"Çok geç kalmış bir protokol. Değişen dünyanın mevcut koşulları ile Türkiye'nin idealleri örtüştüğü için bu sürece gelindi. Bir taraftan daha çok şeffaflaşmaya çalışan bir ülke olan Türkiye. Diğer taraftan içinde bulunduğu ciddi ekonomik sıkıntıdan kurtulmak isteyen ve jeopolitik konumundan dolayı Kafkasya'ya sıkışmış Ermenistan'ın Avrupa'ya uzanma çabası bu protokolün gerçekleşmesinin en temel nedenleri."
Kars'ta yaşayan araştırmacı-yazar Vedat Akçayöz, Türkiye ve Ermenistan'ın imzaladığı diplomatik ilişkilerin kurulması ve ikili ilişkilerin geliştirilmesine dair protokol hakkındaki görüşlerini bianet'e anlatıyor:
Bu protokoldeki Türkiye -Ermenistan ilişkilerinde tılsımlı sözcük bence diyalog. Bundan iki yıl önce barışçıl bir proje için Ermenistan'a gittim. Ve sokak röportajları yaptım. Dikkatimi çeken en önemli şey şuydu.Yaşlılara mikrofon uzatıp Türkiye'yi sorduğumda "Kardaş" diyorlardı ve gülümsüyorlardı. Gençlere Türkiye'yi sorduğumda ise öfkeyle "soykırım" diyorlardı. Bence bu durum şunu gösteriyor: diyalogun önündeki en büyük engel, tarihin üzerine inşa edilmiş mevcut politikanın aşırı milliyetçilik üzerine oturtulmasıydı. Bunu Yalnızca Ermenistan mı yaptı? Tabi ki hayır. Biz de diyalogdan daha çok çatışma üzerine bir politika geliştirdik.
Sorunun çözümünde sanki soğuk savaş dönemindeymişiz gibi bir politika yürütüldü. Demir kapılar yaratıldı, diyalogu esas alanlar vatan haini ilan edildi. Ve insanlar Türk ve Ermeni isimlerini duymaktan nefret eder oldu. Ama artık süreç tersine dönüyor. Daha çok tanımaya,daha çok diyaloga dayalı bir politika esas alınıyor ki doğru olan da budur. Ben bir Karslı olarak şunu söylüyorum: "Gelin Ani harabelerindeki sınırın iki kıyısında yalnızca ayakları kalmış, eski ipek yolu köprüsünü yeniden inşa edelim. Niçin mi ? Barış için, birbirimize dokunabilmek için."
Son olarak şunu söylemek istiyorum. Bu ilişkilerin iyileştirilmesi sürecinde bence en önemli nokta Ermenistan gelirinin önemli bir bölümünü diasporadan aldığı destekle sağlıyor. Eğer Türkiye karşılıklı ekonomik ve sosyal ilişkiye bu diyalog sürecinde ticari anlamda yeterli bir ilişki kuramazsa, bence diyalog anlamında Ermenistan'la ciddi sorunlar yaşayabilir. Bu yüzden daha da ileri giderek söylüyorum; Ermenistan'ın "kendi zengini" yaratılmalı ki ilişkilerde ekonomi, engelleyici unsur olmasın. Kendi içine kapanmış, diasporanın ellerindeki bir Ermenistan Türkiye için daha tehlikelidir diye düşünüyorum. (EA/EZÖ)