Dün(3 Mayıs)üniversite yemekhanesinin özelleştirilmesine karşı 500 kişinin, gerçekleştirdiği eylemin ardından, polis, üniversitelerine girmek isteyen öğrencilere şiddet uygulamış, biber gazı sıkılan ve coplarla dövülen çok sayıda gösterici yaralanmış, 7 öğrenci gözaltına alınmıştı.
Eyleme katılan sendika temsilcileri, öğrenciler, akademisyenler, bugün bir basın açıklamasıyla orantısız kuvvet kullanan polisi ve eylemcilere polis şiddetini özendirdiğini söyledikleri üniversite yönetimini kınadı.
Sendikalardan polis ve üniversite yönetimi hakkında suç duyurusu
Ayrıca, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Aksaray Şubesi, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Üniversiteler Şubesi de protestoculara kötü müdahalede bulunan üniversite özel güvenlik şirketi ve üniversite rektörlüğü hakkında bugün suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusu kapsamında İÜ rektörü Mesut Parlak'ın özelleştirme ihalesi ve üniversiteye polisin sokulması da yer alıyor.
bianet'in görüştüğü, Eğitim-Sen Yönetim Kurulu üyesi ve İÜ Yabancı Diller Türkçe Birimi öğretim üyesi Mübeccel Karabat, sendika yönetim kurulu üyelerinin sendikal çalışmalarını engellemenin, hem Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmeleri hem de Sendikalar Yasası gereği suç olduğunu belirtti.
Demokratik taleplere soruşturma ve cop
Dünkü polis müdahalesinde yaralanan öğrencilerden İÜ Hukuk Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Hülya Bayındır rektörlüğün sert uygulamalarını şöyle dile getiriyor:
"Boykot, referandum, imza kampanyası yaptık. Bu isteğe, rektörlük çok sert tepkilerle karşılık veriyor. Yemekhanenin özelleştirilmesine karşı etkinliklere katılan birçok arkadaşımız hakkında soruşturma açıldı."
Hukuk Fakültesi öğrencisi Işın Mordeniz de "Bu doğrudan biz üniversite öğrencilerinin meselesi. Soruşturma alıyoruz, polis şiddetiyle karşı karşıya kalıyoruz, ama ne olursa olsun bu mücadeleyi hep birlikte vereceğiz" diyor.
Mordeniz, yemekhanelerin özelleştirilmesinden mağdur olacakları için tavır alan yemekhane çalışanlarının da, uyarıldığını ve tehdit edildiğini ekliyor.
"Neden özelleştirmeye karşıyız?"
Eğitim-Sen'den Karabat, rektörlüğün İnternet sitesinde yayınladığı "yemeklerin yaklaşık 6 milyona mal olduğu ve bunun üniversite için çok pahalı olduğu" ifadesinin doğru olamayacağını söylüyor ve soruyor:
"Bir devlet üniversitesi kâr amacı gütmeden, yemeği 6 milyona çıkarıyorsa, bu yemeği kâr amacı güden özel sektör nasıl daha ucuza mal edecek? Kalitenin giderek düşerken fiyatların artacağını, özelleştirmeyi gerçekleştirmiş diğer üniversite örneklerinden biliyoruz."
Özelleştirmenin ayrıca, çalışanların işten çıkarılmaları anlamına da geldiğine dikkat çeken Karabat, "Daha önce güvenlik özelleştirildi. Eğer biz karşı çıkmazsak, bunları takiben, kantinlerin, büro hizmetlerinin, yaz okullarının ve giderek tüm üniversitenin özelleştirilmesiyle karşı karşıya kalacağız" diyor.
Gürer: Üniversite yönetimi bizi değil, sermayeyi dinliyor
İÜ Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi Onur Gürer, üniversitede özelleştirme karşıtı platformla yaptıklarını şöyle anlatıyor:
"19-20 Nisan'da üniversite genelinde bir referandum düzenledik. Bunun sonuçlarına göre üniversite öğrencilerinin ve öğretim üyelerinin yüzde 90'ının yemekhanenin özelleştirilmesine karşı oldukları sonucu çıktı.
"26 Nisan-3 Mayıs arasında yaptığımız yemekhane boykotu sırasında da olağan günlerde yaklaşık 11 bin kişinin yemek yediği yemekhaneye sadece 2 bin kişi geldi.
"Ayrıca düzenlediğimiz imza kampanyasında 5 binin üzerinde imza topladık. Ancak üniversite yönetimi bizlerin sesini değil sermayenin sesini dinliyor."
"Tüccar rektör istemiyoruz!"
SES Aksaray Şubesi, Tez Koop -İş, Eğitim-Sen Üniversiteler Şubesi, İÜ öğrencileri ve birçok akademisyenden oluşan İÜ Özelleştirme Karşıtı Platform üyeleri, bugün (4 Mayıs) saat 14.00'te "Özelleştirmeci rektörü ve polis saldırılarını kınıyoruz" sloganıyla Beyazıt Meydanı'nda buluştular ve bir basın açıklaması yaptılar.
Açıklamada, "Özelleştirmenin işsizlik, sendikasızlaşma, kalitede düşüş anlamına geldiğini" söylediler ve eklediler:
"Ülkemizin en büyük devlet üniversitesinin tüccar zihniyetli insanlar tarafından yönetilmesini istemiyoruz. Tüccar rektör istemiyoruz."
Ayrıca, açıklamada, Mesut Parlak'ın rektör seçildiği günlerdeki "Bu okulda siyaseti bitireceğim" sözleri hatırlatılarak, "İlk icraat olarak Yaz Okulları'nı paralı hale getirmeyi öneren, ancak üniversite bileşenlerinin kararlı tutumu sayesinde geri adım atan Mesut Parlak, icraatlarına bir yenisini ekleme telaşında" deniliyor.
Basının ilgi göstermesi için şiddet mi gerekiyor?
Üniversitede özelleştirmenin yapılacağının öğrenilmesinden itibaren geçen yaklaşık iki buçuk aylık sürede, eylemlerle özelleştirmenin önüne geçmeye çalıştıklarını ifade eden Karabat, "Konunun basına yansıması için bu tür olayların çıkması gerekiyor. Bu hiç hoş değil" dedi.
"Kamuoyuna özelleştirmeye karşı çıktığımızı, yemekhanenin çalışanların ve öğrencilerin malı olduğunu, ucuza ve kaliteli yemek yemek istediğimizi duyurmaya çalışmaya devam edeceğiz."
Özelleştirme karşıtı eylem
Dün, "İstanbul Üniversitesi İşçisiyle Akademisyeniyle Öğrencisiyle Tek Ses Memleketimizi Üniversitemizi Yemekhanemizi Sattırmayacağız" pankartı arkasında yürüyen grup, öncelikle ihalenin yapıldığı Mediko Sağlık binası önünde "Tüccar Rektör İstifa", "Yemekhanemizi Sattırmayız", "Sermaye Defol Üniversiteler Bizimdir", "Yemekhane İşçisi Yanlız Değildir", "Parlak'ı Alana Unakıtan Bedava", "Bu Ülke Bu Üniversite Satılık Değil" sloganlarıyla eylem yapmıştı.
Daha sonra Merkez Kampüs ana giriş kapısından üniversitelerine girmek isteyen öğrenciler, içeri alınmamaları üzerine kapıyı zorlayınca polis gruba müdahale etmişti. (AGS/TK)