Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş’in ölümüne ilişkin bir yıldır süren soruşturma sürüyor.
Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) hazırladığı son raporda, Kabaiş’in vajinal ve göğüs (sternal) bölgelerinde iki farklı erkeğe ait DNA profili tespit edildiği belirtildi. Ancak bu bulgunun uzun süre kamuoyundan gizlenmesi ve ardından “bulaş ihtimali” açıklamasıyla geçiştirilmesine tepki var.
Turantaylak: Bilimsel açıklama bekliyoruz

Rojin Kabaiş Çalışma Komisyonu üyesi ve Van Barosu Kadın Hakları Merkezi avukatı Medine Turantaylak, ATK’nın çelişkili açıklamalarına dikkat çekerek şu sözlerle tepki gösterdi:
“ATK daha önceki raporlarında vajina içinde DNA bulunmadığını söylüyordu. Şimdi ise ‘bulaş ihtimali’nden bahsediyorlar. Peki, önce DNA yok dediniz; şimdi nasıl bulaştan söz ediyorsunuz? Bilimsel bir açıklama bekliyoruz.”
Turantaylak, otopsi sırasında görevli tüm personelin DNA örneklerinin alınarak olası bulaş ihtimalinin bertaraf edildiğini hatırlatarak, “Kurum kendi beyanını çürütüyor” dedi.
Avukat, ayrıca Valiliğin ve üniversitenin “intihar” açıklamalarının soruşturmanın yönünü yanlış biçimde etkilediğini belirtti. Dosyada yeni tahkikat taleplerini savcılığa sunduklarını açıklayan Turantaylak, yeni DNA örnekleri, kamera kayıtları ve telefon sinyallerinin incelenmesini istediklerini söyledi.
“Biz Rojin için adalet istiyoruz. Bu dosyanın karanlıkta kalmasına izin vermeyeceğiz.”
Baba Nizamettin Kabaiş: “Bu bir cinayettir”
Rojin’in babası Nizamettin Kabaiş da ATK’nin “bulaş ihtimali” açıklamasına sert tepki gösterdi. DNA araştırmasında 200’den fazla kişinin incelendiğini belirten baba Kabaiş, “Kızım intihar etmedi. Bu, açık bir cinayettir” dedi.
“Aylarca DNA sonuçlarını bekledik. ‘Bulaş olabilir’ dediler ama hiçbir eşleşme çıkmadı. Sonuç geldiğinde artık çok netti: Bu bir cinayet.”
Rojin’in olay günü keyifli olduğunu, intihar edecek bir ruh hali taşımadığını vurgulayan Kabaiş, “3. katta kalıyordu, intihar etmek istese orada yapardı. Neden suya gitsin?” diyerek iddiaların tutarsız olduğunu söyledi.
“Boğazında ve sırtında izler vardı”
Kızının cansız bedeninin 18 gün sonra bulunduğunu hatırlatan baba Kabaiş, gördüğü fiziksel izleri şöyle anlattı:
“Boğazında ve sırtında izler vardı, ayaklarında da darp izleri mevcuttu. 18 gün suda kaldı dediler ama vücudu şişmemişti. Bu bulgular, ölümün başka koşullarda gerçekleştiğini gösteriyor.”
Kabaiş, otopsi sürecinde yetkili olmayan kişilerin odaya girdiğini, hatta rektörün otopsi odasında bulunduğunu öne sürerek “Bana ‘yasak’ dediler ama rektör içeri girdi. Eğer bana yasaksa, ona da yasak olmalıydı” dedi.
Kamera kayıtları ve tanıklar tartışması
Baba Kabaiş, olayın üniversite içinde yaşandığına inandığını belirterek, kamera kayıtlarının karartıldığını iddia etti:
“Son kamera kaydını siyah beyaza çevirmişler. Cuma günü kaydı karartılmış ama cumartesi görüntüsü renkli. Bu, delil karartma çabasıdır.”
Kabaiş, ayrıca göl kenarında Rojin’in geçtiği sırada çardakta oturan dört tanığın bulunduğunu, ancak bu kişilerin ifadelerinin alınmadığını söyledi. İlk savcının “ifadeleri aldık” dediğini, ikinci savcının ise “tanıkları tespit edemiyoruz” açıklaması yaptığını belirterek, “Üniversiteyi kötü göstermemek için dosya kapatılmak isteniyor” dedi.
Ailenin yeni delil talepleri
Rojin Kabaiş’in ailesi ve avukatları, savcılığa sundukları dilekçede soruşturmanın genişletilmesini talep etti. Yeni talepler arasında şunlar yer alıyor:
- Olay gecesi bölgeden geçen tüm telefon sinyallerinin incelenmesi,
- Kamera kayıtlarının yeniden ve detaylı şekilde analiz edilmesi,
- Rojin’in suda kalış süresinin bilimsel olarak tespit edilmesi,
- Belirli kişilerin DNA örneklerinin yeniden karşılaştırılması.
Kızının ölümünün üzerinden bir yıl geçtiğini söyleyen baba Kabaiş, duygusal bir çağrıyla sözlerini bitirdi: “Bir yıldır çok acı çekiyoruz. Kızımı bu hale getirenler cezasını bulsun. Biz sadece adalet istiyoruz.”

Şişhane Meydanı’na Rojin Kabaiş için çiçek bırakıldı
(ZS/EMK)













