2 Haziran 2001 tarihli nüshasında, tasarıyı protesto etmek üzere birinci sayfasını boş çıkartan ve Hatay milletvekillerini göreve çağıran gazete, gerekçe olarak şu görüşe yer verdi:
"Mustafa Kemal'in, Anadolu halkını aydınlatma aracı olarak kullandığı basın; 82 yıl sonra karartılmak isteniyor. Hatay mücadelesinde bölge yurttaşımızı bilgilendiren yerel basın; yok edilmeye çalışılıyor. Sevr'i adım adım yüreğinde hisseden ülkemiz, yolsuzluk iddialarının gündeme taşındığı bir süreci yaşıyor. İşte bu süreçte, yurttaşımızın bilgilenmesini, haber almasını istemeyen zihniyet; bilgilenme aracını hedef aldı."
"Hedefin görünen noktasını basın oluşturuyor. Oysa, görünmeyen yer, asıl hedeftir. Hedef halkımızdır! Halkın bilgi edinme, haber alma, özgür düşünme, ifade ve serbest eleştiri hakkıdır. Biz, halkın kullanması gerektiğine inandığımız bu haklarının aracı olan basının susturulma çalışmalarını protesto ediyoruz."
"Mustafa Kemal Atatürk'ün, 'Basın özgürlüğünden doğan sakıncaların yok edilme aracı, yine basın özgürlüğünün kendisidir' fikrinin sonsuz destekçileri olarak, Mecliste görüşülmekte olan yasa tasarısını protesto ediyoruz! Basın kadar, halkımızı ve onları temsil eden millet vekillerimizi de göreve çağırıyoruz. Ve o tasarıya oy vermeyin diyoruz."
Gazetenin Yazı İşleri Müdürü Haluk Arlı , beklenen gelişmelerin dikkate alındığında tasarı için geç bile kaldığını savundu. Gelişen teknoloji çerçevesinde, basının büyük para gerektiren bir yatırım olduğunu belirten Arlı, şöyle dedi:
"Gerçekten kamuoyunu bilgilendirmek, insanlara bu işi kuralları ile yaparak gazete sunmak isteyenler, artık ekonomik olarak bu işin altından kalkamaz oldular.
*"Boşluğu politikacılarla iyi ilişkiler içinde olan sanayiciler doldurdu . Bugün Türkiye'de kamuoyu 2-3 holding patronunun denetimindeki gazete ve televizyonlardan bilgi sahibi oluyor. Yani onlar ne istiyorsa onları okuyor ve seyrediyoruz.
* "Bu patronlar, borsayı istedikleri gibi manipüle edebiliyor, faizleri, ithalatı, ihracatı aklımıza gelebilecek her şeyi istedikleri gibi sunuyor veya görmezlikten geliyor."
* "Tasarı kanunlaşırsa, yerel basını 'Yasalara göre ....' diye başlayan tümcelerle sınırlayıp, susturacaklar. Yani amaç, az biraz boşluklardan yararlanarak, görevini yapma sorumluluğunu taşıyan muhabir ve gazetecileri susturmak , ekonomik olarak güçsüz olan yerel basını da, yalnızca resmi açıklamalar ile basın bültenlerini yayınlayan bir konuma getirmektir."
* "Bu tasarının yasallaşmasıyla, ne siyanürün ve atom enerji santrallerinin zararları, ne bitirilen hayvancılık ve tarımın neden bu hale geldiği yazılabilecek.
* "Bu nedenle, tasarıya yalnız gazeteler ve gazeteciler değil, Türkiye'de yaşayan herkes karşı çıkmalıdır."
Gazeteciler Cemiyeti'nden Tepki
Antakya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Günay Çelenk de tasarının ilk gündeme geldiğinde düzenleme olarak algılandığını, ancak şekillendikçe düş kırıklığına uğradıklarını belirtti.
RTÜK yasası ile Basın Yasası'nda değişiklik öngören tasarıda para cezalarını ölçüsü kaçmış olarak ifade eden Çelenk, 'Bu cezaları ödeyebilecek yerel yayın organı var mı' diye sordu.
Çelenk, şu ifadelere yer verdi:
"Bu tasarı yasallaşırsa, para cezasına dayanamayan yazılı, görüntülü ve işitsel yayın organları, mesleki faaliyetlerine son vermek zorunda kalacak."
İskenderun Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Hilmi Diken de tasarının yasallaşması ile yerel basının ya tamamen kapanacağını ya da tekel oluşturacak şekilde büyük sermaye sahiplerinin eline geçebilme tehlikesini ortaya çıkardığını söyledi.
Tasarının çok ağır olduğunu söyleyen Anadolu Basın Birliği Hatay şube Başkanı Refik Kireççi de, "Tasarı, Meclis Genel Kurulu'ndan geçse dahi, Çankaya'ya takılır. Çünkü, tasarı; düşünce özgürlüklerine indirilen ağır bir darbedir. Ve ayrıca eşitsizlik yaratmaktadır. Türk Ceza Kanunu'nda çeşitli suçları işleyenlere erteleme cezası uygulanırken, tasarıda hürriyeti bağlayıcı suçların paraya çevrilmesine ilişkin engeller vardır" dedi.
Basın Yasası'nda bulunan para cezalarının arttırılmasının öngörüldüğünü anımsatan Kireççi, "Hukukçu Cumhurbaşkanımızın buna izin vereceğini sanmıyorum. Yasa çıksa dahi Onun vetosuna takılacağına inanıyorum" diye konuştu.
İskenderun'da yerel yayın yapan Tosyalı TV Genel Koordinatörü Adnan Tink ise, hükümetin hazırladığı tasarının yasallaşması durumunda basının yazar-söylemekten korkar hale geleceğini bunun da basının susturulmasına ve bir şekilde yok olmasını sağlayacağını belirtti. (YV/NU)