Hopa'da dünyaya gelen Laz ressam, şair Helimişi Xasani'nin (Helimişi Hasan) bugün ölüm yıldönümü. 1907'de dünyaya gelen şair, 2 Mart 1976'da öldü. Sarpi köyünde götürülüp burada toprağa verildi.
"Muhacırlık zulmünü yaşadım"
Hasan Helimişi, Lazca kaleme aldığı otobiyografisinde şöyle diyordu:
"(...) Yıllar böyle geçiyordu. Sadece yıllar değil, iki de Emperyalist savaş başımdan geçmişti. 1914 yılındaki I. Emperyalist savaşta yedi yaşında bir çocuktum, ama her şeyi hatırlıyorum; Hopa'dan Çarşamba'ya kimi denizden kimi yaya muhacırlık zulmünü yaşamıştım. Zaten bu yüzden yatalak kaldım ve üç yıl okula gidemedim.
"1932 yılında Sovyet ülkesine geldim. Beni Leningrad'da bulunan Azınlık Milliyetler Enstitüsü'ne gönderdiler. Orada sağ ayağımı kaybettim ve Sol-ayaklı Hasan olarak Batum'a geri döndüm. Yetmiyormuş gibi 1938 yılında, yalandan, hiç kabahatim yokken beni yakalayıp sürgüne gönderdiler.
"İki buçuk yıl boyunca burada sıcakla, soğukla ve hastalıklarla boğuşup yarı canım çıktıktan sonra "bir yanlışlık oldu" denilerek bir aylık çalışma ücretimi verip serbest bıraktılar. Ama karım, evim, neyim varsa; ev eşyalarım, yazılarım, her şeyim kaybolmuştu. Tek kelimeyle çırılçıplak sokağa atılmıştım. Oysa Batum'dan 45 kilometre ötede, Orta Hopa'da iki katlı tuğla ev, portakal ve her çeşit meyve bahçeleri ve çarşı içinde iki katlı mağazayı bırakıp buraya gelmiştim. Şimdi Batum sokaklarında aç ve çırılçıplak dolaşıyordum..."
"Şiirleri hasret kokuyor"
Ǩemurishi Ramazan Kosanoğlu https://lazca.org/ sitesinde Helimişi hakkında şunları yazmıştı:
"Şiir ve şarkılarını Lazca yazması bizim açımızdan en önemlisi. Resimlerinde sıklıkla Laz köyleri, Laz kültürü, Atmaca, köy hayatı, deniz tutkusunu görmek mümkün. Şiirleri ise tam bir hasret kokuyor. Şiirlerinde Laz kızları, dereler, çileli hayatı ve özlem dolu. 100'ü aşan şiir yazması ve seslendirmesi o dönem için olağanüstü bir beceri ve gayret. Kendi ifadesi ile 'Bu yazdıklarım Laz çocuklarına' diyor."
(AÖ)