İnfografik: Yağmur Karagöz/bianet
Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve iktidarının yürürlüğe soktuğu "yargı reformu paketi", ne uluslararası insan hakları camiasını ne de Türkiye’de demokrasi mücadele yürütenleri ikna edebildi.
Ekim – Kasım- Aralık 2019 dönemine ilişkin BİA Medya Gözlem Raporu, Türkiye’de en az 251 gazeteci ve medya temsilcisi Türk Ceza Kanunu (TCK), Terörle Mücadele Kanunu (TMK), Sermaye Piyasası Kanunu (SPK), Bankacılık Kanunu gibi yasal düzenlemeler uyarınca toplam 9 ağırlaştırılmış müebbet, 2 bin 389 yıl 1 ay hapis ve 3 milyon 30 bin TL de tazminat tehdidiyle karşı karşıya.
Üç aylık dönemde, 35 gazeteci TCK veya TMK kapsamında toplam 157 yıl 4 ay hapse ve 8 bin 740 TL adli para cezasına mahkum edildi.
En az 61 gazeteci, Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik yayınlar nedeniyle Cumhurbaşkanı seçildiği Ağustos 2014’ten beri TCK’nın 299. maddesi uyarınca açılan davalarda hapis, ertelemeli hapis ve para cezasına mahkum edildi. Anayasa Mahkemesi’nin Anayasaya aykırı bulmadığı, Yargı Paketi’nde ise sadece “Yargıtay’a temyiz hakkı” getirdiği bu madde, ifade özgürlüğünün tepesinde “Demokles’in Kılıcı” gibi sallanıyor.
TIKLAYIN- BİA Manifest 2/ Kasım 2019/ TCK 299 Kaldırılmalı
Basın İlan Kurumu
BİA Medya Gözlem Raporu, “öldürülen gazeteciler”, “hapisteki gazeteciler”, “saldırı, tehdit”, “cezasızlık”, “soruşturma ve davalar”, “hakarete dair ceza ve tazminat davaları”, “yasaklamalar, kapatmalar, toplatmalar”, “Habercilik”, “Anayasa Mahkemesi”, “AİHM”, “RTÜK” ve “İşsiz bırakılan gazeteciler”den sonra eleştirel gazetelerin bir baskı aracı olarak yoğun şekilde şikayet ettiği “Basın İlan Kurumu”na da bölüm açtı.
Basın ilan Kurumu resmi ilanları araçsallaştırarak gazetelere karşı kullanıyor. Basın İlan Kurumu Ekim-Kasım-Aralık 2019 döneminde, BirGün’e toplam 49 gün, Cumhuriyet’e 19 gün, Evrensel’e de 10 günlük reklam kesme cezası verildiği gündeme geldi. Yeni Asya gazetesinden savunma istendi.
Gözaltılar
Ekim-Kasım-Aralık 2019 döneminde en az 13 gazeteci ve medya çalışanı gözaltına alındı. Gazetecilerden altısı “Kürt Sorunu” bağlantılı soruşturmalar çerçevesinde gözaltı yaşadı. Ayrıca, üç gazetecinin de evi arandı.
Ekim-Kasım-Aralık 2018 döneminde 12 gazeteci veya medya çalışanı gözaltına alınmıştı. 12 gazetecini 10'u “Kürt meselesi” bağlantılı soruşturmalar bağlamında gözaltı yaşadı.
2018'de 47 haberci gözaltına alınmıştı; bunlardan 36’si Kürt meselesiyle ilgili gelişmeleri izlerken Emniyet Müdürlükleri veya Terörle Mücadele Şubelerinde gözetim altında tutulmuştu.
Saldırılar
Ekim-Kasım-Aralık 2019 döneminde, dördü askeri operasyon bölgesinde olmak üzere toplam dokuz haberci saldırıya uğradı. İstanbul Büyükada’daki fayton krizini izleyen bir gazeteci polis şiddetiyle karşılaştı. Ankara, Konya ve Iğdır'da da haberciler saldırıya uğradılar.
2018'in son üç ayında Washington Post gazetesi yazarı, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı (Jamal Khashoggi), İstanbul’daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nda öldürüldü. Fatih Portakal ve Nalin Öztekin ile Cumhuriyet gazetesi ve Odatv sitesi de tehdit aldılar.
2018'in tamamında en az 19 gazeteci ve bir medya kuruluşu saldırıya uğramıştı. 70 gazeteci ve dört medya kuruluşu da tehditle karşılaşmıştı.
201 gazeteci sanık
Ekim-Kasım-Aralık 2019 döneminde dokuz gazeteci veya medya temsilcisi, gazetecilik veya politik davalar kapsamında “Devletin birliğini bozmak” suçlamasıyla toplam dokuz kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanıyor. Sekizi de “Casusluk” veya “Devlete ait gizli belgeleri temin ve yayımlamak” iddiasıyla toplam 225 yıl hapis istemiyle yargılandı.
108 gazeteci “örgüt yöneticiliği”, “örgüt üyeliği”, “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek”, “örgüte yardım” gibi suçlamalar nedeniyle toplam 1641 yıl hapis tehdidiyle yargılandı. 25 gazeteci (Cumhuriyet, Sözcü ve Zaman gazetesi davaları vs) toplam 147 yıl hapse mahkum edildi, üç gazeteci de beraat etti.
Söz konusu üç ay içerisinde 50 gazeteci veya medya çalışanı “örgüt propagandası”, “örgüt açıklamalarına yer vermek” veya “terörle mücadele edenin kimliğini açıklayarak hedef göstermek” gerekçeleriyle toplam 316 yıl 6 ay hapisle yargılandı; söz konusu davalardan yedisi yeniydi. Beş gazeteci aklandı, dördü toplam 8 yıl 8 ay hapse (10 aylık kısmı ertelemeli olmak üzere) mahkum edildi.
Rapor döneminde yedi gazeteci, “devlet kurumlarını aşağılamak” suçlamasıyla 14 yıl hapisle yargılandı; dördü toplam 1 yıl 8 ay hapisle (1 yıl 3 aylık cezaya ilişkin hüküm ertelenirken 5 aylık kısmı ertelendi) cezalandırılırken birine dava yeniydi. Üç gazeteci “suç işlemeye tahrik”ten toplam 15 yıl hapis istemiyle yargılandı; Üç gazeteci “Suçu övmek” suçlamasıyla toplam dokuz yıl hapis istemiyle halen yargılanıyor; bir diğerinin bir yıl hapsi Yargıtay’ca onandı. İki haberci “soruşturmanın gizliliğini ihlal”den toplam altı yıl hapisle yargılanıyor. Bir gazetecinin “kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla toplam dört yıl altı ay hapisle yargılanıyordu; bir diğerinin beş ay hapislik cezası İstinaf’ta onandı.
Altı gazeteci Sermaye Piyasası Kanunu’na muhalefet iddiasıyla toplam 30 yıl hapis istemiyle yargılandı. Dört haberci de, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nu ihlal ettikleri iddiasıyla toplam 12 yıl hapis istemiyle yargılandı.
Tüm bu suçlamalardan hepsinde 201 gazeteci için istenen cezaların toplamı 9 ağırlaştırılmış müebbet, 2 bin 273 yıl da hapis cezası oldu. Sanık sayısı ve cezalara ilişkin bu hesaplamaya “hakaret” ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret”e dair yargılamalar dahil değil.
Bu iki suçlama da eklendiğinde tüm suçlamalar dahilinde adı hapis ve tazminatla anılan gazetecilerin sayısı 251. İstenen cezaların toplamı da 9 ağırlaştırılmış müebbet, 2 bin 389 yıl 1 ay hapis ve 3 milyon 30 bin TL de tazminat.
Hakaret
Ekim-Kasım-Aralık 2019 döneminde 33 gazetecinin “hakaret”, “kamu görevlisine hakaret” veya “iftira” suçlamasıyla açılan ceza davaları kapsamında toplam 78 yıl 9 ay hapsi isteniyordu. Bir gazeteci bin 740 TL adli para cezasına mahkum edilirken, ikisi beraat etti; sekizine açılan ceza davaları ise yeniydi.
Aynı dönemde “kişilik haklarına saldırı” veya “hakaret” iddiasıyla gündeme gelen tazminat davaları çerçevesinde dokuz gazeteci ve bir yayın kuruluşundan 3 milyon 30 bin TL talep edildi. Bu davalardan 50 bin TL’lik kısmı reddedilirken 1 milyon TL’lik dava ise yeniydi. Söz konusu davalar içerisinde Cumhuriyet gazetesi eski köşe yazarı Çiğdem Toker, Bayburt Grubuna bağlı bir şirketin açtığı 1 milyon 500 bin TL’lik davayla başa çıkmaya çalışırken gazetenin muhabiri Hazal Ocak’ın bir haberine 1 milyon TL’lik tazminat dava açıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret
Cumhurbaşkanlığı'nın, Kuzeydoğu Suriye’ye yönelik askeri operasyonları eleştiren “Kök Kazıyan” (L’éradicateur) kapağı nedeniyle haftalık Le Point dergisi yetkilileri Etienne Gernelle ve Romain Gubert hakkında suç duyurusunda bulunulacağının duyurulmasıyla “Cumhurbaşkanı’na hakaret” düzenlemesinin kapsama alanı sınırları aştı!
Son üç ayda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ilişkin görüş ve eleştirileri nedeniyle toplam sekiz gazeteci yargılandı. Fatih Polat ve çizer Cihan Demirci "hakaret'te" aklandı. Can Dündar, Abbas Yalçın ve Sezgin Kartal ile kovuşturma yeni.
Erk Acarer ve Ahmet Sever’e yönelik davaların sürdüğü bu süreçte Adnan Bilen 7 bin TL adli para cezasına mahkum edildi; Hasan Cemal ve Haluk Kalafat ile ilgili soruşturma ise takipsizlikle sonuçlandı.
2018'in tamamında 20 gazeteci 299'dan toplam 38 yıl 5 ay 4 gün hapis (6 yıl 10 ay 12 günü ertelendi) ve 35 bin TL de adli para cezasına mahkum edilmişti.
Wikipedia sansürü
Ekim-Kasım-Aralık 2019 döneminde sekiz kitap yasağı, gazeteciye yönelik bir yurtdışı yasağı, bir akreditasyon ayrımcılığı, bir TV ekibine hareket yasağı, üç site haberine sansür, bir haber sansürü yaşandı. Türkiye’de iki yıl sekiz ay süren Wikipedia sansürü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde mahkum edildiyse de hiçbir merci açılması yönünde harekete geçmediğinden yılsonuna kadar sürdü.
AYM, RTÜK
Anayasa Mahkemesi (AYM), Ekim-Kasım-Aralık döneminde, yedisi gazeteci toplam 10 kişi ve iki İnternet sitesinin (Yüksekova Güncel Haber ve Diken) başvurusunda, toplam 60 bin 110 TL tazminata hükmetti. Ayrıca AYM, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) para cezasını ödeyemeyen radyo ve televizyonların yayınını durdurmasına ilişkin hükmü ifade özgürlüğüne aykırı buldu. Ayrıca AYM, dünyanın en büyük çevrimiçi ansiklopedisi Wikipedia'nın Türkiye'de 29 Nisan 2017’den beri Türkiye’de sansürlü oluşunu “ifade özgürlüğü ihlali” olarak değerlendirdi.
Geçen yılın aynı döneminde AYM, ikisi gazeteci, biri İnternet haber sitesi, biri de polis olmak üzere üç dosyadan Anayasanın güvence altına aldığı ifade özgürlüğü hakkının hiçe sayıldığı gerekçesiyle toplam 8 bin 227 TL tutarında tazminata (mahkeme gideri dahil) hükmetmişti.
2018'in tamamında AYM, 10 gazeteci, bir İnternet sitesi, bir gazete dahil 18 başvuruda Türkiye’yi giderler dahil 135 bin 881 TL tazminata mahkum etmişti. Üst Mahkeme, özellikle darbe girişiminden beri iktidar politikalarına ters düşecek dosyaları zamana yaymakla eleştiriliyordu.
AİHM’de “Bekleme”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Ekim-Kasım-Aralık 2019 döneminde, Terörle Mücadele Kanunu uyarınca cezai işlem gören ikisi belediyeci biri siyasi aktivist olmak üzere üç kişinin yaptığı üç ayrı başvuruda, Türkiye’yi 16 bin 500 € (toplam 104 bin 200 TL) tazminat ödemeye mahkum etti.
AİHM, yine ifade özgürlüğü dosyaları bakımından bu dönemde gazetecilerle ilgili herhangi bir karara imza atmadı. Odatv davasından beraat etmeden önce 19 ay keyfi şekilde tutuklu bırakılan gazeteciler Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu ile KCK Basın Komitesi üyeliğinden halen yargılanan 46 medya çalışanı da AİHM’den karar bekleyenler arasında bulunuyor. Diğer yandan, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatovic, Wikipedia sansürüne ilişkin AİHM’e gönderdiği mütalaasında keyfi sansüre yol açtıkları için Türkiye’yi ve İnternet Kanunu’nu eleştirdi.
AİHM, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra, OHAL ortamında gazetecilerden gelen “özgürlük ve güvenlik” ile “ifade özgürlüğü” haklarına ilişkin başvuruları bir yıl altı ay gibi uzun süre sonra kararlaştırdığı için yoğun şekilde eleştirilmişti.
Cezasızlıkla mücadele: Dosyaya bağlı…
İfade Özgürlüğü Derneği, Anayasa Mahkemesi'nin 26 Aralık’ta Wikipedia sansürünün ifade özgürlüğünün ihlali olduğuna dair kararının gereğini aradan geçen dört günde yerine getirmeyen Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği’ne başvurarak, “engeli derhal kaldır” dedi.
Hürriyet gazetesi köşe yazarıyken Ahmet Hakan Coşkun'a 2015’te evinin önünde saldırdıkları gerekçesiyle beş sanığa ayrı ayrı 2 yıl 2 ay 20 gün hapis cezası verdi. İki sanık ise beraat etti. Ankara İdare Mahkemesi, Evrensel gazetesinde “Çalıştırılmayan mekanizmalar çalışsa TRT halkın televizyonu olur” başlığıyla TRT’nin yaşadığı dönüşümü anlattığı için Haber-Sen Genel Sekreteri Burak Ustaoğlu’na TRT’nin verdiği kınama cezasını bozdu.
Cesedi 18 Haziran 2011’de bulunan gazeteci Haydar Meriç dahil 70 kişiyi usulsüz şekilde dinledikleri gerekçesiyle yargılanan, meslekten ihraç edilen polis memuru Abdül Köksal'ın davasında, İstinaf’ın kararı bozmasından sonra, “Nitelikli olarak konut dokunulmazlığı ihlal” ve “silahlı terör örgütüne üye olma” suçlarından yeniden yargılama yapılacak.
Gazeteciler Uğur Mumcu (1993) ve Ahmet Taner Kışlalı’nın (1999) öldürülmesini de kapsayan Umut Davası, bombacı Oğuz Demir ile Anayasa Mahkemesi’nin yeniden yargılama istediği beş sanıkla ilgili iki ayrı dosya halinde sürüyor. Aynı dönemin karanlık olaylarından İstanbul Kadırga’daki Özgür Ülke gazetesinin bombalanması üzerinden 25 yıl geçmesine karşın cezasız bırakıldı.
RTÜK: Bildirici’yi ihraç etti; Veri Paylaşmadı
Deneyimli gazeteci Faruk Bildirici'nin CHP kontenjanından gelen üyeliğini düşüren ve bu nedenle mahkemelik olan Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Ekim-Kasım-Aralık 2019 döneminde, yayınlarından dolayı radyo ve televizyonlarına yönelik yaptırımlara dair sitesinde herhangi bir toplantı kaydı paylaşmadı.
Üç ayda 89 işsiz
Ekim-Kasım-Aralık 2019 döneminde özellikle Demirören Grubu’na bağlı Hürriyet gazetesinde “evlere bildirim” ile onlarca gazetecinin işlerine son verilmesi ve bu prosedürü etik bulmayan meslektaşlarının da istifaya zorlaması gibi etkenler nedeniyle en az 89 medya çalışanı işsiz kaldı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki gelirlerinden olan iktidara yakın Türkmedya Grubu bünyesindeki Star ve Güneş gazetelerinin son baskılarını yapması, yeni işten çıkarmaların yaşanmasına dönük endişelere neden oluyor. Geçen yılın aynı döneminde bu rakam 37; 2018'in tamamında 157 idi. (EÖ/APA)