Prof. Dr. Burhan Şenatalar’ın Yurtdışındaki Rektör Seçimleri'nin nasıl gerçekleştiğini anlatan yazısını 2019'da Seçkin Yayınevi'nden çıkan “Güncel Maliye Tartışmaları-1 Prof.Dr. Ömer Faruk Batırel’e Armağan” kitabından (s.517-528) aldık. Teşekkürlerle.
Aşağıda Batı ülkelerinden birkaç örnek vererek bir karşılaştırma olanağı sunulacaktır. Ondan önce, konunun çerçevesini netleştirmekte yarar vardır. Başlangıçta da vurgulandığı gibi, rektörlerin belirlenmesinde soruyu “seçim mi, atama mı” biçiminde sormak çok yetersiz ve yüzeysel bir yaklaşımdır.
“Nasıl bir seçim” ve “Nasıl bir atama” soruları daha önemlidir. Bir biçimde ikisini birleştiren bir seçenek de düşünülebilir. “Kimler seçecek” ve “Kim(ler) atayacak” soruları da önemlidir.
“Hedeflenen nasıl bir üniversite” ve “nasıl bir rektör” soruları da temel sorulardır.
Rektörü belirleme sürecinde saydamlık ve katılım kavramları ne kadar önemlidir? Siyasi otoritenin süreçteki rolü ve yetkisi ne kadar olmalıdır? Adaylarda aranacak özellikler kim tarafından ortaya konabilir?
Şu kadarını tekrar açıkça ortaya koymak gerekir: Üniversiteler kendine özgü /türü kendisiyle sınırlı kurumlardır. Bu kurumların kuşkusuz topluma karşı sorumluluğu vardır, ancak bu kurumlar siyasal otoriteye, ekonomik güç odaklarına, din otoritelerine bağımlı olamaz, olursa üniversite olmaz.
Rektör belirleme sürecini ve yöntemini tartışırken üniversitenin bu özelliği gözardı edilemez.
Üç ülkenin pratiği
"Rektör"ün anlamı
Batı ülkelerinden örneklere geçerken öncelikle konuyla ilgili kavramların açıklanmasında yarar var. Rektör kelimesi her yerde aynı anlama gelmiyor, ayrıca rektör kelimesi yerine farklı sözcüklerin kullanıldığı görülüyor. Örneğin Fransa’da rektör kelimesi eğitim bakanlığının bölgesel üst yetkilisi anlamına geliyor ve üniversitenin en üst yöneticisine “president” deniyor.
İngiltere’de rektör kelimesi kullanılmıyor, yükseköğretim kurumunun başındaki kişiye “vice-chancellor” , bazı durumlarda da “principal and vice-chancellor” deniyor.
“Vice” kelimesinin genellikle yardımcı statüsü için kullanılması burada bir yanılgıya yol açabilir, ancak rektör vekili için “deputy vice-chancellor”, rektör yardımcıları için de pro-vice-chancellor deniyor.
“Chancellor” pozisyonu genellikle temsili ve onursal bir makam, dolayısıyla kurumun işleyişine karışması söz konusu değil ve daha çok yüksek statüdeki kişiler “chancellor” oluyor.
İskoçya’da da en üst yöneticiye “vice-chancellor” deniyor, ancak orada ciddi yanılgıya yol açan bir de “rector” var.
YÖK’ün [Yükseköğretim Kurulu] fikir babası ve kurucu başkanı İhsan Doğramacı 2000’de yayınlanan “Günümüzde Rektör Seçimi ve Atama Krizi – Türkiye’de ve Dünyada Yükseköğretim Yönetimine Bir Bakış” adlı kitabında şöyle diyor:
“Bugün, İskoçya’nın en başta gelen üniversitelerinde rektörü sadece öğrenciler seçmektedir. Dünyaca ünlü Edinburgh Üniversitesi öğrencileri 46. rektörlerini bu yılın başlarında seçtiler...Aktör ve yönetmen Peter Ustinov, 1968-74 yılları arasında iki dönem öğrenciler tarafından Dundee Üniversitesi rektörlüğüne seçilmiştir”.
Ardından rektörün mutlaka üniversite dışından seçildiği ve yetkilerinin kısıtlı olduğu söyleniyor (Doğramacı, 2000). Bu ifadeler her okuyanı şaşırtacak nitelikte, çünkü öğretim elemanlarının hiç oy kullanmadığı ve rektörü sadece öğrencilerin seçtiği bir üniversitenin başarılı olması uzak bir olasılık.
İskoçya üniversitelerinin başka ülkelerde hiç görülmeyen böyle bir yönteme başvurmuş olması inanılır gibi değil. Ne var ki , İ. Doğramacı’nın kitabındaki bu bilgiyi “çok demokratik” bularak tekrarlayan öğretim üyeleri de oldu.
Öğrencilerin seçtiği ve “rector” denen bir kişi var, ama o bilinen anlamda bir rektör değil. Üniversitenin danışma meclisi olarak niteleyebileceğimiz “University Court”un başkanı, bu da yılda birkaç kez toplanan bir organ ve başkanı üniversite dışından oluyor, çünkü “Court”un üyelerinin de bir bölümü üniversite dışından ve toplumun farklı kesimlerinden.
Almanya’nın da kendine özgü yönlerinden birincisi federal bir devlet olduğu için tüm ülke düzeyinde yükseköğretimi düzenleyen bir çerçeve yasası (Hochschulrahmengesetz) var, bu temel noktaları düzenleyen ve çeşitli konuları eyaletlere bırakan bir yasa. Dolayısıyla her eyaletin ayrıca kendi yükseköğretim yasası var. Rektörlerin belirlenmesi eyalet yasalarına bırakılmış.
“Rektor” ve Prasident” kelimelerinin ikisi de kullanılabiliyor, bazen aynı yasada ikisi birlikte yer alıyor. Yine Almanya’nın bir diğer özelliği, yükseköğretim kurumunun yönetiminde yer alan ve esas işlevi mali konularla ilgili ve sınırlı olan “Kanzler”in üniversite dışından olması ve eyalet hükümeti tarafından atanması. Ancak o konuda da biraz yukarda anılan kitapta iddia edildiği gibi, Kanzler’in rektörden daha yetkili olduğunu ileri sürmek gerçeklerle bağdaşmıyor. Kurumun bir numaralı yetkilisi tartışmasız rektör.
Aşağıdaki satırlarda üç ülkeden (Almanya, İngiltere, İsveç) üç üniversitenin rektör belirleme yöntemleri kısaca açıklanacaktır. Üç modelde de dikkat çeken hususlar, sürecin ayrıntılı biçimde düzenlenmiş olması, geniş bir zamana yayılması, oldukça saydam ve katılımcı olması, nihai karar aşamasında siyasi otoritenin temsilcilerinin de bir rol oynamasıdır.
Almanya
Almanya’dan örnek olarak Hamburg eyaletinin üniversite yasası incelenecek olursa, rektörün (yasa Prasident sözcüğünü kullanıyor) atanmasında, özel olarak kurulan bir “arama komisyonu”nun önerisi üzerine “üniversite senatosu” rektörü seçer, ancak “üniversite konseyi”nin bu kararı onaylaması gerekir, son atama işlemini “eyalet hükümeti” yapar.
Arama komisyonunu da üniversite konseyi belirler. Bu sürecin daha iyi anlaşılması için, adı geçen birimlerin bileşiminin açıklanması gerekmektedir. Hamburg yükseköğretim yasasına göre, üniversite senatosunda üniversitenin büyüklüğüne göre 11-21 arasında oy hakkına sahip üye bulunur.
Bu sayı içinde mutlak çoğunluk öğretim üyelerine aittir, ancak tüm Almanya’da benimsenmiş katılımcı modelin paydaşları olan üç grup da (öğretim yardımcıları, idari personel, öğrenciler ) senatoda oy hakkıyla temsil edilir.
(Berlin eyaletinin yükseköğretim yasasında senato ile ilgili sayılar açıkça şöyle sayılmıştır: Toplam üye sayısı 25, öğretim üyeleri 13, öğretim yardımcıları 4, öğrenciler 4, idari çalışanlar 4).
Üniversite konseyi ise üniversite temsilcileri ile hükümet temsilcilerinin yer aldığı bir karma kuruldur. Bu kurulun sayısı üniversiteler için dokuzdur ve yarısı üniversite senatosu, yarısı da eyalet hükümeti (Hamburg eyaletinde hükümet senato olarak adlandırılıyor ) tarafından dört yıl için seçilir.
Arama komisyonunu da anılan konsey belirler ve bu komisyon aranan rektörün nitelikleri ile ilgili duyuru ve açıklamaları yayınlar, başvurular üzerinde yaptığı incelemelerden sonra bir isim önerir. Üniversite senatosu rektörü seçer, üniversite konseyi onaylar, eyalet hükümeti atamayı yapar. Rektörün görevden alınması, üniversite senatosunda ¾ çoğunlukla mümkün olur ve bu kararın da üniversite konseyi tarafından onaylanması gerekir.
Görüldüğü gibi, üniversitenin bileşenleri karar sürecinde belirli yetkilere sahiptir. Kararın alınmasında üniversite bileşenleri ağırlık taşır, kararın kesinleşmesi ise karma kurulun onayına tabidir.
Siyasi otoritenin üniversite bileşenlerinin yerine geçerek karar alması söz konusu olmadığı gibi, uygulamada büyük çoğunlukla üniversitenin kararları onaylanır.
Hamburg yükseköğretim yasasının önemli bir özelliği de, rektör yanında rektörlük kurulu diyebileceğimiz “Prasidium”u da düzenlemiş olmasıdır.
Bu kurulda rektör, rektör yardımcıları (Vizeprasident) ve idari-mali konulardan sorumlu “Kanzler” yer alır. Üniversiteler için rektör yardımcısı sayısı en az iki, en çok üç olabilir. Bunlardan en az birinin profesör olması öngörülmüştür. Rektörlük kurulunda herbir cinsiyetten en az iki kişinin bulunması da koşuldur.
İngiltere
İngiltere’den bir örnek olarak York Üniversitesi’ni ele alırsak, 1 Eylül 2019’da göreve başlayacak olan rektör (Vice-Chancellor and President) için süreç 2018 sonbaharında başlamıştı.
Önce üst düzey yönetici arama alanında uzmanlaşmış bir firmaya görev verildi. Bu firma görevi üstlenecek kişide ne gibi özellikler bulunması isteniyor sorusuna yanıt bulmak üzere, gizli kalmak koşuluyla, öğretim elemanları, idari-mali-teknik elemanlar, öğrenciler, mezunlar, üniversite konseyi üyeleri, üniversite danışma meclisi (University Court) üyeleri ile yüzyüze, telefonla, e-posta ile görüşmeler ve odak grup toplantıları yaptı.
Bunlar sonucunda ulaştığı sonuçlara göre, basılı ve elektronik kanallardan ilan ve duyurular açıklandı. Bunlar özellikle yükseköğretim alanı ile ilgili web sitelerinde 14 Aralık 2018-23 Ocak 2019 arasında geniş bir çevreye bilgi sundu. Mart 2019’da değerlendirme ve seçim sürecine geçildi.
York Üniversitesi’nin yönetmeliklerine göre, rektörü üniversitenin ana yönetim organı olarak kabul edilen üniversite konseyi (University Council) belirler.
Bu konsey yılda dört defa toplanır ve üniversitenin misyonunu, stratejik vizyonunu, uzun dönemli planlarını onaylamak, mali konularla ilgili denetleme ve hesap verebilirlik ilkelerini izlemek gibi görevler üstlenir. Rektörün belirlenmesinde üniversite senatosunun görüşlerini alması gerekir.
Bu konseyde oy hakkına sahip olanlar, rektör, rektör vekili, rektör yardımcıları, sayman, senatonun seçtiği dört üye, idari personelin kendi içinden seçtiği iki kişi, lisans öğrenci birliği başkanı, lisansüstü öğrenci birliği başkanı, ayrıca konseyin üniversite dışından belirlediği en çok altı kişiden oluşur.
Konsey aynı zamanda rektörün yıllık maaşını ve mali haklarını da belirler. Konsey ana yönetim organı sayılmakla birlikte, tüm akademik konular senatonun ve ikinci derecede bölümlerin yetkisindedir. Günlük yürütme ile ilgili yetkiler de üniversite yönetim kurulundadır.
İngiltere örneği de, rektör atama sürecinin uzun ve geniş kapsamlı bir süreç olduğunu, tüm paydaşların görüşlerinin alınmasına çalışıldığı, üniversite dışından siyasi otoritenin bir rektör atamasının söz konusu olmadığını göstermektedir. “University Court” (üniversite danışma meclisi olarak çevirmek uygun) üyeleri ise, “üniversitenin dostları ve elçileri” olarak görülüyor. Bu kurul yılda iki kez toplanıyor. Bu kurulda üniversite dışından üyeler toplumun çeşitli kesimlerinden geliyor (York belediye başkanı, York başpiskoposu, British Academy temsilcisi, York milletvekilleri gibi).
İsveç
Son örnek olarak İsveç’ten Uppsala Üniversitesi’ni ele alarak rektör belirleme sürecini inceleyelim. 1477’de kurulmuş olan bu üniversite hem İsveç’in, hem Kuzey Avrupa’nın en eski üniversitesi.
Bu üniversitede rektör arama ve atama süreci Ağustos 2016’da başlayıp Kasım 2017’de sonuçlanmış.
Kesin kararı veren organ Üniversite Kurulu (University Board) kararı onaylayan İsveç hükümeti. Üniversite Kurulu Ekim 2017’de kararını vermiş, İsveç hükümeti de Kasım ayında onaylamış.
Son aşamaya gelene kadar, çok geniş katılımlı bir süreç yaşandığı görülüyor. Ağustos 2016’da Üniversite Kurulu ilk toplantısını yaparak izlenecek strateji ile ilgili bir müzakere yürütmüş ve Eylül’de süreçle ilgili bir danışma meclisi oluşturulmasını kararlaştırmış. Bu danışma meclisinde öğretim üyelerinin 33, öğrencilerin 18, çalışanlar kuruluşlarının da 14 üye ile temsil edilmesi kararlaştırılmış.
65 kişilik heyette öğretim üyelerinin sayısının diğer gruplara göre sadece bir fazla olduğu dikkati çekiyor.
Aralık 2016’da ilgili gruplar temsilcilerini seçmiş oluyor ve meclis Ocak2017’de kendi içinden bir rektör adayı belirleme komitesi seçiyor.
8 kişilik bu komitede 2 kişi Üniversite Kurulu’ndan, 3 kişi öğretim üyelerinden, 2 kişi öğrencilerden, 1 kişi de çalışan kuruluşlarından geliyor. Üniversite Kurulu aranan rektörün sahip olması gereken özellikleri çalışıp danışma meclisine iletiyor, Meclis de kendi görüşleri ışığında komiteye gönderiyor.
Eylül 2017’de komite danışma meclisine üç isim sunuyor ve bu isimler oylanıyor. Birinci turda oylar 10,25, 29 olarak dağılıyor. İkinci turda iki adaya da 32 oy çıkıyor, üçüncü turda 34 ve 30 oy çıkınca, 34 oy alan aday seçimi kazanmış oluyor. Üniversite Kurulu bu kararı oybirliğiyle onaylıyor ve İsveç hükümeti de atamayı yapıyor.
Yukarda verilen örneklerin tümünde ortak olan noktalar geniş kapsamlı ve geniş katılımlı bir sürecin işletilmesi. Bu sürecin kapsayıcılığı geniş bir uzlaşma üretiyor ve atanan rektörün de kurum içinde ve dışında ciddi bir desteğe sahip olmasını mümkün kılıyor. (BŞ)
Rektör seçimlerinde İngiltere, Almanya İsveç örnekleri/ Prof. Dr. Burhan Şenatalar
Osmanlı'dan günümüze rektör seçimleri ve atamaları/ Prof. Dr. Gülhan Türkay Hoştürk
* Arabaşlıklar ve paragrafların yeniden düzenlenmesi bianet'e aittir.
Kaynakça
- Baltacıoğlu, İsmayıl Hakkı, (1998). Hayatım, Dünya Yayınları, İstanbul.
- Doğramacı, İhsan, (2000). Günümüzde Rektör Seçimi ve Atama Krizi-Türkiye’de ve DünyadaYükseköğretim Yönetimine Bir Bakış, Meteksan Matbaası, Ankara.
- Kafalı,Kemal, (1989). Üniversitelerimiz Nereden Nereye Getirildi, Matbaa Teknisyenleri Basımevi, İstanbul.
- Şarlak, Ömer, (2004). Kışladan Kampüse, Alfa Yayınları, İstanbul.
- www.landesrecht-hamburg.de
- www.york.ac.uk
- www.uu.se -4936 sayılı yasa -1750 sayılı yasa -2547 sayılı yasa -676 sayılı kanun hükmündeki kararname -703 sayılı kanun hükmündeki kararname -3 sayılı cumhurbaşkanlığı kararnamesi -4 sayılı cumhurbaşkanlığı kararnamesi