Uluslararası hak örgütleri, Türkiyeli yetkililerine, IŞİD’in Kobanê’ye saldırısıyla alevlenen çatışmaların ancak kolluk kuvvetlerinin insan haklarına saygılı tutumuyla, medyanın da özgür ve sorumlu yaklaşımıyla yatıştırabileceğini bildirdi.
Paris merkezli Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), iletişim özgürlüğünün yerleşmesi bakımından barış sürecinin sürdürülmesiyle ilgili, “anlık politik etkenlere kurban edilmeyecek kadar önemli” dedi.
RSF Doğu Avrupa ve Orta Asya Büro sorumlusu Johann Bihr, “Barış süreci, anlık politik etkenlere kurban edilmeyecek kadar hem kendisince hem de iletişim özgürlüğü bakımından çok önemli” şeklinde açıklama yaptı.
Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner de, Türkiye yetkililerinin gerginliği sonlandırmak için “mutlaka insan haklarına saygılı bir kolluk icraatı”nın zorunlu olduğunu bildirdi.
Gardner, o sırada 19 olan ölü sayısına atıf yaptığını açıklamasında, protestocuların yaralanmasıyla ilgili derhal bir soruşturma başlatılmasının çok önemli olduğunu açıklamıştı.
RSF: Medya ne susturulsun, ne de maskelesin
RSF’den Bihr, barış sürecinin geleceği açısından kamu makamlarına ve medyaya görev düştüğünü açıkladı: “Yaşanan olayların ülke ve bölge açısından önemine bakılırsa, basını susturmak veya olayları maskelemek kabul edilemez. Gelişmeleri tam yansıtmaları ve tansiyonu gereksiz şekilde artırmaktan imtina etmeleri konusunda medyaya desteğimizi sunuyoruz.
Son iki haftada medya temsilcilerine İstanbul, Ankara ve Suriye sınırında girişilen saldırıları da sıralayan RSF, çatışmalardan kaçarak Türkiye’ye geçen Kobanê’deki medya çalışanlarını serbest bırakmalarını ve sınırda görev yapan habercilerin can güvenliğini sağlamalarını istedi.
RSF, “İletişim özgürlüğü, kamusal tartışma ve barış için vazgeçilmez” başlıklı bildirisinde, son 10 yılın en şiddetli çatışmalarını yaşayan Türkiye’de gazeteciliğin tam ve sorumlu şekilde yapılmasının öneminin büyük olduğunu bildirdi.
“Yetkililerin görevi medya profesyonellerini korumaktır. Ancak, Gezi eylemlerinden bu yana bu bakımdan hiçbir ders çıkarılmadığını maalesef tespit etmek zorundayız”.
RSF, Suruç’ta gözaltında tutulan Kobanê’den 20’ye yakın yerel habercinin de derhal serbest bırakılmasını talep etti. Örgüt, ulusal gazetelerde çatışmaları oldukça kutuplaşmış ve politik ayrışmaları ortaya koyar bir tarzda yansıttığını da kaydetti; 8 Ekim 2014 tarihli Sözcü(PKK Kobane bahanesiyle ülkeyi yaktı! Hainlik Ateşi”), Özgür Gündem (“Bütün Sokaklar Kobane”) ve Yeni Şafak gazetesinin “CHP ve HDP vandalları sokağa saldı, Türkiye Düşmanları” başlıklarını örnek gösterdi. (EÖ)