Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Özcan Purçu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne; ülkemizdeki çocuğa yönelik cinsel istismar suçuna ilişkin koruyucu-önleyici politikalar ve hizmet modelleri geliştirilmesine yönelik veriler elde edilmesi amacıyla, İzmir Barosu tarafından açıklanan son verileri içeren bir araştırma önergesi sundu.
Purcu, “İzmir Barosu tarafından, 2020-2021 yıllarında çocukların maruz bırakıldığı cinsel istismar suçuna ilişkin açıklanan verilere göre, 2020 yılında İzmir Barosu tarafından çocuk istismarı suçu için 1.078 avukat görevlendirilmiştir. 2021 yılında ise bu sayı 1470’e çıkmıştır” dedi.
Konuya ilişkin çarpıcı verilere değinen Purcu, “Kasım 2021’de yayınlanan “Cinsel İstismara Maruz Bırakılan Çocuklara Yönelik Hak İhlallerini İzleme Raporu” na göre; bir sivil toplum kuruluşu tarafından takip edilen davalarda istismar yaşının 2’ye kadar indiği, çocukların yüzde 46,3’ünün 5-10 yaş grubunda olduğu, bu çocukların evlerinde, eğitim gördükleri kurumlarda, sokakta, komşu evlerde ya da alışveriş̧ ortamlarında istismara maruz bırakıldıkları, çocukların hiç tanımadıkları yabancı istismarcı oranının sadece yüzde 4 olduğu tespit edilmiştir.
"İstismara maruz bırakılma süresini bildiren çocuklara bakıldığında, yüzde 52’sinin sistematik olarak yıllarca mağduriyet yaşadığı ortaya çıkmıştır” dedi.
Çocuk istismarının önlenmesi için neler yapılabilir?
“Tespit edilen bu hususlar, çocukların cinsel istismardan korunabilmeleri için önleyici tedbirlerle birlikte bildirim mekanizmalarına, erişilebilir ve özgülenmiş yardım hatlarına, fiziksel ve psiko-sosyal yardıma ve koruyucu tedbirlere ihtiyaç duyduklarını göstermektedir. Ayrıca, çocuk istismarına ilişkin ulusal veri tabanının olmaması, uygun hizmetlerin ve politikaların hayata geçirilmesinde sorunlara yol açmaktadır" diyen Millletvekili Purçu, çocuklara yönelik her türlü şiddetin ve cinsel istismarın önlenmesine ilişkin olarak yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
Uluslararası hukuktan doğan yükümlülükler yerine getirilmeli, kurumlar arası koordinasyon eksikliği giderilmeli, çocuk istismarına ilişkin ulusal veri tabanı kurulmalıdır.
- Her zaman çocuğun üstün yararı ilkesi gözetilmelidir.
- Çocuklarla çalışan tüm meslek elemanlarına bildirim yükümlülüğü ile ilgili eğitimler ve güvenceler verilmeli; cinsel istismara maruz bırakılan çocuklara özgülenen bilgilendirme ve acil destek hatları açılmalıdır.
- Yargı makamlarında söz konusu suçlara karşı etkin soruşturma yürütülmelidir.
- Çocukların tekrarlayan mağduriyetler yaşamamaları için cinsel istismara maruz bırakılan her çocuğa bireysel değerlendirme ve vaka yönetimi hizmet modelini uygulayabilecek tedbirlerin alınması gerekmektedir.
- Çocukların maruz bırakıldığı cinsel istismar sonrasında yetkililerin resen harekete geçme yetkilerini kullanmaları sağlanmalıdır.
- Gerekli yasal değişiklikler yapılarak, etkili müdahale programları yargılanan tüm failler açısından uygulanmalıdır.
- Çocuğa yönelik şiddet için 7/24 ulaşılabilecek aktif ve derhal yanıt veren bir ihbar ve destek hattı oluşturulmalıdır.
- Hükümet tarafından, çocuğa karşı cinsel istismar ve şiddetin önlenmesine ilişkin eylem planı hazırlanmalıdır.
- Çocukları korumak ve iyileştirmek amacıyla farkındalık yaratılarak; geniş anlamda toplumda hassasiyet yaratacak eğitim kampanyaları düzenlenmeli ve yaygınlaştırılmalıdır.
"İktidar istismarcılara af getirmek için elinden geleni yaptı!”
AKP iktidarının, yukarıda sayılanların aksini yapmakta ısrarcı olduğunu belirten CHP’li Purçu; 4. Yargı Paketi’ne değinerek; “8 Temmuz 2021 tarihinde, Kamuoyunda 4’üncü Yargı Paketi olarak bilinen kanun teklifinin 14 maddeden oluşan ilk bölümü, TBMM Genel Kurulu’nda gece yarısı yapılan oylamayla kabul edildi. Buna göre artık cinsel istismar şüphelisinin tutuklanabilmesi için ‘kuvvetli şüphe’ yeterli olmayacak ve ‘somut delil’ aranacak” dedi.
(EMK)