Platform adına yazılı açıklama yapan Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Başkanı Erdoğan Sorakın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının üye ülkeleri bağlayıcı nitelik taşıdığına işaret ederek;
"Türkiye Cumhuriyeti'nin 1949 yılından bu yana Avrupa Konseyi, 1999 yılından beri ise Avrupa Birliği Aday üyesi olduğunu" anımsattı.
Sivilleri "askeri mahkemede" yargılamak
Bu gerçek ışığında, Türkiye'nin; Kıbrıslı Rumlara yönelik yaşam hakkının ihlali, gayrı insani muamele, özel ve aile hayatının ihlali, malvarlığı güvencesinin çiğnenmesi ve ayrımcılık suçlarından mahkum edilmesini 'çok önemli bir karar' olarak niteleyen Sorakın; kararın, uluslararası hukukun Kıbrıs sorununa bakış açısını da ortaya koyduğunu kaydetti.
Sorakın, aynı kararda, Türkiye'nin Kıbrıs'taki sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasından da sorumlu tutularak , bu durumun da adil yargılanma hakkının ihlali olarak değerlendirildiğini belirtti:
"Bütün bu yaşananlar, Kıbrıs'ta uygulanan resmi politikanın iflasını açık ve net bir şekilde gözler önüne sermektedir."
"Bir kez daha yalnızlığa itildik..."
KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş ve Türkiye Cumhuriyeti yönetimlerini, 1977-79 doruk anlaşmalarını ve Kıbrıs Türk toplumunun ezici çoğunluğunun federal çözüm taleplerini dikkate almayıp , uzlaşmaz politikalarla kararın çıkmasında önemli bir rol oynamakla suçlayan Sorakın, Denktaş'ın görüşmelerden çekildiğini anımsattı:
"Kıbrıs Türk toplumunun haklı çıkarlarını savunmayanlar, vatan, millet Sakarya edebiyatı ile dünyayı kandıracaklarını sananlar, bir kez daha Kıbrıs Türk toplumunu ve Türkiye halkını yalnızlığa itmişlerdir."
Sorakın, şu noktalara dikkat çekti:
* Kuzey Kıbrıs'ta demokrasi çalışmadı,
* Ekonomik yıkım paketleri, dayatma olarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri tarafından dayatıldı,
* Güvenlik Kuvvetleri Komutanı, Merkez Bankası Başkanı ve TC Yardım Heyeti ; hiçbir kuruluşu tanımayıp, KKTC'nin içişlerine doğrudan müdahale etti ,
* Genelde Kıbrıs Türk toplumunun iradesi ipotek altına alındı.
Evrensel Hukukun dışında zafer yok
AİHM'nin kararında önemli yer tutan sivillerin askeri mahkemede yargılanmasına son verilmesi ve bunu ortadan kaldıracak yasal düzenlemenin bir an önce yapılması talebinde bulunduklarını belirten Sorakın şöyle konuştu:
"Kıbrıslı Türk ilerici ve yurtseverlerin görevi, ülkemizde barış ve demokrasinin önünü açacak, insan hakları ihlallerini engelleyecek ve Kıbrıs'ı federal bir çatı altında birleştirecek politikalar üretip, işbirliği ve dayanışmalarını yükseltmektir."
Dünyada hiçbir devletin evrensel hukukun dışına çıkarak zafer kazanmadığına ve halkına hizmet edemediğine işaret eden KTÖS Başkanı, Kıbrıs ve Kıbrıs Türkü'nü pazarlık masasında koz olarak görenlerin, yanıldıklarını er geç anlayacaklarını belirtti:
"AİHM'nin son kararı bu yönde atılmış önemli bir adımdır."
Bu Memleket Bizim Platformu, "baskı ve şantaj politikaları ile bir yere varacaklarını zanneden statükocuları bu politikadan vazgeçmeye, Kıbrıs Türk toplumunun çıkarlarını ve geleceğini savunmadıkları için bir an önce istifa ederek, Kıbrıs Türk toplumunun önünü açmaya" çağırdı.