Henüz Facebook, Instagram, Tinder veya MySpace gibi platformlar yokken, Kanada’nın Toronto kentinde yaşayan 20’li yaşlarında bir kadın, 1997’de toplumda önyargılarla karşılanan yalnız insanları bir araya getirmek amacıyla çevrimiçi bir topluluk kurdu.
BBC’deki habere göre, bu topluluk, o dönemde yalnızlık çeken kadın ve erkeklerin bir araya gelerek deneyimlerini paylaştığı bir alan olarak tasarlanmıştı.
Kadın, 2018 yılında BBC’ye verdiği bir röportajda, bu projeye "Involuntary Celibacy Project" (İstemsiz Bekârlık Projesi) adını verdiğini ve topluluğun "kadın ve erkeklerin sorunlarını konuştuğu arkadaşça bir yer" olmasını hedeflediğini dile getirdi. Hatta topluluk aracılığıyla tanışıp evlenen bir çift bile vardı.
O zamanlar "incel" kavramı, kadın ya da erkek fark etmeksizin, yalnız olan, cinsel ilişkiye hiç girmemiş veya uzun süre ilişki yaşamamış kişileri tanımlamak için kullanılıyordu. Fakat geçen yaklaşık 30 yıl içinde, incel kültürü büyük bir dönüşüm geçirdi ve bugün, kadına yönelik nefretle özdeşleşen, daha radikal bir topluluğa evrildi.
Türkiye’de incel hareketi, yurtdışındaki gibi örgütlü bir topluluk şeklinde açıkça kendini göstermemiş olsa da, bazı çevrimiçi platformlarda ve sosyal medya gruplarında bu ideolojiye benzer söylemler gözlemleniyor.
Özellikle kadın düşmanlığı, erkeklerin romantik ve cinsel başarısızlıklarını toplumsal veya biyolojik nedenlerle açıklama eğiliminde olan kişiler, Türkiye'deki incel benzeri hareketin izlerini taşıyor.
“Yaygınlaşmasında ideolojiler etkili”
Özellikle Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği üyesi Psikiyatri Uzmanı Ezgi Gevher, son dönemlerde sıklıkla tartışılan "incel" hareketini kapsamlı bir toplumsal ve psikolojik perspektifle ele alıyor.
Gevher, bu hareketin toplumsal koşullardan beslenen bir ruhsal bozukluk olduğunu ve bireysel bir sorun olarak değil, ideolojik bir mücadele başlığı olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor.
Psikiyatri Uzmanı Ezgi Gevher, incel hareketinin toplumsal nedenlerine dair açıklamalarına psikanalist Karen Horney’in nevrozla ilgili teorisiyle başlıyor ve şunları söylüyor:
"Karen Horney, nevrozun toplumsal koşullar altında yaygınlaştığını, başka bir deyişle ruhsal bozuklukların toplumsal koşulları yansıttığını ifade eder. Buradan yola çıkarak, incel akımlarını kapsayan ve 'toplumsal bir anomali' izlenimi veren ideolojilerin yaygınlaşmasının altında birtakım toplumsal nedenler olduğunu vurgulamak istiyorum."
Mevcut ekonomik düzenin yalnızlaştırma ve yabancılaştırma üzerine kurulu olduğunu belirten Gevher, neoliberalizmin dünya çapında yayılmasının toplumsal bağları aşındırdığını söylüyor. Bu bağların kaybedilmesinin bireylerin topluma yabancılaşmasına yol açtığını vurguluyor:
"Son 50 yılda, neoliberalizmin dünyaya yayılmasıyla birlikte birey ile toplum arasındaki metabolik bağların aşındığı bir dönem başlamıştır. Bu bağları yitiren birey, varlığını üreten toplumsal yapıya yabancılaşır. Başka bir deyişle, bireyin kimlik duygusunu, toplumsal rollerini ve sonuç olarak öz saygısını yitirmesine neden olur."
Toplumsal Normsuzluk: Anomi
Gevher, modernizmin büyük anlatılarının çökmesi ve toplumsal kimliklerin atomize edilmesi sonucunda toplumsal değer sistemlerinin fakirleştiğini belirtiyor. Bu durumun anomiye, yani normsuzluğa yol açtığını anlatıyor:
"Dünyayı ve insanı anlamaya dönük büyük anlatıların, modernizmin 'kavram çöplüğüne' atılarak yıkıma uğratıldığı, bireye değerler ve ölçütler sağlayan toplumsal kimliklerin atomize edildiği bu ideolojik zemin, değer sistemlerini fakirleştirerek toplumu normsuzlaştırır. Bu durum, sonuçta ortak toplumsal sözleşmenin yitimi, yani anomi ile sonuçlanır."
Kitlesel Yabancılaşma
Sosyal medyanın bireyler üzerindeki yabancılaştırıcı etkisini vurgulayan Gevher, bu platformların bireyleri toplumsal rollerinden soyutlayarak içi boşaltılmış bireyler haline getirdiğini söylüyor.
Bu sürecin kitlesel bir yabancılaşmaya yol açtığını ve bireylerin sadece dijital platformlarda zaman geçiren pasif kullanıcılar haline geldiğini vurguluyor:
"Sosyal medya, yabancılaşmayı tarihsel olarak hiç olmadığı kadar ileri bir seviyeye taşıyarak kitlesel bir salgına dönüştürür. Toplumsal rollerinden arındırılarak içi boşaltılmış birey, zamanla sadece pasif zaman doldurucu dijital platformlarla meşgul hale gelir. Öte yandan, kapitalizmin rekabetçi ahlakını içselleştirmiş, soğuk, ölçütlü ve kontrolcü ebeveynlik tutumlarının katkısıyla yenilgi hisseden bireyin izolasyonu derinleşir."
“Kapitalizmle büyüyor”
İncel hareketinin bireylerin yaşadığı yabancılaşma sürecinin bir sonucu olduğunu belirten Gevher, kapitalizmin yarattığı bu yalnızlık ve yasasızlık içinde incel ideolojisinin büyüdüğünü vurguluyor.
İncel hareketini "yalnızlaşmış bireylerin bu psişik yatakta büyüyebileceği bir ideoloji" olarak tanımlayan Gevher, bu hareketin bireylerin yabancılaşmayla mücadelesinde kişilik sınırlarını katılaştırarak muhafazakarlık, ırkçılık ve göçmen karşıtlığı gibi katı ideolojilere yönelmesiyle şekillendiğini belirtiyor:
"İncellik akımı, sadece kapitalizmin yarattığı yabancılaşmış, yasasızlaşmış, yalıtılmış olan bu psişik yatakta büyüyebilir. İzolasyondan kurtulma, bireysel yaşamı aşıp ötekiyle bütünleşme isteği, bireyin yabancılaşmayla öznel mücadelesidir. Ancak merkez siyasetin sağa kaydığı dönemlerde kişi, yabancılaşma ile mücadelesini kişilik sınırlarını katılaştırarak, muhafazakarlık, ırkçılık ve göçmen karşıtlığı gibi katı yaşam görüşleri ile bağlantı kurarak korumaya çalışır."
“İncellik patriyarkaya sarılıyor”
İncellik hareketinin biyolojik belirlenimci bir perspektiften patriyarkaya sarıldığını belirten Gevher, bu bireylerin eşit yurttaşlık mücadelesini kadınların hak talepleri nedeniyle kendi dezavantajlarının arttığı bir süreç olarak gördüğünü söylüyor:
"İncellik özelinde bu, biyolojik belirlenimci bir perspektiften patriyarkaya sarılmak şeklinde olur. İncellere göre eşit yurttaşlık mücadelesi, 'kadın istihkakını' azaltan ve dezavantajlarını görünür hale getiren tarihsel bir darbedir. Onlar, kadınlar tarafından manipüle edilen bir dünyanın doğal seleksiyona uğrayan kaybeden bir parçasıymış gibi hissederler. Sosyal medya aracılığıyla bir araya gelen bu 'kaybedenler kulübü', öfkesini şeytanileşmiş bir kadın imgesine ve eşit yurttaşlık mücadelesi veren akımlara yöneltir. Bu öfke kolaylıkla kolektifleşebilir. Freud'un deyimiyle 'bastırılmış olan' kendisine kanal bularak 'geri döner'."
İncelliğin İdeolojik Boyutu
Gevher, incel hareketinin kapitalizmin yarattığı bir psikolojik anomali olduğunu ve bu anomali içinde sağcı ideolojilerin filizlenmesine zemin hazırlandığını belirtti. İncelliğin sadece terapötik* bir müdahale konusu değil, aynı zamanda ideolojik bir mücadele başlığı olarak ele alınması gerektiğini vurgulayan Gevher, şöyle devam ediyor:
"İncellik, kapitalizmin yarattığı psike içerisinde yuva yapan bir anomalidir. Bu psike, muhafazakarlık, ırkçılık, kadın düşmanlığı ve homofobi gibi kurumsallaşmış sağcı ideolojilere kitle tabanı üreten bir besi yeridir. Bu anlamda incellik, terapötik müdahalelerin konusu olmaktan çok ideolojik mücadele başlığıdır."
Çözüm Önerileri
İncelliğin bir hastalık olarak sınıflandırılmadığını belirten Gevher, yaygın sorunlar göz önüne alındığında sosyal beceri geliştirme, özgüven ve özsaygı çalışmaları ile grup terapilerinin faydalı olabileceğini söylüyor.
Ayrıca genç erkeklerin sağlıklı ilişkiler kurabilmesi için empati ve iletişim becerilerinin geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor:
"Genç erkeklerin sağlıklı ilişkiler kurabilmeleri için erken yaşlardan itibaren duygusal ihtiyaçlarını sahiplenmelerini sağlayacak, empati ve iletişim becerilerini geliştiren aile ve okul ortamları sağlanmalıdır. Cinsiyet eşitliği ve rolleri üzerine farkındalık çalışmaları olumlu rol modellerle desteklenmeli. Gençlerin sağlıklı ilişki kurma becerilerini güçlendirecek sosyal beceri eğitimleri müfredatın parçası olmalıdır. Ayrıca toplumsal rollerini destekleyerek empati ve aidiyet duygularını güçlendiren, gerektiğinde ruh sağlığı desteği sunan sistemler kurulmalıdır. Bu şekilde genç erkeklerin sağlıklı bir cinsiyet anlayışı geliştirmeleri desteklenebilir."
bianet erkek şiddeti çetelesi video ve infografikleri
(EMK)
*Terapötik, tıbbi veya psikolojik tedaviyle ilgili anlamına gelir. Bir hastalığın ya da ruhsal sorunun tedavisine yönelik yöntemleri veya yaklaşımları ifade eder. Örneğin, "terapötik müdahale" ifadesi, hastanın iyileşmesi için yapılan tedavi edici uygulamaları, yöntemleri kapsar. Kelime genellikle ruh sağlığı, fiziksel rehabilitasyon veya diğer tıbbi müdahaleler bağlamında kullanılır.