Haberin İngilizcesi için tıklayın
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turuna giden süreçte medyanın büyük bölümünün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan lehine taraflı yayın yaptığını ve sürecin adil olmadığını ifade eden bir analiz yayımladı.
RSF, Erdoğan’ın yurttaşları güvenilir ve çok sesli bir medyadan mahrum bırakmak da dahil olmak üzere seçimleri kazanmak için elinden gelen her şeyi yaptığını kaydetti.
Erdoğan’ın medya üzerindeki kontrolüne ilişkin bilgiler veren RSF “Yıllar içinde bağımsız gazetecilerin topyekûn tacize uğraması, hapse atılması, devlet medyası üzerindeki kontrolün artması, Türkiye'nin en büyük özel medya grubunun hükümet yanlısı Demirören grubu tarafından satın alınması ve cumhurbaşkanını destekleyen medya kuruluşlarına yönelik sübvansiyon sistemi, Erdoğan’ın ulusal medyanın yüzde 85'ini kontrol etmesini sağladı” dedi.
"Erdoğan'a 32 saat, Kılıçdaroğlu'na 32 dakika"
Bu durumun, yayın süresinin büyük ölçüde adaletsiz dağılımı ve editoryal kontrol de dahil olmak üzere pek çok sonucu olduğunu kaydeden RSF “1 Nisan'dan 1 Mayıs'a kadar geçen bir aylık süre zarfında Erdoğan, kamu televizyon kanalı TRT Haber'de rakibinden tam 60 kat daha fazla yer aldı. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) kaynaklarına göre, Erdoğan 32 saat yayın yaparken, Kılıçdaroğlu 32 dakika yayın yaptı. Başka bir deyişle, bir kamu televizyonu sadece bir devlet televizyonu gibi davranmakla kalmadı, aynı zamanda bir adaya karşı diğerinin yanında yer aldı” diye yazdı.
RSF, analizde A Haber, 24 TV, TV100 ve Akit TV'nin de aralarında bulunduğu 14 TV kanalının 12 Mayıs'ta ortak yayınla yaklaşık bir buçuk saat boyunca Erdoğan’ın röportajı yayınladığını hatırlattı. Kılıçdaroğlu'na cevap verme hakkı tanınmadığını belirten RSF, 14 TV kanalının Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na saldırmasına izin verdiğini kaydetti.
Erdoğan yanlısı kanalların gazetecilik etiğine aykırı davrandığını da ifade eden RSF, gazetecilerin Erdoğan’a hiçbir zaman siyasi yolsuzluk, ekonomik kriz, hükümetin son depremle ilgili tartışmalı tutumu veya şu anda Türkiye'nin vatandaşlarını meşgul eden diğer konular hakkında ciddi bir soru soramadığını ifade etti.
Önderoğlu: Demokratik süreçten yoksun medya sistemi
RSF, analizde Türkiye Temsilcisi Erol Öneroğlu’nun görüşlerine de yer verdi. Önderoğlu konuyla alakalı "Türkiye'de basın özgürlüğü ve çoğulculuğa yönelik son derece ciddi ihlallerin gerçekleştirildiği bir sistem yaratıldı. İki adayın ve programlarının artılarını ve eksilerini ya da ülkenin siyasi sosyolojisini tartışabilirsiniz. Ancak gerçek şu ki bu seçimlere, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını demokratik karar alma araçlarından mahrum bırakan bir medya sistemi tarafından büyük ölçüde hile karıştırılmıştır. Bu apaçık hukuksuzluk, açık bir şekilde seçimin güvenilirliğini zedelemektedir." dedi.
Türkiye, RSF'nin son Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 16 sıra gerileyerek 180 ülke arasından 165. sıraya yerleşti.
(HA)