Üç yıldan on yıla kadar hapis öngören yasa maddesinde temel milli yararlar "bağımsızlık, toprak bütünlüğü, milli güvenlik ve cumhuriyetin Anayasada belirtilen temel nitelikleri" olarak tanımlanıyor.
Maddenin gerekçelerinde "Türk askerinin Kıbrıs'tan çekilmesi veya bu konuda Türkiye aleyhine bir çözüm yolunun kabulü için veya sırf Türkiye'ye zarar vermek maksadıyla, tarihsel gerçeklere aykırı olarak, Birinci Dünya Savaşı sonrasında Ermenilerin soykırıma uğradıklarının basın ve yayın yoluyla propagandasının yapılması" örnek olarak yer alıyor.
Maddeyi bianet'e değerlendiren iletişim hukukçusu Av. Fikret İlkiz temel milli yararlar deyiminin muğlak ve takdire dayalı bir ifade olduğunu, bu takdir çerçevesinde her an herkese uygulanabileceğini söyledi.
Av. Ergin Cinmen 306. maddenin, yasaların kanunilik, yani tipiklik, ilkesine aykırı olduğunu; milli yarar kavramının kişilere göre değiştiğini belirtti.
Cinmen, devlete karşı suçların başka maddelerle zaten düzenlendiğini, 306. maddenin amacının ise düşünce özgürlüğünü kısıtlamak olduğunu savundu.
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit Kocasakal resmi görüş dışında görüş açıklamanın bu maddeyle tehlikeye girdiğini vurguladı.
İlkiz: Sivil toplum kuruluşları açısından sorun olur
* Temel milli yararlar deyiminden bağımsızlık, toprak bütünlüğü ve milli güvenlik anlaşılıyorsa, bunlarla ilgili görüş açıklamak da saldırı kabul edilebilir.
* Resmi tarih ve resmi görüş mutlaka herkes tarafından benimsenmek zorunda değil. Herkesin kendi görüşlerini açıkça ifade edebilmesi gerekiyor. Maddenin birinci fıkrasındaki "fillerde bulunma maksadı ve bu nedenle yabancı kişi ve kuruluşlardan yarar sağlamak" ifadesi uluslararası ilişkiler açısından sorun yaratır. Yabancı kuruluşlarla ortak çalışmalara yürüten sivil toplum kuruluşlarının her faaliyeti suçun kanıtı sayılabilir ve çalışmaları engellenebilir.
Cinmen: Milli yararlar soyut bir tanım
* Maddenin gerekçesinde Kıbrıs'tan askerlerin çekilmesi gibi bir konuda yabancı kişi ve kuruluşlardan aldığı para veya yarar sayesinde görüşlerini açıklayanların cezalandırılması öngörülüyor. Kıbrıs'tan asker çekilmesini isteyen bir köşe yazarına bu maddeye dayanılarak dava açılabilir ve yabancı kişi ve kuruluşlarla belgelenmiş bir ilişkisi olup olmadığına bakılmaz. Madde aydın ve düşünürlerin başının üstünde sallanan "Demokles'in kılıcı" gibi.
* Temel milli yararlar deyimi Anayasa'da yer almıyor. Tek bir tanımı olmayan ve soyut olan bu "yararlara" aykırı davranmak suç olsaydı, yabancı kuruluşlarla ilişkisine bakılmaksızın her vatandaş için suç olması gerekirdi.
Kocasakal: Yargıtayın yorumu önemli
* Bu madde ilk olarak casusluk suçuna karşı düzenlenmiş gibi görünüyor. Ancak maddedeki tanımların daraltılmaması; eleştiri amacıyla resmi görüş dışında görüşlerini açıklayanların bu şekilde cezalandırılması tehlikesini taşıyor.
* Ceza kanununda suç tanımlarının açık ve belirgin olması gerekir. Bu maddeyle bunun zedelendiğini görmek mümkün. Temel milli yarar, siyasi iktidarların görüşlerine göre farklı tanımlanır.
* Devletin güvenliğini tehlikeye düşürecek bir fiilin kastı olması gerekiyor. Uygulama, Yargıtay'ın eleştiri ve kasıt arasındaki içtihatına bağlı olacak.
TCK 306. madde ve gerekçesi
Temel millî yararlara karşı hareket
MADDE 306 - (1) Temel millî yararlara karşı fiillerde bulunmak maksadıyla veya bu nedenle, yabancı kişi veya kuruluşlardan doğrudan doğruya veya dolaylı olarak kendisi veya başkası için yarar sağlayan vatandaşa, üç yıldan on yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezası verilir. Yarar sağlayan veya vaat eden kişi hakkında da aynı cezaya hükmolunur.
(2) Fiilin savaş sırasında işlenmiş ya da yararın basın ve yayın yoluyla propaganda yapmak için verilmiş veya vaat edilmiş olması hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) Suç savaş hâli dışında işlendiği takdirde, bu nedenle kovuşturma yapılması Adalet Bakanının iznine bağlıdır.
(4) Temel millî yararlar deyiminden; bağımsızlık, toprak bütünlüğü, millî güvenlik ve cumhuriyetin Anayasada belirtilen temel nitelikleri anlaşılır.
Gerekçe:
Madde, genel olarak temel millî yararları korumakta ve bunlara karşı fiillerde bulunmak üzere yarar elde edilmesini cezalandırmaktadır. "Temel millî yarar" kavramının gerek içerik gerek kapsamı itibarıyla çok geniş olabileceği bilinmektedir. Bu bakımdan maddenin son fıkrası kısıtlayıcı bir ölçüt olarak kaleme alınmıştır.
Bu nedenle, "kanunsuz suç olmaz" ilkesini kabul etmiş bulunan Türk ceza hukuku sisteminde "temel millî yarar"a karşı eylemde bulunma maksadının belirlenmesi bazen duraksamalara neden olabilir. Ancak maddenin son fıkrası duraksamaların giderilmesine olanak verecek niteliktedir.
Suçun maddî unsuru, para gibi bir yarar kabul etmektir. Ancak bu kabulün belirli temel millî yararlara karşı eylemlerde bulunmak amacıyla veya bu nedenle gerçekleşmesi gereklidir. Sağlanan yararı kabul etmek suçun tamamlanması için yeterlidir; ayrıca fiilen temel millî yararlara karşı eylemde bulunmuş olmak, suçun oluşması için zorunlu değildir.
Madde, failde kastın ötesinde belli bir amacın varlığını aramaktadır: Maddî unsur, temel millî yararlara karşı eylemlerde bulunmak amacıyla gerçekleştirilecektir.
Yukarıda açıklandığı üzere madde, genel olarak, temel millî yararlara karşı eylemleri cezalandırmaktadır. Bu itibarla kanunda temel millî yararların ihlâli ayrıca özel hükümlerle korunmuş bulunduğu hâllerde o hükümlerin uygulanması gerekecektir.
Maddenin ikinci fıkrasında suçun savaş sırasında işlenmiş olması, daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hal sayılmıştır. Esasen savaş sırasında "temel millî yarar"ın saptanmasında hiçbir zorluk da bulunmaz; zira artık ölçü vardır: Savaş çabalarını ve zaferin kazanılmasını engelleyici her fiil temel millî yararlara karşı sayılmak gerekecektir.
Keza, bu fıkraya göre, basın ve yayın yoluyla propaganda yapmak üzere para veya yarar veya vaat kabul edilmiş ise ceza artırılacaktır: Para, yarar veya vaat kabulü suretiyle bugün Türk askerinin Kıbrıs'tan çekilmesi veya bu konuda Türkiye aleyhine bir çözüm yolunun kabulü için veya sırf Türkiye'ye zarar vermek maksadıyla, tarihsel gerçeklere aykırı olarak, Birinci Dünya Savaşı sonrasında Ermenilerin soykırıma uğradıklarının basın ve yayın yoluyla propagandasının yapılması gibi.
Maddenin üçüncü fıkrası, "temel millî yarar" kavramının belirlenmesindeki tereddütleri gidermek ve gereksiz kovuşturmalara yer bırakmamak için, suçun kovuşturulmasını barış zamanında Adalet Bakanının iznine bağlamıştır.
Maddenin son fıkrası, temel millî yararlardan nelerin anlaşılması gerektiğini göstermektedir. Bu fıkra, Fransız Ceza Kanunundan esinlenilerek kaleme alınmıştır. Fransız Kanunu, belirttiği bazı suçların temel millî yararlara ilişkin bulunmasını suçun unsuru saymış ve bu nedenle temel millî yararların neler olduğunu tanımlamıştır. Böylece Fransız Kanunu temel millî yararlara yönelik her hareketi suç saymamakta, bazı suçların cezalandırılması için bu yararlara zarar olasılığını aramakla ve bu nedenle temel millî yararların ne olduğunu tanımlamaktadır.
Bu madde ise, söz konusu kavramı, son fıkrasındaki tanımın çerçevesinde sınırlandırmakta ve bu değerlere karşı harekette bulunmak için yarar sağlanmasını suç saymaktadır. (ÖG/EÜ)