"Yoksulluğun tahammül edilebilir düzeye indirgenmesi"
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetinin "yoksulluğu azaltma programını" Özgür Radyo'ya değerlendiren Dr. Altuntaş, şöyle konuştu:
* IMF ve Dünya Bankası, Şubat 2001 krizinin ardından, işsizliğin ve yoksulluğun Türkiye'de derinleşmesi üzerine 'sosyal gerilimin azaltılması' için 2003 bütçesinde sağlık, eğitim gibi sosyal harcamalarda artış yapılmasını öngördü.
* Dünya Bankası'nın 11 Eylül 2001'de onayladığı sosyal riski azaltma projesiyle birlikte Türkiye'de yoksulluğun azaltılması ya da tahammül edilebilir düzeye indirgenmesi hedeflendi.
* Gerek IMF'nin, gerekse Dünya Bankası'nın politikalarında, yoksulluğun tamamen ortadan kaldırılmamsı gibi bir hedef yok, sadece tahammül edilebilir sınırlara indirgenmesi gibi bir hedef var.
* Asıl çelişki burada, IMF ve Dünya Bankası, temel taşıyıcısı olduğu ekonomi politikalarının sonucu ortaya çıkan yoksulluğa bir yönüyle müdahil olma çabası içinde. Olası bir sosyal patlamanın önlenmesini hedefliyorlar.
"Yoksulluk risk yönetimine indirgenemez"
Yoksulluğun "risk yönetimine indirgenemeyeceğine" dikkat çeken Altuntaş'a göre, "yoksullukla mücadele ancak mücadele ancak yoksulluğu üreten toplumsal mekanizmaların dönüşmesi perspektifinden yürütülürse anlamlı olabilir":
"Yoksullukla mücadele stratejileri ancak herkes için insani bir yaşam olanağı sağlayacak, sürekliliği olan bir gelir güvencesinin sağlanması, tüm yurttaşların ücretsiz eğitim, sağlıklı barınma haklarından faydalandığı, aile ve çocuk hizmetlerinin eksiksiz gerçekleştiği, bölgeler arası işsizliğin giderildiği, bütünlükçü bir sosyal koruma ve sosyal güvenlik sisteminin sağlanması oranında anlam kazanabilir. Kuşkusuz bu da devlete yükümlülükler veriyor." (BB/NK)