“Yaptığım çalışmalarda kişinin biyografisini çizmek için 20 soru soruyorum sorulardan aldığım cevaplar imgelere, imgelerden de tabloya aktarıyorum; o anda bir ayna bir köprü görevi gördüğümü söyleyebilirim…”
Ressam Vahap Aydoğan, resimlerini böyle anlatıyor.
Birbirinden dikkat çeken sürreal biyografi resimleri ile imgeler arasındaki geçişi özenle gerçekleştiren Aydoğan, bianet'in sorularını yanıtladı.
Sizin için sanat ne anlama geliyor?
Sanatın; zamanla deneyimlenebilen, gözlemlenebilen, üretilebilen fakat çoğu zaman da göz ardı edilen diyaloğa açık hayaller kurmaktan ibaret olduğu kanısındayım. Aynı zamanda sanatın, içselleştirilmiş tüm yaşantıların şu anki yaşantılarımıza etkilerini ortaya koyan bilinçaltı yolculuğumuza ışık tutan bir ayna olduğu gerçeğini de göz ardı edemeyiz.
Yaptığım çalışmaların mihenk taşı insan yaşamındaki izleri ve biyografileri sürreal bir üslup ile tuvale kodlamak oluyor.
Hem üretimi bir yolculuk olarak görüyor, hem de bu yolculukta kişinin yaşamındaki basamakları beraber yürüyoruz. İmgelerin tabloya kattığı güç bir lokomotif gibi...
Bir beyaz zemine bir yaşam, bir mücadele sığdırmak inanılmaz bir motivasyon. Çünkü her insanın dünyası, yaşamı farklı ve bana yansıyan bu yaşam ve imge kendini tekrar etmeyen sürekli yenilenen ve dönüşen bir perspektif sunuyor. Yaptığım çalışmalarda kişinin biyografisini çizmek için 20 soru soruyorum sorulardan aldığım cevaplar imgelere, imgelerden de tabloya aktarıyorum; o anda bir ayna bir köprü görevi gördüğümü söyleyebilirim…
Melez sanat dediğiniz tarz derken neyi kast ediyorsunuz?
Melez sanatı süreç içerisinde,söylenmeyeni söyletmeyi, görünür olmayan bir gizemi başka sanrılar içinde stilize etmeyi amaç edinmiş, kollektif çalışma sunuyorum kişiye.
Üslup ise tamamen farklı disiplinleri bir arada kullanarak ortaya melez bir çalışma sunuyorum… ister Çağdaş ister geleneksel sanatın günümüz sanat anlayışında çoğu kriterin kollektif olarak bir arada yürüdüğünü görmek zor olmayacak…
Biyografileri sürreal bir şekilde çalışırken, kullandığım üslup ile melez sanatı ifade etmek istersem :
Kullanılan malzemelerin çokluğu teknolojinin etkisiyle çeşitlilik kazanıyor.
Genetiği değişmiş gıdalar kadar genetiğiyle başkalaşmış melez bir sanat karşımıza çıkıyor.
Dünyada özellikle son elli yılda kültürlerin iç içe geçtiği ve kültürel yapıların birbirlerine hızlıca yaklaştığını görmekteyiz.
Bir konunun, bir maddenin yada bir değerin; teklik anlayışını bir yerde bırakarak daha farklı üslup ve disiplin alanlarının bir arada kullanıldığı melez bir yapıya dönüştüğünü söyleyebiliriz. Melez insanın, melez dilin, melez müziğin vb birçok kültürün kaynaşması sonucunda birbiri ile iç içe girmiş bu disiplin alanları teklik, tekellik anlayışını yok saymaktadır. Teklik çoğulcu bir değişim ile şekil değiştirmiş oluyor.
Değer yargıları ve insan yaşamındaki algoritmalar değiştikçe dünyanın da zaman içinde ekseninin başka yöne döndüğüne şahitlik ediyoruz.
İnsanın ürettiği, dokunduğu, kurucusu olduğu hemen hemen tüm alanlarda keskin sınırların yok sayıldığını hatta zayıflatılmış olduğunu söyleyebilirim
"Düş ve Döngü" ismini verdiğiniz gerçek bir kadın cinayetini konu alan eseriniz sizin için ayrı bir öneme sahip. Kadına yönelik şiddete toplumsal farkındalık oluşturmaya çalışan biri olarak bu konuda ne söylemek istersiniz?
Bu konu ve toplumda infial yaratılan her konuda, her birimizin bir misyonunun olması gerektiğine inanan biriyim.
Daha öncede belirttiğim gibi suç ve ceza arasındaki ilişki çok zayıf kalmakta ve bu zayıflık kadına yönelik şiddeti, kadın cinayetlerini, önleyici bir kalkan olarak yetersiz bırakıyor.
Beni derinden etkileyen konulardan bir ide henüz çocuk yaşta olan kişilerin rıza kavramı üzerinden istismar edilmesi ya da akla gelecek her türlü cinneti yaptıkları halde iyi hal diye cezada indirime gidilmesi.
Bu yaşanan olumsuzluklar içinde tablolarımda kadın cinayetleri üzerinden farkındalık yaratmaya devam edeceğimisöylemek isterim.
Teknoloji sanat içeriklerini nasıl etkiledi sizce?
Teknolojik gelişmeler, inanılmaz boyutlara varan göçler, iklim değişiklikleri, küresel boyutta yaşanan salgınlar, ekonomik açıdan kapital sınırları zorlamaya çalışan güçler, sistematik olarak dejenere olan toplumların ve kültürlerin iç içe girmesiyle melez bir dünyaya evrilmesi kaçınılmaz olacaktır.
Günümüzde bir sanatçının eserlerinde işlediği konuyla beraber ,hangi disiplin alanlarını bir arada kullandığına dikkat etmekteyiz…
Artık sadece bir renk, bir desen, bir malzeme değil izleyicinin de dahil olduğu dijital sanatı da kapsayan bir alana evriliyoruz…
Değişkenlik gösteren sanal dinamizm zaman içinde hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Sadece biyolojik olarak değil bedensel olarak da bağlı olduğumuz sanal sistemin veri akışlarını değiştirerek ve yöneterek makinelerle desteklenmiş bir yaşamla karşılaşıyoruz.
Son olarak ne eklemek istersiniz?
Teknolojinin, sanatı sistematik olarak kopyalanabilir kılması yüzyılın en büyük geniş alanlarına yayılmasını sağlıyor.
Teknoloji ve sanal farkındalık hem yazı hem görsel hemde fonetik sanatların tamamına etki etmiştir.
Sanal müzayedeler, sanal sergiler, sanal müze ziyaretleri insan yaşamının içindeki hıza ışınlanmak kadar zaruri kılmıştır yaşamı...
İster resim ister başka bir sanatsal çerçeveden bakalım, günümüz insanına kültürüne yemeğine hayatı yorumlayışına bakışına nerden bakarsak bakalım saf doğal ve dönüşmeyen hiçbir şey kalmayacağı bir gerçek olarak yüzümüze çarpmakta sanat da evren de melez bir dönüşüm içindedir. Evrensel boyutta gitgide yenilenen ama çabuk tüketilen bir ürün gibi ...
(EMK)