söylem, ‘Rusya Ukrayna’da operasyon yapıyor, Nazilerden kurtarılıyor’. Örneğin üzerinde ‘savaş’ yazılı bir dövizi taşımak suç teşkil ediyor.”
“Gazetecilik can çekişiyor”
Gazeteciliğin durumuna dair de şunları anlattı:
“Rusya'da sosyal medya kapalı, VPN'lerin çoğu çalışmıyor. Birçok medya organı artık bu işi yapmama kararı aldı. Devam edenlerin bir kısmı da erişime engellendi. Rusya'da gazeteciliğin can çekişerek öldüğünü görüyoruz.
“Geçen hafta 150 gazeteci Rusya'yı terk etti. Bugün bu rakam daha fazla. Çok üzücü, sokakta olanları haberleştirecek kimse kalmayacak.”
İnternetten örgütleniyorlar
Sokağa çıkanların daha çok gençler olmasını da şöyle açıkladı:
“Gençlerin hem kaybedecek fazla bir şeyi yok, bütün ömürleri Putin iktidarında geçti hem de internetle ilişkileri daha iyi, bu şekilde örgütleniyorlar. Genç kuşağın bilgiye erişimi, yaşlı kuşaktan daha iyi.
“Rusya ekonomik çöküş içinde, yaşlıların ekonomik olarak kaybedecekleri daha fazla şey olduğundan, borçları olduğundan daha temkinli davrandılar. Daha çok insanın sokağa çıkması, daha çok insanın işini ve evini kaybetmesi, hapse girmesi anlamına geliyor.
“Önceki gün genç bir eylemcinin Saint Petersburg’da dövülerek götürüldüğü görüntüler vardı. Durum hiç bu kadar kötü olmamıştı.”
Nuria Fahtykhova, Kremlin’in de savaş karşıtı eylemlere karşı propagandaya önemli bir kaynak ayırdığını belirtti, duvarlarda savaşı destekleyen yazılamalar yapıldığını söyledi. Bunlardan bazılarına örnekler de verdi:
“Bu savaşın geleceği belliydi”
Son olarak da genel durumu ve bugüne nasıl gelindiğini şöyle anlattı:
“Bu rejim 2012'den bu yana var ve her yıl baskılar kötüleşiyor, protestolar işe yaramıyor. Yaptırımlardan dolayı bizi yoksulluk bekliyor. Tuhaf zamanlarda yaşıyoruz, geleceğe dair aklıma gelen bir senaryo yok. Her şey her an değişiyor, yarın internet bile kapatılabilir.
“Donbass'ta 8 yıldır savaş var, bu savaşın geleceği de 2-3 yıl önceden belliydi. Bunun da uzun zamandır planlanmış bir harekat olduğunu düşünüyorum. Ama uluslararası şirketler diktatörlükle iş ilişkisi kurmaya devam etti…” (AS)