Fotoğraf: İstiklal caddesi Barış Yürüyüşü /bianet / 2015 (Arşiv)
Rosa Kadın Derneği, 1 Eylül Barış günü vesilesiyle yayınladığı açıklama ile “Kadınlar barış istiyor” diye seslendi.
“Kadınlar savaş istemiyor”
Dernek açıklaması özetle şöyle:
“Kadınlar, barışın toplumsallaşmasının en ekili dinamiğidir. Kadınlar, savaş süreçlerinde yaşadıkları zorluklar, bu zorluklar karşısında mücadele ederken edinmiş olduktan tecrübe ve bilinçle hakikatin ortaya çıkması, adaletin sağlanması ve uzlaşma kültürünün oluşması için en ekili eylemlerin örgütlenmesinde misyon sahibi olarak, barış sürelerinde belirleyici olabilmeli bunun için örgütlenerek mücadeleyi sürdürmelidirler."
"Kadro bakış açısı., güçsüz, örgütlülüğünün zayıf olması, kadınların barış mücadelesine katılımı ve sonuç alıcılığını etkilemektedir. Şiddetin hakim olmasıyla, toplumsal ve ekonomik yaşamda ve yine siyaset alanında zor da olsa bir şekilde var olmaya çalışan kadınlar, eğer örgütlülüklerin sağlayamamış iseler savaş kararının verilmesinde olduğu gibi beş mücadelesi içerisinde de -tıpkı silahsız, otoritesiz ve sermayesiz diğer toplumsal gruplar gibi belirleyici olamamaktadırlar."
"Yaşamın tüm alanlarında kendini gösteren egemenlik ilişkileri, açığa çıkan toplumsal iktidar biçimleri ve şiddet mekanizmaları kaynağını cinsiyet rejiminden alır."
"Genel anlamda şiddetin bir sorun çözme yöntemi olarak meşru görülmesi ve kabul edilmesi bu yöntemi özel alanlarımıza taşır. Kadına yönelik şiddet oranlarında görülen artışın temel nedeni de budur. Savaşların son bulması "Eşit olmak - Eşit paylaşma, düşüncesinin yaygınlaşması ve kurumsallaşması ile mümkündür."
"Tüm eşitsizliklerin kaynağında kadın-erkek eşitsizliğinin yer aldığı düşüncesiyle, en yaygın ve en eski ayrımcılık olan cinsiyetçiliğin ve bunu açığa çıkaran erkek egemen sistemin son bulması bu noktada hayati bir öneme sahiptir. Mücadele arzusu ve kararlılığında olan kadınlar örgütlenerek en etkili barış mücadelesini ortaya koyacaklardır.”
30 yıllık "süreç"
Akil İnsanlar Heyeti
(EMK)