Tasarı, şunları öngörüyor:
* Harçların dört katına çıkması,
* Harç ödeyemeyenlere kredi ve burs verilmesi,
* Üniversitelerin kendi işletme hesapları olması,
* Rektörün bu hesapları yöneten kişi olması.
Tasarıya göre üniversiteler bağış alabilecek, bina alım satımı yapabilecek, öğrencilerin harç miktarlarının hangi kritere göre belirleneceği ise belirsiz.
Panelde söz alan Prof.Dr. Kadir Erdin ve Prof.Dr. Tülay Arın tasarıyla her yurttaşın sahip olduğu eğitim hakkının engelleneceği ve rektörlerin harçları belirleyip üniversitenin tek hakimi olacağını eleştirdiler.
Prof.Dr. Eser Karakaş ise tasarı sayesinde yüksek harç ödeyenlerin paralarıyla parasız öğrencilerin okuyabileceğini söyledi. Prof. Arın bu yolla paralı eğitime geçileceğini belirterek "Rektörlük dört katına çıkan harçlara gelecek tepkileri bildiği için harç yerine 'katkı payı' ifadesini kullanıyor" dedi.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Edebiyat Fakültesi Öğrenci Temsilcileri Konseyi'nin düzenlediği "Yeni ÖYK Tasarısı ve Üniversitelerimiz" konulu panele Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Kadir Erdin, Bahçeşehir Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Eser Karataş, İÜ İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tülay Arın ve İÜ Edebiyat Fakültesi ÖTK Başkanı Taylan Kapucu katıldı.
Öğrenci ilgisi düşük
Öğrenci Kültür Merkezi'nin sinema salonunda dün (Perşembe) yapılan panelde az sayıda öğrenci vardı. Taylan Kapucu öğrencilerin müzikli şenliklere daha çok ilgi gösterirken kendilerini en çok etkileyecek tasarı konusuna ilgisizliklerini olayın ciddiyetini kavramamaya bağladı.
Prof. Erdin ve Prof. Arın konuşmalarında, rektörlerin yetkilerinin arttırılıp üniversite eğitiminin paralı hale getirilerek öğrencilerin en temel hakkı olan eğitim hakkının engellemesi gerekçesiyle tasarıya karşı çıktılar.
Tasarı konusunda Prof. Karakaş ise "tasarının iyi ve kötü yönleri olabilir, üniversite öğrencilerinin çoğunun daha yüksek harç ödeme imkanı varken devletin bütün yükü üstlenmesi gereksiz, Cem Boyner'in oğlu neden devletin parasıyla okusun ki?" dedi.
Prof. Arın'ın Karataş'a yanıtı "Üniversite öğrenimi piyasa koşullarına bağlayamazsınız, eğitime bütçe ayırmayan bir ülke geleceğini ipotek altına alır" oldu.
Tasarı konusunda genel bilgiler verip öğrenciler adına konuşan Taylan Kapucu ise "Eğitim hakkımızın engellenmesi söz konusu, benzer tasarılar daha önce İspanya ve Fransa'da öğrencilerin büyük tepkisiyle karşılaşmıştı. Bu, üniversiteleri ticari bir kurum yapacak" dedi.
Prof. Erdin: Tasarı Gerçek dışı
Üniversite öğrencilerinin koşulları hakkında yaptığı araştırmanın sonuçlarını açıklayan Prof. Dr. Kadir Erdin çoğu yurtlarda kalan, yemek ihtiyaçlarını memleketlerinden getirdikleri bakliyatla ancak karşılayabilen öğrencilerin yeni tasarıyla nasıl üniversiteye gireceğini anlamadığını söyledi.
Prof. Erdin tasarıdaki harçları yükseltme ve ödeme olanağı olmayan öğrencilere burs ve kredi imkanı sağlanması konularındaki "gerçek dışılık"a dikkat çekti.
* YÖK tasarısı aileleri de ilgilendiriyor. Çocuklarını yüksek harç ödeyerek nasıl okula gönderecekler? Zenginden alıp fakire kredi ve burs olarak dönecek denilen sistemin yürümesi için ülkede yüzde 20 oranında fakir yüzde 80 oranında zenginin olduğu bir gelir dağılımı olması gerekir. Halbuki bunun tam tersi bir durum söz konusu.
* Sistemin temeli olarak parasız öğrencilere verilecek burs ve krediler gösteriliyor. Kayıt dışı ekonominin bu kadar fazla olduğu bir ülkede insanların gelirini neye göre belirleyeceksiniz? Bu konuda üniversite düzeyinde bir araştırma yapmak istediğimizde net verilere ulaşamadık.
* Kredi ve Yurtlar Kurumu'ndan burs alanların içinde milletvekili çocuklarının olduğu bir sistemde bu kredilerin kriterleri ne olacak bilmiyorum.
* Tasarıda "Araştırma Profesörlüğü" diye bir tanım var. Öğrencisiyle ilişkisi olmayan, bilgisini aktaramayan öğretim görevlileri yaratmak üniversite düşüncesine aykırıdır.
Rektör Derebeyi, Üniversiteler Feodal Olacak
Prof. Dr. Tülay Arın konuşmasında, 1997 ve 2000 yıllarında Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD)'a sunulan YÖK tasarısının tamamen liberal ekonomi anlayışıyla hazırlandığını ve bilimin piyasa şartlarına uydurulmak istendiğine değindi.
* TÜSİAD'a sunulan tasarı taslağı meclise sunulan tasarıya oranla daha liberaldi. Ancak devletin üniversite üzerindeki denetimini yok eden taslak Milli Eğitim Bakanlığı'nda değiştirildi. Liberal yanlar törpülendi. Siyasi iktidarın vazgeçemediği bir alanda bu sefer rektörler iktidar adına tek karar alıcı olacak.
* Rektörlerin kral, padişah ve derebeyi yapılmak istendiği tasarı ortaçağdaki feodal yöntemi üniversitelere uyguluyor. Rektör kendi bütçesini yapacak, bağışları toplayacak, harçları da kendi belirleyecek. Bunun adı kapitalizm öncesi krallıktır.
* ABD'de bile üniversiteler kamu fonlarından besleniyor. Eyaletlerde alınan vergilerle karşılanan eğitim sitemine federal bütçeden ayrılan oran ise yüzde 1.
* Türkiye'de eğitim bütçesi ancak yüzde 6'ya çıkabiliyor. Bütçenin çoğu faiz ödemelerine giderken devlet geçmişini yok sayıyor, bugününü çarçur ediyor geleceğini ise ipotek altına alıyor. Yaşamımızı yakından ilgilendiren deprem önlemleri konusunda bile para bulamayan bir ülkede tek çözüm artık bütçeden bu kadar faiz ödemeyelim demektir.
Prof. Karakaş: Tasarının Hem İyi Hem Kötü Yönleri Var
Tasarı konusundaki görüşleriyle Prof. Erdin ve Prof. Arın'dan tepki alan Prof. Dr. Eser Karakaş "benim kafam bu konuda hala karışık, Tülay Hocayı çok kıskandım, keşke bu kadar net olabilseydim" dedi. Üniversitelerin misyonu ve paralı eğitim konularında özellikle liberal teoriler hakkında bilgi veren Karakaş öğrencilerin "eğitim parasız olmalı, ailelerimiz yüksek harç ödeyemez" tepkileriyle karşılaştı.
Prof. Karakaş, Prof. Arın tarafından liberal olarak değerlendirilen konuşmasında şunlara değindi:
* Türkiye'deki gençlerin üniversiteleşme oranlarına baktığımızda yüzde 12'lik bu kesimin zaten üniversite masraflarını karşılayabileceklerini görüyoruz. Özellikle İstanbul'da çoğu öğrenci daha fazla harç ödeyebilecek durumda. Devlet neden onların harcını ödeyip yükü sırtına alsın ki? Parası olan yüksek harç ödesin, bu harçlarla parasız öğrencilere kredi ve burs olanağı sağlansın.
* Rektörlerin yetkilerini arttıran tasarı üniversitedeki özgürlük ortamını kısıtlayacak.Bence tüm maddelerin tartışılması gerekiyor.
Öğrencilere üniversitede sadece parasız eğitim yerine özgürlüğü tartışmalarını öneren Karakaş'a öğrenciler "Biz zaten bunları tartışıyoruz, Burası Bahçeşehir değil İstanbul Üniversitesi. Çoğumuz harçlarını ödemekte zorlanıyor, hem bunu hem de üniversitelerin misyonunu sorguluyoruz" dediler.
Öğrenciler panel çıkışında "Paralı Eğitim İstemiyoruz" başlıklı imza kampanyası için imza topladılar. Bir ay önce başlatılan kampanya on bin imzaya ulaştı. Tüm Türkiye'deki üniversite öğrencileri ve ailelerinden toplanacak imzalar TBMM'ye iletilecek. (ÖG/EK)