Tribünlerde “siyasi tezahürat”ın yasaklanmasını ve dün akşamki Beşiktaş Trabzonspor maçında çArşı tribünlerinin “Her yer Taksim, her yer direniş”, “Sık bakalım sık bakalım biber gazı sık bakalım, kaskını çıkar copunu bırak delikanlı kim bakalım” tezahüratlarıyla takımlarına destek olmasını Beşiktaş tribünlerinden de tanıdığımız gazeteci Rıdvan Akar’la konuştuk.
Akar, haftasonu oynanan bazı maçlarda Mısır’da yaşanan olaylara gönderme yapıldığını hatırlatarak, neyin siyasi neyin siyasi olmadığını belirlemenin mümkün olmadığını söylüyor ve ekliyor:
“Ortaya çıkan bir takım örnekler nedeniyle her seferinde siyaset yasağının muhalif düşünceye yönelik bir yasak olarak algılanması gibi bir sorun var. Bunun ortadan kaldırılması ancak ve ancak insanların kendi özgür iradeleriyle söz konusu olacaktır.”
“Ne siyasi? Ne siyasi değil?”
Tribünlerde siyaset yasağının son derece saçma olduğunu dile getiren Akar, sonuç olarak siyasetin günlük hayatın içinde olduğunu ifade ediyor.
“Statlarda çay içilmemesi ya da statlardaki insanların beyaz gömlek giymemesi benzeri bir yasak var ortada. Üstelik son derece paradoksal şekilde neyin siyaset olduğu neyin siyaset olmadığına karar verebilecek herhangi bir merci de yok.
“Örneğin bir siyasetçinin kendi bölgesinin futbol takımına verdiği desteği ne kadar siyaset içerisindedir ya da değildir diye yorumlayabiliriz.”
“Siyaset denilen şey kağıt üstünde iç siyaset dış siyaset diye ikiye ayrılıyor. Mısır’la ilgili tepkinizi istediğiniz gibi ortaya koyarken, iç siyasette ortaya çıkmış olan sorunları ve buna gösterilen tepkileri yasaklamanın mantığı yok.
“Bunun üstünden yasaklamaları anlamlı görmem. O zaman ilk cezayı alması gereken Konya’daki maçta dış siyaset yapan futbolcu ve yöneticiler olacaktır.”
“Tribün sokaktan etkileniyor”
Siyasilerin tribün kültürünü de bilmemesinden kaynaklanan bir sıkıntıyla karşı karşıya olduğumuzu dile getiren Akar, tribünün her türlü yaştan, siyasi görüşten, eğitim, gelenek ve gelir grubundan insanların bir araya geldiği bir yer olduğuna ve sokaktan etkilendiğine dikkat çekiyor.
“Zaman içinde konjonktürün değişmesiyle birlikte siyaset kendiliğinden tribünlerden uzaklaşacaktır. Siyasetçilerin bu gerçekten hareket etmesi tribünlerdeki gerilimi ortadan kaldırır.
“Tribün sokaktan etkileniyor. Sokakta muhalif ya da iktidar yanlısı iklim yaratmazsanız zaman içinde bu da kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Sonuç itibariyle yaşanan şey hayatın içinde olan bir şeyin tribüne yansımasıdır. Bunlar gerçekten doğal ve kaçınılmaz şeyler.
“Burada önemli olan şey, siyasetin daha hoşgörülü ve yaşananları daha iyi anlayabilecek şekilde davranması.”
“çArşı her şeye karşı”
Tribünlerin, özellikle çArşı’nın yasağa uyup uymayacağı yönündeki öngörüsünü hatırlattığımız Akar, çArşı’nın “çArşı her şeye karşı” sloganını hatırlatıyor.
“Kendisini her şeye karşı olarak tanımlayan bir taraftar grubunun önlerine konan bir takım yasaklara uyması mümkün gözükmüyor.
“Bunun en güzel örneğini Gençlerbirliği taraftarı gösterdi. Siyasi slogan atılmasının yasak olduğu söylenince Gençlerbirliği taraftarı da sadece “Siyasi slogan” diye bağırdı.
“Şimdi ne yapacağız? Siyasi slogan yasak ama ortada siyaset yok, slogan yok. Bunlara nasıl yaptırım uygulanabilir ki?
“Tribün çok yaratıcı bir yerdir ve dolayısıyla tribündekilerin yaratıcılığı üzerinden bir takım yasaklar her defasında geri tepecektir.” (EKN)