Tasarı kapsamında, 13 Nisan 1994 tarihli ve 3984 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkındaki Kanun'da değişiklik yapılacak. Ayrıca, Basın Kanunu'nda, Gelir Vergisi'nde ve Kurumlar Vergisi'nde de yeni düzenlemelere gidilecek.
Program kapatma dönemi
RTÜK yasa tasarısı, getirdiği müeyyideler itibariyle, genelde(yayının durdurulması yerine)"programın yayından kaldırılması" yönünde yaptırımlar getirmesine karşılık; şu konularda 1 aylık yayın durdurmadan lisans iptaline varabilen ağır cezalar öngörüyor:
"* Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı yayın",
"* Devletin varlık ve bağımsızlığına, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne aykırı yayın yapma",
* Toplumu şiddete, teröre, etnik ayrımcılığa sevk eden veya halkı sınıf, ırk, dil, din, mezhep ve bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik veya toplumda nefret duyguları oluşturan yayın,
* Yayıncılığın gerek yayın organı, gerekse hisse sahipleri ve üçüncü derece dahil olmak üzere üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımları veya bir başka gerçek veya tüzel kişinin haksız çıkarları doğrultusunda kullanılması,
Yayın ilkelerini yeniden belirleyen, Radyo Televizyon Üst Kurulu'na (RTÜK) üye seçiminde değişiklik getiren, basın kuruluşlarında tekelleşmenin önünü açacak düzenlemeler öngören yasa tasarısı, 7 Haziran 2001'de Meclis'te kabul edilmiş, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer 18 Haziran 2001'de tasarıyı veto ederek Meclis'e geri göndermişti.
"Aynen yasalaştırma" kararı
Hükümetin, yarın Anayasa Komisyonu'nda görüşülmesi beklenen tasarıyı, aynen yasalaştırma kararı aldığı belirtiliyor.
Tasarı, Cumhurbaşkanı'nın veto gerekçeleri değerlendirilmeden, başta iletişim hukukçuları, basın meslek kuruluşları ve yerel ve bölgesel medya temsilcileri olmak üzere konuyla ilgili kesimlerin tepkileri dikkate alınmadan yeniden Meclis gündemine alındı.
Tasarının yasalaştırılmasına yönelik bu ikinci girişimle ilgili görüşleri sorulan Açık Radyo Yayın Yönetmeni Ömer Madra, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) İstanbul Şube Başkanı Barış Yarkadaş ve Özgür Radyo Yönetim Kurulu üyesi Füsun Erdoğan tasarıya tepki gösterdi.
Yerel medyayı tehdit ediyor
* Aslında Cumhurbaşkanı'nın veto gerekçeleri basında, ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştı" diyen Ömer Madra itirazlarını şöyle dile getiriyor:
* Bu yasanın "virgülüne dokunulmadan" Meclis'ten geçmesi, felaket bir sonuç doğurur.
* Mesela, yasa, yerel ve bölgesel radyo ve televizyonlara altından kalkamayacakları para cezaları verilmesini öngörüyor. Bu durum, yerel medyanın ortadan kalkmasına yol açabilir. Bu da, demokrasimiz açısından olumsuz sonuçlara yol açar.
* Muğlak, keyfi kıstaslara bağlanmış, özgürlükleri daraltıcı bir yasanın, özgürlüklerin genişletilmesine, başta hukuk olmak üzere bir çok alanda reformlar yapılmasına gidildiği bir ortamda yürürlüğe girmesi büyük bir çelişki olarak ortaya çıkıyor.
"Sezer Anayasa Mahkemesi'ne gider"
* Söz konusu yasa Meclisten "aynen" geçerse Cumhurbaşkanı Sezer'in yeniden veto yetkisi yok. Ancak, Cumhurbaşkanı'nın yasayı Anayasa Mahkemesi'ne taşıyacağı şüphesizdir bence. Anayasa Mahkemesi'nin vereceği karara kadar geçecek süre içinde ciddi birtakım zararlar da ortaya çıkabilir.
Tasarı "reform" değil
* Ulusal Program'da Radyo Televizyon Yasası'nın reform kapsamına alınacağı açıkça belirtilmiştir. Türkiye'nin verdiği bir taahhüttür bu. Taslağın bu haliyle aynen yasalaşması girişimi ise reform değil, mevcut yasanın bile çok gerisine düşen, ondan çok daha kötü, özgürlükleri daraltıcı bir hukuki durum yaratır. Bu sakıncalar Cumhurbaşkanı'nın veto gerekçesinde ayrıntılarıyla sıralanmıştır zaten.
* Bunu reform diye nasıl anlatacaklar? Bunun Meclis'te yeniden tartışılırken nasıl reform diye anlatılabileceğinden çok şüpheliyim.
Metni tartışmadan nasıl oylayacaklar?
* Asıl soru belki şudur: TBMM demokratikleşme paketleri üzerinde çalışırken, hukukun üstünlüğüne aykırı olduğu Cumhurbaşkanı'nca da belirtilmiş olan bir metni, hiç bir itirazda bulunmadan veya tartışma konusu etmeksizin tekrar nasıl oylayacak? Bunu da anlayabilmek çok güç.
Büyük balık küçük balığı yutacak
Özgür Radyo Yönetim Kurulu Üyesi Füsun Erdoğan da, Cumhurbaşkanı Sezer'in yasayı daha önce veto ettiğini hatırlatarak, "Veto gerekçeleri geçerliliğini aynen koruyor" dedi.
Yasanın medya tekellerinin çıkarlarını koruduğunu savunan Erdoğan şu noktalara dikkat çekti:
* Milletvekillerinin hizmet ettiği büyük medya tekelleri dört gözle bekliyorlar. Onlar da hizmette kusur etmeyeceklerdir. Başlayacak olan yeni süreçte de büyük balık küçük balığı yutacaktır.
* Yasanın temsil ettiği çıkarlar, yasanın geçtiği koşullardan daha da önemli.
Yerel yayınların yaşamasını istemiyorlar
* Bergama'da altın madeni işletilmesine karşı verilen çabaya ve yargı mücadelesine rağmen bir bakıyorsunuz, Meclis'ten şirkete çalışma izni veriliyor.
* Önceki yasadan bile daha geri bir yasa uygulamaya sokuluyor.
Zaten yerel yayınların yaşamasını da istemiyorlar. Yasa, yerel yayıncılığın canına okuyacak.
* Milletvekilleri diyor ki; "Medya tekelleri bunu istiyor, biz de bunu yapacağız."
ÇGD: Medya Patronları Ankara'da kamp kurdu
Çağdaş Gazeteciler Derneği İstanbul Şube Başkanı Barış Yarkadaş ise, yasa tasarısı ile tekelleşmenin önünün açıldığına dikkat çekti:
* Zaten RTÜK'ün kendisi antidemokratik uygulamaların ve sansürcü bir zihniyetin temsilcisi ve yansıması olduğu için önce RTÜK'ü tartışmak gerekiyor. RTÜK bugün medya üzerindeki Demokles'in kılıcıdır. Son yasa ile bu bir kez daha ortaya çıkmıştır.
* Yeni tasarı, medya patronlarının lehine düzenlenmiştir. Tekelleşmenin önü açılmış, yasal zemine oturtulmuştur.
* Medya patronlarının bir-iki hafta önce Ankara'da adeta kamp kurması ve girişimlerden bulunması, bu tasarının eski haliyle geçmesi için verdikleri uğraşlar bunun en somut göstergesidir.
"Anti-Sezer kampanyası bunun zemini"
* Tasarı Meclise gelmeden önce Cumhurbaşkanı Sezer aleyhinde başlatılan kampanya bunun zeminini oluşturmak içindir. Çünkü, Sezer tasarıyı daha önce veto etmişti.
* Tasarıyı yeniden Meclise getirenler bu itirazlara kulaklarını tıkadı. Adeta medya patronlarının temsilcisi gibi, Ankara'da tezgahlanmış bu tasarıyı Meclis'ten geçirmek için çaba göstermeye başladılar.
Yasa yerel medyayı etkisizleştirecek
* Yerel medyayı tamamen etkisiz hale getirecek olan yeni tasarı antidemokratik ve hukuk dışıdır.
* Demokratik kitle örgütleri, sivil toplum kuruluşları, basın çalışanları, basın meslek örgüt temsilcilerinin görüşlerine başvurulmadan hazırlanan tasarının hiçbir meşruiyeti yoktur.
* Sansürcü bir kurum olan RTÜK'ün meşruiyeti olmadığı gibi yeni tasarı belki yasalaşabilir ama toplumun geniş kesimlerin nezdinde meşruiyetini baştan kaybetmiştir. (BB/NU)