Türkiye’nin en çok ötekileştirilen halklarından Romanlar ve Roman gibi yaşayan grupların (Rom, Dom, Lom, Abdal) ihtiyaçlarını belirlemek ve çözüm önerileri sunmak amacıyla Sıfır Ayrımcılık Derneği ve Sosyal Değişim Derneği RODİMATA projesi başlattı.
Romanes dilinde araştırma anlamına gelen RODİMATA, projeye destek olan İsveç Konsolosluğu’nda yapılan toplantıyla tanıtıldı.
Projesi Asistanı Gonca Şahin, projenin amacını Romanlar ve Roman gibi yaşayan toplulukların ihtiyaçlarının genel değerlendirmesini yapmak, Avrupa Birliği ülkelerindeki iyi projelerin Türkiye'ye adapte edilip edilmeyeceğine bakmak ve eylem planı geliştirmek olarak açıkladı.
Proje kapsamında etnik kökenlerine göre Artvin (Lom), Diyarbakır ve Antep (Dom), İstanbul (Rom) ve Artvin (Lom) gibi illere gidilecek. Bugüne kadar yapılan tüm araştırmaların taraması yapılacak, sivil toplum örgütleri ile görüşülecek.
Lomlar, Domlar, Romlar ve Abdallar
Proje Koordinatörü ve Sıfır Ayrımcılık Derneği Başkanı Elmas Arus, Türkiye'deki Romanların genel durumunu anlattı.
“1000 yıldır Anadolu topraklarında yaşayan Çingeneler, 9. yüzyıldan itibaren Hindistan’dan farklı ülkelere göç eden topluluklardan oluşuyor. Bu gruplardan kuzeye göç edenlere Lom, batıya göç edenlere Rom, doğuya göç edenlere Dom deniyor. Bir de İçanadolu’da Romanlar gibi yaşayan Abdallar mevcut.
"Ancak dört yıl öncesine kadar Çingeneler olarak adlandırılan bu gruplar Roman açılımından sonra Roman olarak adlandırılmaya başladı. Ancak bu gruplar kendilerini etnik olarak kendi isimleriyle tanımlıyor. Çünkü farklı kültürleri, dilleri var sadece yaşadıkları mağduriyet ortak. Sadece Roman dememiz diğer grupları dışladığı için grupları Romanlar ve onlar gibi yaşayan gruplar olarak tanımlamayı tercih ediyoruz. Çingene kullanımının ona atfedilen olumsuz anlamdan kurtarılması gerekiyor. "
"Eylem planı yazılmalı"
Alus, hükümetin Roman açılımı sonrasında oluşturmaya başladığı yedi yıllık eylem planını bir an önce hayata geçirmesi ve Roman meselesinin hükümet programına alınmasını talep etti.
“İlk kez Romanlarla hükümet dört yıl önce bir araya geldi. Eğitim, istihdam, ayrımcılık, konut gibi sorunları tartışıldı. Bu süreçten sonra gruplarda kimlik bilinci oluştu, hızlı bir dernekleşme süreci oldu. 211 dernek 11 federasyon kuruldu. Ancak bunların nitelikleri tartışılır; genelde hak temelli değil herhangi bir siyasi partinin yan kuruluşu ve yardım yeri gibi çalışıyorlar. Hükümetin 10 bin adetlik konut vaadi var. Ancak bir yandan da tüm Türkiye’de bu grupları mağdur eden kentsel dönüşüm sıkıntısı var. Onlar hayatlarına uygun yerinde iyileştirme istiyorlar.”
Sosyal Değişim Derneği Genel Sekreteri Levent Şensever, Türkiye'deki sivil toplum örgütlerinin Çingeneler ile ilgili çalışma yaparken Çingenelerin kendi STÖ'leri ile mutlaka ortak çalışması gerektiğini söyledi.
Sağlık Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Daire Başkanı Elif Ekmekçi Bor, hükümetin farklı bakanlıklarının konuyla ilgili koordineli şekilde ve STÖ'lerin desteğiyle çalıştığını belirtti. (NV)