Tüm dünyada basın özgürlüğü için mücadele veren Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü (RSF), Hollanda’da çıkan liberal eğilimli NRC Handelsblad gazetesinin Türkiye muhabiri Bram Vermeulen’in ülkeye her giriş yaptığında sınır görevlilerince istenmediğini ima eden işlemlerle karşılaştığını ve her uluslararası medya temsilcisine verilen yeni format basın kartını talep ettiği halde yetkili makamlarca hiçbir yanıt alamadığını anımsattı.
RSF: Bu belirsizlik kabul edilemez
RSF, merkezi Paris’ten (dün) yaptığı yazılı açıklamada, “Türkiye yetkililerinin ortaya koydukları bu belirsizlik kabul edilemez” dedi. Bildiride, söz konusu zorlukların sürmesi halinde gazetecinin 1 Ocak 2014’e kadar geçerli olan oturum izninin de facto olarak bu tarihten sonra zora gireceği konusunda yetkililer uyarıldı.
RSF, böyle bir durumda, 1995 yılından bu yana bir ilkin yaşanacağını ve bunun da Ankara’nın uluslararası basına yönelik gösterdiği çekincelere bir yenisinin eklenmiş olacağını bildirdi. Örgüt, Ankara’nın uluslararası medyaya yönelik ilk tutumunun Gezi eylemleri sırasında yaşandığını da anımsattı.
“Ya çözülmeli, ya nedeni açıkça bildirilmeli”
Örgütün açıklamasında, “Yetkili makamları, gazeteci Bram Vermeulen’in durumunu yasalara uygun bir şekilde çözmeye ya da tam anlamıyla neyle suçlandığı konusunda kendisine açıklama yapmaya çağırıyoruz” denildi.
Gazeteci yılbaşından bu yana beş kez ülkeye her giriş yaptığında polis tarafından durduruldu ve sorgulandı. RSF’ye bilgi veren Vermeulen, “Her defasında sınır görevlileri bir güvenlik sorunu bulunduğunu veya kara listede olduğumu söylüyorlar. Fakat 31 Aralık 2013 tarihine kadar geçerli olan bir oturma iznim olduğu için, sonunda her defasında geçişime izin veriyorlar. Ne Türkiye Büyükelçiliği, ne İçişleri Bakanlığı, ne de Emniyet, kimse neden böylesi bir muameleyle karşılaştığım konusunda bir açıklama yapmıyor.”
Bir gümrük görevlisinin gazeteciye, ileride bir turist vizesi alma konusunda dahi güçlük yaşayabileceğini söylediği ifade ediliyor.
Gazeteci Vermeulen, Nisan ayından beri umutsuzca, Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nden (BBYEGM) basın kartının yenilenmesini bekliyor. Meslektaşları içerisinde bir tek kendisinden kartın esirgenmesine anlam veremeyen gazeteci birçok kez yetkili makamlarla temasa geçtiyse de sonuç alamadı.
Ne çalıştığı NRC Handelsblad gazetesinin yetkililerine ne de Hollanda Dışişleri Bakanlığı’na Ankara’dan durumu aydınlatacak bir açıklama yapılmadı. Oturma iznini alabilmesi basın kartının yenilenmesine bağlı olduğundan söz konusu gecikme daha büyük sorun oluşturuyor.
“Ben hiçbir suç işlemedim. Yabancı gazetecilerin çalışması için gerekli tüm belgelere sahibim. Görev yapmamın engellenmesi için hiçbir meşru neden göremiyorum.”
Vermeulen: Gezi’den önce başladı
Vermeulen’in yaşadığı sıkıntıların kaynağında Gezi olaylarıyla ilgili haberlerinin yattığına, söz konusu engellerle Gezi sürecinden önce karşılaşmaya başladığı için, inanmıyor.
Gazeteci bu arada çok sayıda duyarlı konuları haberleştirdi. Irak’ta PKK üyeleriyle röportaj gerçekleştiren Vermeulen’in bir diğer mülakatı da, Türkiye-Suriye sınırının güvenliğini sağlaması öngörülen NATO’da görevli Hollandalı askerleri tehdit etmesi üzerine Devrimci Halk Kurtuluş Partisi Cephesi (DHKPC) ile ilgili oldu.
1995’ten bu yana bir ilk
1995’ten bu yana Türkiyeli olmayan hiç bir gazeteci bu muameleyle karşılaşmadı. En son, Reuters Ajansı’nın muhabiri Aliza Markus, Türk Ordusu’nun boşalttığı Kürt köyleriyle ilgili haberleri nedeniyle Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) yargılanmıştı.
Gazeteci beraat etmesine rağmen basın kartı yenilenmemiş ve ülkeyi terk etmek zorunda bırakılmıştı. (EÖ/EKN)
-----------------------------------------
* Basın bildirisinin Fransızca örneği için tıklayınız
** Bildirinin İngilizcesi için tıklayınız.