Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde 11 Mayıs 2013’te meydana gelen ve 51 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırıların ardından olayın aydınlığa kavuşması için harekete geçen bir grup insan internet üzerinden “Reyhanlı’ya Ses Ver” eylemi başlatıyor.
bianet’e konuşan ve eyleme tasarımlarıyla destek veren Tolga Görgün, 25 Mayıs Cumartesi günü, patlamaların yaşandığı saat olan 13.45’te evde, yolda, arabada, sokakta, sahilde Reyhanlı için düdüklerle, davullarla, tencerelerle, alkışlarla ses çıkaracaklarını söyledi.
Saat 13.45'te Reyhanlı'ya ses verilmesi için ilk eylem başlatan Hatay Halkevi'nden Mahir Mansuroğlu da geçen haftasonu Hatay'da Reyhanlı için bir saatliğine hayatın durduğunu, bu hafta da kamuoyunun dikkatini Reyhanlı'ya çekmek için Türkiye çapında "Reyhanlı'ya Ses Ver" eylemine katılacaklarını söyledi.
Mansuroğlu: Hatay Reyhanlı'ya "ses verdi"
Reyhanlı'da patlamaların gerçekleştiği gün olan 11 Mayıs'ta 500-600 kişinin katıldığı bir tepki eylemi gerçekleştirdiklerini, ardından 12 Mayıs Pazar günü Hatay genelinde 10 bin kişinin katıldığı bir eylem düzenlediklerini dile getiren Mansuroğlu, geçtiğimiz Cumartesi günü saat 13.45'te Hatay'da tabiri caizse hayatın durduğunu ifade ediyor.
Bir hafta boyunca Hatay'da çalıştıklarını ve insanların Cumartesi günü saat 13.45'te tencere, tava, korna, düdük, ıslık ve alkışlarıyla "Reyhanlı'ya Ses Ver" eylemini örgütlediklerini dile getiren Mansuroğlu şöyle devam ediyor:
"Antakya halkı savaşa karşı tepkisini gösterdi. "Reyhanlı'ya Ses Ver" çağrımız olağanüstü ilgi ve destek gördü. Hatay tarihi çarşıda bulunan Arap, Türk, Süryani, Nusayri, Ermeni tüm esnaf kepenk kapattı ve bir saat boyunca eyleme katıldı. Halkevleri olarak başlattığımız "Reyhanlı'ya Ses Ver" eylemine bu haftasonu da Türkiye çapında katılacağız."
Görgün: Varsın deli desinler
Her şeyin Reyhanlı’daki patlamaların ardından konulan yayın yasağı ile başladığını dile getiren Görgün, şöyle devam ediyor:
“Televizyonlar haber vermedi, radyolardan çıt çıkmadı, yiten canların yerini koskoca bir sessizlik aldı. Gelen yayın yasağının ardından, bizler, sade vatandaşlar, olan bitenden twitter'dan, ekşisözlükten, facebook’tan youtube'dan, yasak yememiş yurtdışı yayın organlarından haberdar olmaya çalıştık.
“Önce, ‘Kömür kömür kömür olmuş insanlar’ videosu canımızı yaktı, ardından Hatay Halkevi'nin afişleri ve feryatları takıldı gözümüze... Din de, dil de, ırk da bir kenara, kimilerine göre sayısı 100'leri aşan bir katliam hakkında kimseden ses çıkmıyordu. Barış ve huzur şehri Hatay'ın bir savaş başlangıcı noktası olduğu hissine kapılmamak mümkün değildi...
“Sosyal medyanın, asosyalleştirdiği günümüzde, ana akım medyanın duymak istediklerimizi duyurmaması yüzünden, kimseye bağlı olmadan ses duyurmamız gerektiğine karar veren, birbirini hiç tanımayan, Türkiye'nin ve hatta dünyanın farklı yerlerinde, aynı iç sese ve vicdana sahip kimseler olduğumuzu anladık.
“Kimsenin meydanlara, miting alanlarına toplanmasını beklemeden yapılması beklenen, bırakın Türkiye'yi dünyanın neresinde olursanız olun, 13:45'te 1 dakikalığına, tencereye tavaya vurarak, kornalara basarak, ıslık çalarak katılabileceğiniz eylem olmalı denildi.
“İç sesimizin aynı olduğu bugünlerde, en azından evimizden, arabamızdan, bulunduğumuz konfor alanından çıkmadan da tepki verebileceğimizi düşünmekteyiz.
“Televizyondan gözünü ayırmayan ve haberi dahi olmayan komşunuza duyurmak için, sokakta oturup rahatça kahvesini yudumlayan turist'in anlaması için, radyoda reklam jingle'ı dinlemekten başka bir şey yapmayanların ayırtına varması için,
varsın evinizde deli, arabanızda hasta, kahvenizde böcek var sansınlar."
“En önemlisi ise, yeter ki video'ya kaydedin ve paylaşın! Emin olun, ana akımda yer almasa bile, dünyanın başka ucunda birileri sizleri duyacak, Reyhanlı'yı, barışı unutmayacak!” (EKN)
* Fotoğraf ve video paylaşımı için
e-posta: [email protected] , [email protected]
blog: reyhanliyasesver.blogspot.com , reyhanliyiunutma.blogspot.com