Rojava’da çalışmalarını yürüten kadın örgütü Yekitiya Star’ın Dış İlişkiler Sorumlusu Halime Yusif ile İstanbul ziyaretinde buluştuk.
Halime Yusif, Rojava’daki kadınların mücadelesini, kadınlarla adlandırılan devrim sürecini ve gelecek için planlarını anlattı.
“Rojava’daki devrim gerçekten bir kadın devrimi” diyen Halime Yusif, devrimden önce de kadınların mücadele ettiğini ancak devrimin “kadınlar için bir nefes olduğunu” söyledi.
Geleceğe dair planlarıyla ilgili ise “Rojava’daki kadın devrimini tüm dünya görsün ve dünyadaki tüm kadınlar oradan kendine bir pay çıkarsın” açıklaması yapan Yusif, “Gelin ve Rojava’yı kendi gözlerinizle görün” dedi.
“Rojava bir kadın devrimi”
Türkiye ziyaretinizin amacı neydi?
Rojava’daki kadınlara yönelik şiddete ilişkin bir platform için geldim. Burada pek çok kurumla görüştük. Bu ilkti, ama sanırım bundan sonra da temaslarımız devam edecek. Türkiye’de görüşmeler yapılıyor, Avrupa ve diğer ülkelerle de yapılacak.
Rojava deneyimi neden kadın devrimi olarak adlandırılıyor?
Rojava devrimi gerçekten bir kadın devrimi. Kadınların esas bir rolü vardı devrimde. Aslında kadınların ataerkil sisteme karşı bir duruşları var. Müdahalelere karşı Rojava ve Suriye’ye koruma amaçları var. Daha çok kadınlar üzerine bir misyon biçildi ve kadınlar bu misyonu sürdürdü.
Rojava devrimi kadınlar için bir nefes oldu. Kadınların yıllardır yüreklerinde sakladığı tüm acılar ortaya çıktı.
Rojava’da egemen erkek zihniyetine karşı kadınların bir duruşu var. Kadınlar sadece kadın sorunları için değil genel anlamda bir örgütlenme yaptı.
“Örgütlenme mahalleden başlıyor”
Kadınların kendileriyle adlandırılan bir devrime giden süreç nasıldı?
2005’te Yekitiya Star kuruldu. Ancak 2005’ten önce de kendimizi örgütlendiğimiz bir sistem vardı.
Yekitiya Star bir Kürt kadın hareketi ama üye olmak için kısıtlama yok, tüzüğü kabul eden herkes katılabilir. Mahallelerdeki komünlerden başlıyor örgütlenmesi, meclislere ulaşıyor. Komünlerde Arap, Süryani, diğer ötekiler de var.
Devrimden önce kadınların dine, feodalizme karşı mücadeleleri vardı. Bu devrimle gelen bir şey değil. Kadın çalışmalarında çok büyük bedeller ödendi Rojava’da. Bu çalışmalar daha çok Önder Apo’nun felsefesinden yola çıkılarak yapıldı; kadınların evden çıkıp bir iradeye sahip olabilmesi benimsendi ve o gerçekleştirildi.
Devrimle birlikte Rojova’daki bir kadının günlük yaşamı nasıl değişti?
Devrimden önce elektrik vardı, her şey rahattı, güzeldi ama savaşta öyle değil. Savaş sürecinde kadınlar bilmedikleri şeyleri de öğrendiler. Yıllarca çamaşır makinesiyle çamaşır yıkayan kadınlar şimdi çamaşırı elleriyle yıkamak zorunda. Bunun yanında kadınlar moral olarak gayet üst seviyelerde. Artık kendilerini koruyabiliyorlar, kadın kimliklerine sahipler.
Devrim ile birlikte kadınlar toplumsal siyasal, askeri alanda, her yerdeler.
O evinden çıkmayan kadın şimdi silahını almış ve kendi topraklarının asayişini sağlıyor. Yaralanıyor, şehit düşüyorlar. Ama bunların hepsini herhangi bir baskı olmadan kendi iradeleriyle yapıyorlar.
“Hakları kadınlar aldı, kimse vermedi”
Kadınların örgütlenmesinde ne gibi değişikliler oldu?
Mücadele hala devam ediyor diyor çünkü sisteme karşı mücadele ediyor kadınlar.
Devrimle birlikte tecrübelerimizi daha da derinleştirdik. Kadın evleri açıldı. Buraların tamamı kadınlara bağlı, kendi yasaları var, buradaki avukatlar da kadın. Kadın sorunları önce kadın evlerine geliyor. Buraya gelen konuları kadınlar ele alıyor. Geçerli olan dil kadınların dili.
Bilimsel, siyasi, kadın konularında akademilerimiz var. Kadınlar belediyelerde kendi renkleriyle varlar, barış inisiyatifi gruplarında söz sahibi. Sağlık, gençlik, çocuk, hukuk, kadın komiteleri var.
Bunların hepsini kadınlar kendileri aldı, kimse vermedi.
Bir anayasa metni var, bunu nasıl hazırladınız?
Yekitiya Star’ın önerisi ile Suriye Kadın İnisiyatifi ortaya çıktı. Burada Kürt, Arap, Süryani kadınlar da yer alıyor. Hiçbir partiye bağlı değil. Bu inisiyatif Suriye’de yeni sistem oluşturulduğunda anayasada yer alacak bir metin oluşturdu. Suriye’deki tüm kadınları birleştiren bir 24 maddelik bir metin bu. Maddeler tartışma aşamasında, eksikleri tamamlanıyor.
Libya, Tunus gibi yerlerde devrimden önce kadın hakları vardı ama devrimden sonra kalktı. Biz böyle olmasını istemediğimiz için bu metni ortaya çıkardık. Birden telaşa düşmek istemiyoruz. Kadınlar olarak daha önceden hazırladığımız bir proje var, yönetim oluşunca onlara sunacağız.
Hareket olarak yeni oluşacak yönetimlerde yüzde 40 kadın kotasını savunuyoruz. Yüzde 50-60 değil de 40 dememizin nedeni gençlere, diğer bileşenlere de yer kalması. Zaten her şey biz kadınların elinde.
“Amacımız erkek egemen zihniyeti değiştirmek”
Tüm bunlara nasıl ulaştınız?
Çok zor oldu, hala mücadelesini veriyoruz. Çünkü sistemle, zihniyetle mücadele ediyorsun. Şiddete maruz kalan bir kadın hiç bir yerde özgür değildir. Kadınların acısı bir; ister Avrupa’da, ister Türkiye’de ister Rojava’da olsun, değişen bir şey yok.
Devam eden sorunlar var mı?
Birçok sorunla yüz yüze kalıyoruz. Sistem öyle bir şey dayatmış ki toplum boğulma aşamasında. Savaşın aslında toplum açısından çok fazla etkisi oldu. Bizdeki amaç zihniyeti değiştirmek. Amacımız herkesin bir olduğu, eşit olduğu bir sistem yaratabilmek. Bu sistemde en çok mağdur olanlar kadınlar. Savaştan psikolojik, maddi, manevi, sosyal yönden çok etkilendiler.
Devrimle birlikte biz daha demokratik daha sosyal daha güzel bir toplum yaratmaya çalışıyoruz.
Gelecek ile ilgili planlarınız neler?
Amacımız sadece kadınları değiştirmek değil, toplumu bir bütün olarak değiştirmek. O toplumda sadece kadınlar olmadığımız, erkeklerle yaşadığımız için de erkek egemen zihniyeti de değiştirmemiz gerekiyor.
Kadınlar mücadele veriyor ama herkes kabul etmeyebilir, bir iktidar savaşına dönebilir. Kadınlar buna hazırlıklı olmalı. Devrimle bitmiyor. Devrimden sonra sancılı dönem var.
Kürt olmayan kadınları da kendi meclislerimize katmak istiyoruz. Tüm Suriye'de meclisler oluşturmak en büyük hedefimiz. Kadınlar için demokratik özerklik modelini istiyoruz. Bunu tüm kadınlar için düşünüyoruz.
“Çetelere yardım etmeyin”
Rojava’daki deneyimin diğer ülkelere nasıl etkili olmasını istiyorsunuz?
Rojava’daki kadın devrimini tüm dünya görsün ve dünyadaki tüm kadınlar oradan kendine bir pay çıkarsın.
Buradan duyurmak istediğiniz bir mesaj var mı?
Gelin ve Rojava’yı kendi gözlerinizle görün. Türkiye’den ve Türkiye'deki tüm kurumlardan da isteğimiz şu; ‘Çetelere yardım etmeyin’. (BK)