Yeni Özgür Politika ve Özgür Gündem gazeteleri yazarı Özgür Amed, 34 köylülün hava bombardımanında öldüğü Roboski Katliamını 31 Aralık 2011 tarihinde Diyarbakır'da protesto edenler arasında yer aldığı gerekçesiyle tutuklandı.
Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi, eylem günü görev yapan ve gözaltı uygulaması yapan üç polisin mahkemede, “eylemden dağılanlar arasında vardı ancak güvenlik kuvvetlerine saldırdıklarını görmedik” şeklinde tanıklık etmelerine rağmen, 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına mahkum edildi.
18 Ekim 2012 tarihinde mahkeme, “örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten” suçlu bulduğu Amed'i 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ve Ceza Kanunu’nun (TCK) 220/6 maddesi uyarınca mahkum etmişti. 2911 Sayılı Kanun’dan verilen beş ay hapislik cezaya dair hüküm ertelenirken, TCK’nın 220/6 maddesinden verilen 3 yıl 1 ay 15 günlük cezası temyiz edilmişti.
Yargıtay’ın Aralık 2014’te kararı onamasının ardından Amed, önceki gün (21 Şubat) gözaltına alınarak mahkemenin hüküm yüzüne karşı okunduktan sonra Diyarbakır D Tipi Cezaevi’ne gönderildi. Özgür Amed, Mart 2013’ten beri bölgedeki durumla ilgili zaman zaman bianet’e haber ve yazılar yazıyor.
Avukat Yılmaz: AYM’ye başvuruyoruz
Amed'in avukatı Kezban Yılmaz, bianet’e dosyayla ilgili son işlemleri de yerine getirdikten sonra önümüzdeki günlerde Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuracaklarını bildirdi. AYM’den kısa sürede karar çıkmaması halinde Amed cezasının en az 2 yıl 3 aylık bir kısmını hapiste geçirmek zorunda kalacak.
Aynı gün Roboski katliamını protesto ettikleri gerekçesiyle gözaltına alınıp serbest bırakılan bir diğer grup ise, Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandıkları davada beraat etmişlerdi. Bu mahkemenin kararı Amed'in da yargılandığı davada emsal gösterildiyse de mahkumiyet kararı çıkmasına engel olmadı.
Mobese ve TV çekimleri çürütüyor
Mobese kayıtlarına dair bilirkişi raporunda, Ninova AVM önünde toplanan grup içerisinde sanıklardan bir kişinin bulunduğu tespit edilirken, Özgür Amed dahil üç kişinin görüntülerden tespit edilemediği belirtildi.
Ayrıca, Emniyet raporu ve bazı polis tanıklarca gözaltı sırasında kaçmaya çalıştığı ve direniş gösterdiği ileri sürülen şüpheliler, bir işyerinde sipariş ettikleri gözlemeleri beklerken polisçe gözaltına alındıklarını beyan ettiler. Avukatları, işyeri önünde Kanaltürk TV çekimlerinden alınan fotoğraflarda da “müşterilerin dışarı çıkartılıp arama yapılmak üzere işyeri önünde elleri enselerinde bekletildikleri”nin açıkça görüldüğünü bildirdiler.
Duruşmada dinlenen altı polis memuru, sanıkların hiç birinin slogan attıkları veya polis panzerine saldırı girişiminde bulunduklarına tanık olmadıklarını ifade ettiler.
Roboski katliamı ve cezasızlık
28 Aralık 2011’de TSK uçakları, Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Roboski (Ortasu) ve Bujeh (Gülyazı) köyleri yakınına düzenlediği bombardımanda 28’i aynı aileden 34 köylünün ölümüne neden olmuştu.
Roboski katliamına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 23 Aralık 2013’te askeri savcılığa ifade veren dönemin 2. Ordu Komutanlığı İstihbarat Dairesi Başkanı Albay Aygün Eker’in “sınırdan geçen grubun kaçakçı olduğunu tespit ettiklerini, bunu üstlerine söylemelerine rağmen bombardımanın gerçekleştirildiğini söylediği” ortaya çıkmıştı.
Ancak Genelkurmay Başkanlığı Askeri Basın Savcılığı, Albay Aygün Eker’in açıklamaları üzerine, askeri savcılıkça takipsizlik verilen dosyayla ilgili, “tüm delillerin değerlendirildiği, delil karartıldığı iddialarının gerçeği yansıtmadığı” iddia edildi. Katliamın aradan geçen üç yılda cezasız bırakılması on binlerce kişinin katıldığı eylemlerle protesto edilmişti (EÖ).