Haberin İngilizcesi için tıklayın
“Dijital sansür” eleştirilerine neden olan “sosyal medya yasası”nın üçüncü adım yaptırımları geçtiğimiz günlerde başladı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) Resmi Gazete’te yayınladığı kararla birlikte Türkiye’ye temsilci atamayan Twitter, Periscope ve Pinterest’e reklam yasağı geldi.
İlk fazda 10 milyon TL, ikinci fazda ise 30 milyon TL’lik para cezasının ardından uygulamaya sokulan reklam yasağı yaptırımlardaki son adım da değil.
İfade ve basın özgürlüğüne büyük bir tehdit oluşturmanın yanında ekonomik özgürlükleri de kısıtlayan yasanın Türkiye'ye temsilci atamayan şirketler için bağlayıcılığı ve şirketlerin bu durumda diretmesi halinde ne olacağı en merak edilen konular.
İstanbul Barosu Bilişim Hukuku Merkezi Kurucusu ve Bilgi Üniversitesi öğretim görevlisi Gökhan Ahi'den dinliyoruz...
"Yasaya uyan tek şirket Youtube"
Şu ana kadar hangi kurumlar Türkiye’ye temsilci atadı?
Şu ana kadar temsilci atadıklarını belirten ve benim basın aracılığıyla öğrendiğim sosyal ağ sağlayıcılar, Youtube, Facebook (Instagram), DailyMotion, Tiktok, VKontakte, Linkedin. BTK’nın 19 Ocak’ta Resmi Gazete’de yayınlanan reklam yasağı kararından anladığımız kadarıyla temsilci atamayanlar ise Pinterest ve Twitter (Periscope).
Söz konusu yasa sadece temsilci atanmasını değil, temsilciye kişilerin kolayca ulaşabilmesi için iletişim bilgilerini internet sitelerinde yer verilmesini de şart koşuyordu. Hangi siteler buna uydu?
Kanuna göre sosyal ağ sağlayıcılar, yükümlülüklerin yerine getirilmesini temin için yetkili en az bir kişiyi Türkiye’de temsilci olarak belirlemeli ve bu kişinin iletişim bilgilerine kolayca görülebilecek ve doğrudan erişilebilecek şekilde internet sitesinde yer vermeli. Hatta bu temsilci gerçek kişi olacaksa bu kişini de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması gerekiyor.
Bu kurala uyduğunu gördüğüm şimdilik Youtube. https://www.youtube.com/t/contact_us/ adresinde temsilci tüzel kişiyi belirtmişler ve şikayet sayfalarını açmışlar. Diğer sosyal ağlarda kolayca ulaşabilecek bir şekilde olması gerekiyordu ancak ben bulamadım henüz.
"Cezalar tahsil edilemez"
Temsilci atamayan şirketlere ilk seferinde 10, ikinci seferinde 30 milyon TL ceza kesildi. Şimdi ise reklam yasakları gündemde. Türkiye’ye zaten gelmeyen şirketler için bu cezanın bağlayıcılığı ne?
Kanuna göre, temsilcilik atayan şirketler ne kadar ceza kesilmiş olursa olsun, temsilci atadıkları güne kadar kesilen para cezalarının dörtte birini ödemek zorunda. BTK tarafından resmi bir açıklama yapılmadığı için bu cezaların dörtte birinin ödenip ödenmediğini bilmiyoruz. Temsilci atamayanlar için ise kesilen bu cezaların herhangi bir bağlayıcılığı yok. İcra edilebilir ve tahsil edilebilir bir özelliği yok.
"Reklam vermek isteyenin önünde bir engel yok"
Peki insanlar ya da kurumlar bu yasağa uymayıp reklam verirlerse bir yaptırımla karşı karşıya kalabilirler mi?
Sosyal ağ sağlayıcılara verilen reklam yasağı kanun kaynaklı olduğu için sonradan çıkarılan usul ve esaslar da kanuna uygun görünüyor. Ancak başka sorunlar var. Kanun BTK’yi yetkili kılmış ancak temsilcinin hak ve yükümlülüklerinden bahsetmemiş. Kanunda, BTK’nın ikincil düzenlemeleri yapması için bir çerçeve çizilmesi gerekirdi, temsilci nasıl başvuracak, temsilcinin hak ve yükümlülükleri ne olacak, temsilci ile iletişim nasıl sağlanacak, temsilcinin temsil gücü nereye kadar olacak gibi birçok konu keyfiliğe kalmış durumda.
Reklam verilmesi yasaklanmış olan sosyal ağ sağlayıcıya reklam vermek isteyen reklamverenler ve kullanıcılar için özel bir yaptırım öngörülmemiş. Anayasadaki “Suçta ve cezada kanunilik” ilkesi gereğince yaptırımın kanunla belirlenmesi gerekirdi. Aslında buradaki yaptırım sadece sosyal ağ sağlayıcıya uygulanan reklam alamama yasağı. Eğer reklamverenler ve kullanıcılar, temsilci atamayan sosyal ağ sağlayıcıya reklam vermek isterlerse, önlerinde hiçbir engel yok.
BTK’nin 19 Ocak’ta Resmi Gazete’de yayınlanan reklam yasağı kararında birçok kanun sayılmış, fakat bu kanunların hangi maddesine göre yaptırım uygulanacağı belirtilmemiş. Devlet vatandaşına tuzak kurmaz, devlet suçu ve yaptırımı, başvurulacak yasal yolları açıkça gösterir. Ancak bu genel ilkeye de uyulmamış. Biraz zorlama yorum yaparsak, en fazla Kabahatler Kanunu’na göre “emre aykırı davranış”tan 430 TL para cezası verilebilir, o da belki biraz zorlarsak!
Borçlar Kanunu’na göre yasak olan hukuki işlemler eksik borç doğurur, alacaklı olan taraf borçluyu dava ve takip edemez, Vergi Usul Kanunu’na göre yasak olan hukuki işlemler giderlere yazılamaz, en fazla yaptırımlar bunlar olabilir, bunlar da kanunların genel ilkeleri zaten.
"Sonraki aşama bant genişliğinin daraltılması"
Şirketler yine temsilcilik açmazlarsa ne olacak? Reklam yasağından sonraki adım ne?
Reklam yasağından sonraki adım, sosyal ağ sağlayıcılara yapılacak bant genişliği daraltması, başka bir deyişle erişim engelleme. BTK Başkanı ilk önce sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin yüzde 50 oranında daraltılması için, o da olmazsa yüzde 90 oranına kadar daraltılması için sulh ceza hâkimliğine başvurabilir. Takdire bağlı olarak, sulh ceza hakimi (yüzde 50'den düşük olmamak kaydıyla) sunulan hizmetin niteliğini de dikkate alarak daha düşük bir oran belirleyebilir.
"Hak ve özgürlükler 'temsilcilik atama' bahanesiyle baskılanıyor"
Para cezaları, reklam yasakları sonrasında da bant genişliğinin daraltılması… Tüm bu yasakların, yaptırımların son kullanıcıya yani bizlere etkisi ne? Yaptırımları ifade özgürlüğü, haber alma özgürlüğü ve bu siteler üzerinden yürütülen ekonomik faaliyetlerin zarara uğraması yönünden bir değerlendirme yapacak olsanız neler söylemek istersiniz?
Tüm bu düzenlemelerin asıl amacı, sosyal ağ sağlayıcıların bir düzene uymasını ve kullanıcıların şikayet haklarını kolaylıkla kullanabilmesini sağlamak. Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde de sosyal ağ sağlayıcılarla ilişkiler bir düzene oturtulmaya çalışılıyor ki oralarda bile ifade özgürlüğünün engellendiği yönünde ciddi eleştiriler var.
Türkiye’de ise durum sanıldığından farklı işliyor. Sosyal ağ sağlayıcılara getirilen yükümlülükler, aslında çok fazla ve abartılı olmamasına rağmen Türkiye’de hukuk sistemindeki sorunlar, “hukuk güvenliği” kavramının sorgulanmasına yol açıyor. Bu sadece sosyal ağ sağlayıcılar için değil, Türkiye’de üretim, yatırım yapmak isteyen, Türkiye’den hizmet satın almak isteyen yabancı girişimciler ve yatırımcılar için de bir sorun olmaya devam ediyor.
Anayasa Mahkemesi’nin de belirttiği gibi, hukuk güvenliği, normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar.
Yargının bağımsızlığının sorgulandığı, keyfi işlemlerin çoğaldığı, hakim kararlarının tarafsız ve bağımsız olmadığı, günlük siyasi ihtiyaçlara göre kanunların çıkarıldığı bir ülkede hukuk güvenliğinden bahsedilemez.
Örneğin sulh ceza hakimlerinin verdiği erişim engelleme kararları. 5651 sayılı kanuna baktığımızda, bireylerin kişilik hakları öncelenmiş ve kişilik hakkı (özel hayat, isim, görüntü, nam, şeref, kişisel veriler vs) ihlallerinde son çare olarak erişim engelleme kararları verilebilsin istenmiş. Uygulamada ise böyle olmuyor, vatandaş talepleri hakkında karar verilmiyor, dilekçeler bile okunmadan şablon ret kararları veriliyor, ama nedense devlet kurumlarından veya siyasilerden bir talep gelirse, sulh ceza hakimleri derhal devlet ve siyasiler lehine erişim engelleme kararları veriyor.
Böylelikle eleştiri ve ifade özgürlüğü, haber alma ve haber verme hakkı bir şekilde zedeleniyor. İfade Özgürlüğü Derneği’nin EngelliWeb 2019 raporuna göre, 130 bin URL adresine, 7 bin Twitter hesabına, 40 bin tweete, 10 bin YouTube videosuna ve 6 bin 200 Facebook içeriğine engelleme gelmiş. Bunların 5 bin 599 tanesi ise haber içeriği ve çoğunluğu yolsuzluk, israf, rüşvet, kayırma, siyasi başarısızlık haberleri.
Basın görevini ekonomik, hukuksal ve psikolojik engellemelerden dolayı yapamadığı için bu hak ve özgürlüklerin kullanımı sosyal medyada mümkün olabiliyor ve şimdi de sosyal medya şirketleri “temsilcilik atama” bahanesiyle baskılanıyor, yasaklar ve yaptırımlar devreye giriyor. Benim için olayın özeti bu.
(HA)