Akademisyen Murat Eren Özel, son KHK ile Munzur Üniversitesi'nden ihraç edilmesinde fakülte toplantısında rektöre soru sormasının, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) üyesi muhalif bir akademisyen olmasının etkili olduğunu düşünüyor.
Özel, Munzur Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Mantık Anabilim Dalı Araştırma Görevlisiydi. Rektöre yönelttiği soru "Benim için kadro istemeyi düşünüyor musunuz?" şeklindeydi. Cevabını "Devlete hainlik yapanlara ve teröristlere sempati besleyenlere kadro vermeyeceğim" şeklinde aldığını söyledi.
Özel, Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında, Bakanlar Kurulu tarafından hazırlanan ve 24 Aralık’ta Resmi Gazete'de yayınlanan 695 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK ) ile Munzur Üniversitesi’nden ihraç edilen tek akademisyen oldu.
1 Eylül 2016'dan itibaren Olağanüstü Hal Kapsamında ilan edilen toplam 10 KHK ile 5 bin 822 akademisyen ihraç edildi, bu kişilerden 141’i işe iade edildi. Munzur Üniversitesi’nden ihraç edilen akademisyen sayısı 39.
Konuyla ilgili aradığımız rektörün makamında olmadığı bilgisi verildi.
"Kadro istemeyi düşünüyor musunuz?"
Özel, 2017 Ocak ayında fakülte yönetim kurulunun yardımcı doçent kadrosuna alınmasına dair karar olmasına karşın, daha sonra rektörün talebiyle yeniden oluşturulan juriyle kadroya alımının iptal olduğundan bahsetti. İhracında ise kadro durumuna ve ihraç edilen akademisyenlere dair rektöre yönelttiği soruların etkili olduğunu düşünüyor.
“Geçtiğimiz Haziran ayının son haftasında Rektör Ubeyde İpek’in katılımıyla fakülte toplantısı oldu. Akademik personele çalışmaları hakkında sorular sordu. Ben de çalışmalarımı anlattıktan sonra ‘Benim için kadro istemeyi düşünüyor musunuz?’ dedim. O zamana dek çoğul konuşurken bana yönelik ‘Sana kadro istemeyeceğim’ dedi. Gerekçe olarak da daha sonra ‘Devlete hainlik yapanlara ve teröristlere sempati besleyenlere kadro vermeyeceğim’ diye devam etti. ‘Ben böyle bir şey yaptığımı bilmiyorum, bilginiz varsa herkesin içinde açıklayın lütfen’ demem üzerine de ‘Herkesi tenzih ederim’ diyerek sert bir şekilde yanıt verdi.
“Toplantı devamında daha önce ihraç edilen arkadaşlarımızla ilgili sorulara da ‘Atılmaları için geçerli sebepleri vardı’ yönünde net açıklamalarda bulununca ‘Atılmalara siz mi karar veriyorsunuz?’ diye sordum. Bu sırada bana bağırarak ‘Seninle konuşmayı kestim’ dedi. Bu toplantı esnasında ayrıca, hukuksal haklarımı kullanmaya başvuracağımı söylediğimde, ‘İstediğin mahkemeye gidebilirsin’ diye devam etti.”
"Üniversitelerde bir korku iklimi yaratılıyor"
Hakkında şimdiye dek soruşturma açılmadığını, barış imzacısı olmadığını ama imzacılara destek verdiğinin bilindiğini söyleyen Özel, anlattığı toplantının ardından ihraç edilme endişesi yaşadığını anlatıyor.
“Üniversitelerde bir korku iklimi yaratılıyor. Bu da, akademisyenleri oto-sansüre zorluyor. Birileri konuşma cüretinde bulunursa benim gibi KHK listesinde ismiyle karşılaşmaktan korkuyor. Üniversitede özellikle Eğitim Sen’lilere yönelik bir baskı iklimi mevcuttu. Ben de, soru sorma cüretinde bulundum. Bu ise, OHAL uygulamalarından ve KHK’lardan ciddi güç devşiren rektör için kabul edilemez bir durum.”
“Sosyal medyayı aktif kullanıyorum ve muhalif bir akademisyenim. Politika felsefecisiyim, daha da önemlisi bir entellektüelim. Bir entelektüel ve felsefeci olarak içinde yaşadığımı topluma karşı bir sorumluluğum var. Bu nedenle, toplumda konuşulması gereken konuları konuşmaktan, dillendirilmesinden hoşlanılmayan şeyleri dile getirmekten çekinmedim hiçbir zaman. Üniversite içerisinde sosyal medyayı takip eden, çalışanları fişleyen bir birim olduğu hep söylenmekteydi. İhracımın gerisinde toplumsal adaletsizliklere karşı yukarıda bahsettiğim gerekçelerden ötürü, sosyal medya aracılığıyla tepkisiz kalmamamın da önemli bir faktör olduğunu düşünüyorum.” (BK)