Nezihe Muhiddin, kadınların bugünkü haklarını elde etmesinde başat bir rol üstlense de tarih sayfalarında çok yer bulamayan bir kadın. Cumhuriyet döneminde kadınların seçme ve seçilme hakkı, çalışma hakkı gibi birçok konuyu dile getiriyor ve bunlar için mücadele ediyor.
Muhiddin, 15 Haziran 1923’te Kadınlar Halk Fırkası’nı resmi olarak kurmak istiyor. Ancak istenilen taleplerin uygun görülmemesi sebebiyle reddediliyor. Kadınlar Halk Fırkası’nı kurmak isteyen kadınlar vazgeçmiyor ve yeni bir tüzükle 7 Şubat 1924’te Kadınlar Birliği’ni kuruyorlar.
Ancak kadınlar için hak talep ettikçe, egemenlerin de Nezihe Muhiddin’e uyguladıkları baskı artıyor. Türk Kadınlar Birliği’nin mühürlenmesi, Nezihe Muhiddin’in yolsuzluk ile suçlanması ve ardından Kadınlar Birliği’nden ihracı bu durumun sadece birkaç örneği.
Daha sonrasında kendini yazmaya adayan Muhiddin’in hayatı ise tarihte muammalarla dolu.
Belgesel çalışması
Nezihe Muhiddin’in hayatına ve kadın mücadelesindeki rolüne odaklanan “Kadın Olmanın Günahı” belgeseli ise tam da bu bilinmezlikleri açığa çıkarmayı amaçlıyor.
“Kadın Olmanın Günahı” 8 Şubat 2019 Cuma günü saat 18.00’de yönetmeni Ümran Safter ve danışmanı Yaprak Zihnioğlu’nun katılımıyla Kadın Eserleri Kütüphanesi’nde gösterilecek.
Muhiddin’in Kadınlar Halk Fırkası’ndan Türk Kadınlar Birliği’ne uzanan hak mücadelesini “Kadın Olmanın Günahı” belgeselinin yönetmeni Ümran Safter ve ‘Kadınsız İnkılap/ Nezihe Muhiddin, Kadınlar Halk Fırkası, Kadın Birliği' kitabının yazarı Yaprak Zihnioğlu ile konuştuk.
“Kadınlara seçme ve seçilme hakkının bahşedildiği algısı var”
Belgeselin oluş hikâyesini Ümran Safter şöyle anlatıyor:
“Nezihe Muhiddin’i ben de herkes gibi bilmiyordum. Bize öğretilen tarih kitaplarında yazılı olan bir isim değil. Ne ilkokulda, ortaokulda ne de lisede hiçbir tarih kitabında Nezihe Muhiddin’in ve Kadınlar Halk Fırkası’nın ismi yok. Nasıl kurulduğu, kimin kurduğu, nasıl mücadeleler verdikleri hakkında ya da Osmanlı ve erken cumhuriyet dönemi kadın hareketi hakkında bilgi yok. Ben Nezihe Muhiddin’i Yaprak Zihnioğlu’nun ‘Kadınsız İnkılâp’ kitabıyla tanıdım. Daha sonra hakkında birkaç gazete makalesi okudum. Çok ilgimi çekti. ‘Neden Nezihe Muhiddin’in filmi yapılmasın’ dedik. Üstelik Nezihe Muhiddin filmi yapılırken de Osmanlı’daki kadın hareketi, erken cumhuriyet kadın hareketini de anlatabilirim diye düşündüm. Çünkü herkes şöyle sanıyor: Kadınlara seçme ve seçilme hakkı bir şekilde verilmiş, lütfedilmiş, bahşedilmiş. Öyle bir tarih öğretisi var. Aslında o dönemde ciddi bir kadın hareketi var.”
Belgeseli yaparken görüntü sıkıntısı çektiklerini söyleyen Safter, Nezihe Muhiddin’e ait birkaç görüntü ve Muhiddin’in yakını Mizyal Karaçam Şengil’den alınan görüntüler dışında görselin olmadığını söylüyor. Safter, bu sebeple animasyon ve canlandırma ile Nezihe Muhiddin’in hayatını anlattıklarını belirtiyor.
“Mezarı dahi yıllarca yapılmadı”
Hakkında pek kaynak olmayan Muhiddin hakkında belgesel hazırlamanın zorluğunu ise şöyle anlatıyor:
“Nezihe Muhiddin ile ilgili çalışılmış bir biyografi kitabı yok. Kadın Halk Fırkası çalışılmış, Türk Kadınlar Birliği çalışılmış ama Nezihe Muhiddin şahıs olarak çalışılmamış. 1950-58 yılları arasında Nezihe Muhiddin’in ne yaptığı tam bir muamma. Çok fazla çalıştık, çok fazla kütüphanede vakit geçirdik. Bazı şeylere ulaştık evet. Son yazdığı makalelere ulaştık. Kadın Gazetesi’nde ve Resimli Şark Gazetesi’nde yazıyor. Bu makalelere ulaşabildik ama yazdığı bazı kitaplara ulaşamadık. O arşive ne oldu kimse bilmiyor.
“Ölümü bile muamma. Bazıları, akıl hastanesi olan Lape Hastanesi’nde öldüğünü, bazıları da evinde kalp krizi geçirerek öldüğünü ama Lape Hastanesi evine çok yakın olduğu için oraya sevk edildiğini söylüyor. Bu da muamma. Böyle bir kayda da ulaşamadık. Yıllarca mezarı dahi yapılmamış. Ta ki üç yıl öncesine kadar. Bir kara delikle karşılaştık açıkçası. Bu yüzden araştırma safhamız çok uzun sürdü. Ama yine de Yaprak Zihnioğlu’nun kitabı ‘Kadınsız İnkılâp’ kitabı bize büyük oranda ışık tuttu.”
Sabiha Sertel de kurucular arasında
Nezihe Muhiddin’in hak mücadelesini konu alan “Kadınsız İnkılâp” kitabının yazarı Yaprak Zihnioğlu, Kadınlar Halk Fırkası’nın Mayıs 1923’te kurulduğunu ve kurucularının kadın derneklerinde aktif rol aldıklarını söylüyor. Zihnioğlu, Kadınlar Halk Fırkası’nın kurucu ve faal üyeleri arasında Osmanlı Hanımları Esirgeme Derneği, Hilal-i Ahmer ve Donanma Cemiyeti Kadınlar Şubesi, (Selanik) Teali-i Vatan Cemiyeti’nden kadınların da olduğunu belirtiyor.
Nezihe Muhiddin dışında Kadınlar Halk Fırkası’nın kurucuları arasında Latife Bekir Çeyrekbaşı, Naciye Hanım, Seniye Hanım, Nimet Remide, Nesime İbrahim, Matlube Ömer, Naciye Naim, Faize Atıf, Zeliha Hanım yer alıyor.
Türk Kadın Birliği’nin (TKB) kurucuları arasında ise Aliye Esad, Güzide Osman, Sabiha Zekeriya Sertel bulunuyor. Şükûfe Nihal, kurucu olarak yer almasa da Kadınlar Birliği’nde aktif rol oynuyor.
“Aydınlanmacı ilkelerle gerçekleştirmeye çalıştı”
Nezihe Muhiddin’in kadın mücadelesindeki rolünü Zihnioğlu şöyle anlatıyor:
“Nezihe Muhiddin, ‘kadınlık mefkûresini’ (idealini), bugünün deyişiyle feminizmi, Cumhuriyetin kuruluş yıllarına taşıyan öncü bir feminist aktivist. Nezihe Hanım, Erken Dönem Osmanlı-Müslüman-Türk hareket-i Nisvanının (kadın hareketinin) ‘kadınlık mefkûresini’ öncellerinin savunduğu üzere İslamî değerlerin değil, Aydınlanmacı ilkelerin yönlendirdiği bir düşünsel çerçeve içinde gerçekleştirme çabasındaydı. Nezihe Muhiddin’in yaşamı boyunca benimsediği ve ‘kendi mefkûrem’ diye adlandırdığı ‘kadınlık mefkûresi’ kadınların yaşadığı sorunların anlaşılması, bilinç düzeyine çıkarılması ve çözüm önerileriyle birlikte kadınların toplumsal arzuları; ne olmak, nasıl olmak istedikleri ve kadınların talep ettiği sosyal ve siyasal tüm hakları ifade ediyordu.
“Nezihe Muhiddin’in düşüncesinde kadınlığın kurtuluşu ve feminizm, öncelikle kadınların insan addedilmeleri, sivil yaşama katılabilmeleri, toplumun üyeleri olarak kamu alanında yer almaları, toplumsal konumlarının yükselmesi, kadın eğitimindeki kısıtların tamamıyla kaldırılması ve mesleklere girebilmeleri, erkeklerle eşit düzeyde yurttaşlar ve toplumsal rolleri üstlenebilen rasyonel, akıl yürüten modern insanlar haline gelmeleri isteği ve inancı demektir. Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında kadın hakları için mücadele eden Nezihe Muhiddin, siyaset alanını kadın bakış açısından genişletmek ve siyasete kadınların aktif katılımı için uğraştı.”
“Cumhuriyet rejimi ‘kadınsız’ kadın inkılâbı gerçekleştirdi”
Zihnioğlu, Kadınlar Birliği üyesi kadınların yeni Cumhuriyet hükümetinden siyasal katılım hakkını talep ettiklerini ancak bu feminist mücadelenin Kemalist tek parti iktidarının yönlendirmesi sonucu 1927’de bastırıldığını söylüyor.
Egemen iktidarın Kadınlar Birliği’ne bakış açısını Zihnioğlu şöyle anlatıyor:
“Türk Kadınlar Birliği’ne göre, inkılâp kadınlarla birlikte gerçekleşmeliydi. Feminizmi düşünsel ve pratik olarak hayata geçirmek hedefiyle Nezihe Muhiddin ve TKB Grubu bir baskı grubu oluşturarak ‘dışarıdan’ hükümete taleplerini kabul ettirmek istedi. KHF’nin (Kadınlar Halk Fırkası) kuruluşu ve etkinlikleri, hükümete danışılmadan gerçekleştirildiği için, ilk gününden itibaren iktidar tarafından ‘rejime muhalefet’ olarak algılandı.
“Ve kurucu Cumhuriyet rejimi “kadınsız” kadın hakları inkılâbını gerçekleştirdi. Görünüşteki kadın haklarından yana söylemine karşın Cumhuriyet’in kurucu kuşağı, kadınları ulusun yaratıcıları, etken bireyler, siyasi failler/eyleyiciler olarak görmedi. Kemalistlere göre kadınlar yeni rejimin siyaset-dışı, edilgen, seyirci ve destekleyicisi olmalıydı. Patriarkal ve indirgemeci bir yaklaşımla kadınların toplumdaki rolü ‘vatana asker/evlat yetiştiren anneler’ olarak tanımlandı.”
Fatmagül Berktay belgeselin bir kısım çekimlerinin yapıldığı ve arşivinden de yararlanılan Kadın Eserleri Kütüphanesi'nde belgesel için konuşuyor
Belgeselin senaryosunu Ahsen Diner yazdı. Belgeselde Yaprak Zihnioğlu, Fatmagül Berktay, İpek Çalışlar, Senem Timuroğlu, Lerna Ekmekçioğlu, Nükhet Sirman, Müge Telci, Yeşim Arat başta olmak üzere birçok kadın akademisyen, Nezihe Muhiddin’i anlatıyor. Filmde kullanılan animasyonlar ise İngiliz sanatçı May Kindred Boothby’nin imzasını taşıyor. Filmin galası kadınların seçme ve seçilme hakkını kazandıkları günün yıldönümü olması vesilesiyle 5 Aralık 2018’de Kadir Has Üniversitesi’nde yapılmıştı. (EA/HK)