*Bu fotoröportaj, Atölye BİA İletişim Platformu atolyebia.org'da yayınlandı.
İstanbul’da kentsel dönüşümün simgesel mekanlarından biri olan Tarlabaşı’nda yaşayan 68 yaşındaki Ramazan Keleş ve komşusu Bergüzar Varan, mahallenin kedi ve köpekleriyle birlikte bir hayat kurmuşlar.
Ramazan Keleş biriktirdiği eşyaların yanı sıra tamir ettiği elektrikli el aletlerini doldurduğu küçük bir dükkanda sokak hayvanlarıyla birlikte yaşıyor. Komşular dükkana tamir için nadiren bir şeyler getirse bile onu bilen, tanıyan herkes daha çok bakıma muhtaç kuşları ve yaralı hayvanları getiriyor.
Ramazan Keleş, dükkandaki uzun masaya geceleri serdiği yatakta uyuyor. Birlikte yaşadığı hayvanlar sadece Ramazan Keleş değil mekana gelen herkese güven duyuyor. Bu güvene karşılık Ramazan Keleş, “Şimdi bana deseler ki 'Gel Amerika’da bir hayat kur, sana milyarlar vereceğiz' onları bırakıp gitmem” diyor.
Bergüzar Varan ise 58 yaşında, kendi evinde 20 kediye birlikte yaşıyor. Tarlabaşı’nın eski sakinlerinden Bergüzar Varan ve Ramazan Keleş'in arkadaşlıkları otuz yıl önce sokak hayvanları sayesinde başlamış.
O zamandan beri her gün Ramazan Keleş'in dükkanına mama getiriyor, hayvanlarla ilgileniyor. Bergüzar Varan, Tarlabaşı’nın her sokağındaki hayvanların yemeğe ve suya muhtaç olduğunu söylüyor. “Onlar doyunca ben doymuş gibi oluyorum. Ramazan bana ‘Çay içtin mi?' diye sorar ama ben her sabah çay bile içmeden çıkarım. Onları doyurmadan huzur bulamam” diyor.
Ramazan Keleş ve Bergüzar Varan'ın sokak hayvanlarına gösterdiği bu ilgiden şikayet edenler de var. Etrafı pislettiklerinden, sayılarının çoğaldığından, gelip geçeni korkuttuklarından yakınıyorlar. Ramazan Varan buna karşılık “İnsanların bıraktığı çöpleri topluyorum, hayvanlar onlar gibi kirletmiyor” diyor. Bergüzar hanım da “Burası bu hayvanların memleketi, rahatsız oluyorlarsa kendileri gitsinler” diye ekliyor.
Ramazan Keleş ve Bergüzar Varan, bakımını üstlendikleri hayvanlarla daha iyi ilgilenebilmek için desteğe ihtiyaçları olduğu halde bunu ifade etmiyorlar. Hayatlarını sokak hayvanlarına adayan bu iki dostun insanlardan tek istedikleri iyi davranmaları. “Hayvanları sevmelerine gerek yok” diyorlar, “Onlara kötülük yapmasınlar yeter.”
Ramazan Keleş'in Tarlabaşı’ndaki küçük dükkânındaki yavru kedi fotoğraf çekimini merakla izliyor.
Ramazan Keleş’in gece yatak olarak kullandığı masa gündüz tezgah haline geliyor.
Ramazan Keleş, her sabah kedileri besledikten sonra günlük sigarasını dolduruyor.
Ramazan Keleş, küçük dükkanında yıllardır biriktirdiği eşyalar tavana kadar yığılı halde duruyor. Bu eşyalardan birçoğu hiç kullanılmadığı halde atılmıyor.
Ramazan Keleş tamir ettiği tüplü televizyonlarından birini gündüz kuşağı programlarını izlemek ve haberleri takip etmek için kullanıyor.
Dükkânın her köşesinde bir kedi veya köpek uyuyor ve her an bir yerden çıkıp sevgiyle üzerinize atlayabiliyor.
Bergüzar Varan, her sabah uyanır uyanmaz sokak hayvanlarına yemek dağıtarak Ramazan beyin dükkanına doğru gidiyor.
Bergüzar Varan ve Ramazan Keleş'le birlikte dükkândaki birlikte kedi ve köpeklerle ilgileniyor, televizyon izleyip sohbet ediyorlar.
Ramazan Keleş'in kedilerinden biri, dükkânın önündeki masada mamasını yedikten sonra poz veriyor.
Tarlabaşı sakinlerinden biri bakım için getirdiği sokak kedisinin durumunu öğrenmek için Ramazan Keleş'i ziyaret ediyor ve mama desteği yapıyor.
Bir temizlik işçisi her gün topladığı geri dönüştürebilir malzemeleri Ramazan Keleş'e getiriyor. Bu malzemeler satılarak hayvanlara mama alınacak.
Atölyenin bulunduğu dar sokaktan çok sayıda araç geçiyor. Ramazan Keleş, hayvanların güvende olduğundan emin olmak için genellikle kapının önünde oturuyor. Su doldurduğu bir temizlik şişesiyle üzerlerine su püskürterek onları uyarıp yoldan çekilmelerini sağlıyor.
Ramazan Keleş ve Bergüzar Varan, Tarlabaşı’nda kendi imkanlarıyla baktıkları sokak hayvanlarının bir kısmıyla dükkanın önünde güneşleniyorlar.
(ÖY/SO/NÖ/EMK)