19. yüzyılda da Türk ve Rum nüfusu ile birlikte, yörenin en önemli yerleşim merkezlerinden biri olan Kayaköy'e iki yoldan gidilebilir. Birincisi, Fethiye kalesinin arkasından güneye doğru inen 7 kilometrelik orman yolu, diğeri ise Hisarönü Köyünden devam eden 1 kilometrelik yoldur.
Hayalet şehri andırıyor
Kayaköy'e girdiğimiz zaman ilk dikkatimizi çeken şey, insanların oturmuş oldukları kaya zemin ile bütünleşmiş taş duvarlardan oluşan, çatısız evlerdir. Bir kısmı da insan eli ile tahrip edilen, sayıları dört bine yaklaşan bu evler, yıllar süren bekleyişin sessizliğini taşır gibidirler.
Evleri, iki büyük kilisesi, kalıntılarını görebileceğiniz eczanesi, dükkanları, sokakları ve meydanları ile eski adı Lövissi olan Kayaköy, şu an bomboş haliyle bir hayalet şehri andırmaktadır. Kayaköy'de evler iç içe, el ele fakat birbirinin güneşini, görünüşünü kesmeyecek şekilde yapılmıştır.
Hayret verici teknoloji
1922 yılına kadar yaklaşık 25 bin kişinin yaşadığı köy, Trakya'daki Türkler ile Anadolu'daki Rumların değişimi sırasında tamamen boşalmıştır. Köy bugün koruma altındadır. Kayaköy'ün önündeki düzlükte ise 2000 civarında Türk köylüsü yerleşmiştir.
Kayaköy'ü dikkatli ve düşünerek gezerseniz, o zaman ki teknolojinin ne kadar hayret verici olduğunu göreceksiniz. Çünkü Kayaköy'deki evler inanılmaz derece sert ve dayanıklı yapılmıştır. Gerek okulu olsun, gerek kilisesi olsun hepsine ayrı bir özen gösterilmiştir.
Kilisesinin önüne yukarda bir yere çıkıp bakacak olursanız tek tek taşların toplanıp da yapılması sonucu ortaya çıkan değişik bir model göreceksiniz ki, bu bayağı ilginçtir. Çünkü o kadar kaliteli yapılmış evlere ben Fethiye de veya başka bir yerde bile rastlamadım doğrusu!
Bacalar dikkat çekiyor
Bugün olduğu gibi, o zamanda her ustanın faklı bir ev yapış stili varmış. Kimisi evleri değişik renkte taşlar toplayarak evlerin dış yüzeyine yapıştırmış, kimisi de düz bir motif çizmiştir. Ya evlerin iç dizaynlarına ne demelisiniz ? Her şey düşünülmüş. Özellikle dikkati çeken şey bacalardır. Ama evler küçük olduğu için çoğu oda, mutfak... gibi yerlerde çok küçüktür. Örneğin mutfakları, aynı bugünkü gibi dizayn edilmiştir.
Tek eksiklikleri dolapları yoktur. Belki onlarda önceden varmıştır ama çalınmış da olabilirler. Çünkü önceden Kayaköy'ü ziyarete gelenler, Kayaköy'deki evlerin içinde çok şeyin olduğunu daha sonra evlerin içindekilerinin yavaş yavaş çalınmaya başladığını söylüyorlar.
Ve şu anda ise hiçbir şeyin kalmadığını görüyoruz. Sözde işte bu tarihi Köy korunuyormuş! (Nasıl korumaysa). Böylece tarihi değerlerimiz, bazı ilgisizler yüzünden yok oluyor, hem de gözlerimiz önünde...
Evlerin yanlarında su sarnıçları
Köyümüzün bir de "Eski Çeşme" isimli bir çeşmesi var. O zamandan günümüze kadar sağ kalmayı başarmış. Çeşmeden bizzat bir avuç su içtim, gerçekten buz gibi olan su sizi bunca gezmenin ardından rahatlatıyor. Çeşmenin üzerinde değişik bir dilde yazı yazılmış ayrıca. Şahsen ben çözemedim.
Ayrıca bir başka dikkati çeken şey de her evin yanında su sarnıçları olması. Ve bu sarnıçların içi aynı bugünkü gibi sıvalarla, hatta daha iyi ve kaliteli sıvalarla yapılmış olması ve üstlerinin, kenarlarının tek tek küçük bildiğimiz taşlarla döşenmiş olmasıdır.
Zamanın ağalarının evleri
Sanırım o devirde de herkes kendi bütçesine göre yaptırıyordu. Çünkü bazı evler çok küçük ve dar, bazıları ise büyük, iki katlı hatta çevresi bile duvarlı oluyor. Eeee para işte. Para var, çare var. Sanırım o büyük evler o zamanın ağalarının evi oluyormuş...
Evlerin çoğu tek odalı, mutfaklı oluyordu. Yalnız dikkatimi çeken en büyük şey tuvaletler oldu. Tuvaletler evlerin dışındaydı. Aynı bizim tuvaletler gibi ama evin dışında çok garip doğrusu, enterasan...
Kayaköy işte yukarda anlatmaya çalıştığım şekilde olan bir köymüş. Zamanında orada yaşayanlarda varmış. Peki şimdi ne mi olmuş. Tabii ki terk edilmeye bırakılmış. Ama Kayaköy sağlamlığı sayesinde halen ayakta, inşallah hep böyle kalır..
Temizlik ve tarihi değerlere sahip çıkma
Ben oraya gittiğimde ne korumaya rastladım ne de güzelce yapılmış bir temizliğe. Çünkü Kayaköy şu anda harap, evlerin hali perişan. İnceleme yapmak için evlerin içine girilmez halde bir görünüm var. Pislik diz boyu. Su sarnıçlarının içi bira şişeleriyle,çöp artıklarıyla dolu...
Bu ne biçim değer verme... Baktıkça kahroluyorum şu içler acısı köye yapılacak olan tek şey biraz temizlik ve tarihi değerlere sahip çıkma. Kim bilir neler vardı o evlerin içinde şimdi ise her şey bir hiçten ibaret. Söyleyeceğim şu ki kaybeden yine biz olacağız böyle giderse.
Sizlere biraz olsun Fethiye'nin güzelim tarihi Kayaköy'ü tanıtabildiysem ne mutlu bana... (NH)