KCK Basın Davası’nın 12. duruşması Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Paris merkezli Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Örgütü Avrupa ve Merkez Asya Masası Başkanı Johann Bihr ile RSF Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu da davayı izliyor.
bianet’e konuşan Bihr, KCK Basın Davası’nın barış sürecinin önünde bir engel olduğunu söyledi. Önderoğlu ise tahliyelerin belirli bir müzakere sürecine bağlı olarak gerçekleştiği izleniminden dolayı rahatsızlık duyduklarını belirtti.
Tutuklu sanıklardan Mikail Barut’nun önceki duruşmada birleştirilen iddianamesinin okunmasıyla başlayan duruşmada öğleden sonra savunmalar alınacak. Gazetecilerin ilk defa anadilinde savunma yapacağı duruşmada ortak savunma okunacak.
Bihr: Barışa destek vermek için burdayız
Bihr sadece gazetecilere değil, barış sürecine de destek vermek için İstanbul'da olduklarını söyledi.
“Hapisteki meslektaşlarımıza destek olmak için buradayız. Şu açıktır ki sürmekte olan KCK Basın Davası barış sürecine engel oluyor. Biz aynı zamanda bu barış sürecine destek vermek için, yetkililere süreci yarı yolda bırakmamaları gerektiğini söylemek için buradayız.
“Sınırlı da olsa bazı adımlar atıldı. 3. Yargı Paketi de 4. Yargı Paketi de bazı etkileri olmakla beraber tatmin edici değildi. Bugün hala gazeteciler tutuklanma tehlikesi altında haber yapıyorlar. Öyle reformlar yapılmalı ki bir daha bunun gibi davaların açılmasına imkan verilmemeli.
“Terörle Mücadele Kanunu'yla ilgili ciddi düzenlemeler yapılmalı. Terör eyleminde bulunmak ya da terör eylemi hazırlığında bulunmak gibi suçlar yoruma mahal vermeyecek şekilde net bir şekilde tanımlanmalı. Tedbir tutukluluğu çok ama çok sınırlı bir şekilde uygulanmalı ve bu uygulamalar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi standartlarına uygun hale getirilmeli.”
Önderoğlu: Tahliyeler reformlarla başlamalıydı
Önderoğlu ise tahliyelerin barış sürecinden önce reformlarla beraber başlamış olması gerektiğini, sadece gazetecileri değil ifade özgürlüklerini kullandıkları için hapiste olan herkesi kapsaması gerektiğini söylüyor.
“Türkiye'de tedbir tutukluluğunun bir cezaya dönüştüğüne her zaman tanık olduk. Buna reformlara başlandığı sırada son vermek gerekirdi. Sadece gazeteciler değil Türkiye cezaevlerinde ifade özgürlüğü sebebiyle tutuklu bulunan muhalif siyasiler, öğrenciler ve diğer toplum kesimlerinin de bu reformlardan kitlesel olarak faydalanması gerekiyor. Artık çatışmacı toplum ortamından uzaklaşmamız gerekiyor. Bu temenninin sadece gazetecilerle sınırlı olmaması gerekir, bir yargı ve polisiye alışkanlığının sona ermesi gerekir."
Duruşmayı Belçika Parlamentosu’ndan Jean-Claude Defosse, Andre du Bus de Warnaffe ve Fatoumata Sibide, Almanya Gazeteciler Sendikası’ndan (Deutsche Journalisten Union-DJU) Joachim Legatis, Barış ve Demokrasi Partisi İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ercan İpekçi, Çağdaş Gazeteciler Derneği İstanbul Temsilcisi Nazım Alpman, Gazetecilere Özgürlük Platformu dönem sözcüsü Basın Konseyi’nden Kaan Karcılıoğlu izliyor. (EA)