Veliler, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı Zeynep Gençten Anaokulu'nda çocuklara "yaramazlık yaptıkları", "uyku saatinde uyumadıkları" gerekçe gösterilerek bodrum katına hapsetme, yemek saatinde duvara dönük ayakta bekleme gibi cezalar verildiğini belirtti.
Olayı bianet'e değerlendiren Prof. Dr. Oğuz Polat, bu tür olayların Türkiye'de okul öncesi eğitime gereken önemin verilmemesinden, disiplin yöntemlerinin şiddete ve ceza dayalı olmasından ve en önemlisi çocukların birey olarak görülmemesinden kaynaklandığını söylüyor.
Polat, şiddete dayalı modelin terk edilerek bunun yerine pozitif disiplin denilen, anlatarak, iletişim kurarak, açıklayarak, ödül sistemiyle beraber değerlendirilecek ve çocuğu birey sayan bir modelin oluşturulması gerektiğini vurguladı.
Polat: Disiplin yöntemleri değişmeli
Polat, "Olayla ilgili öğretmen 'küçük bir çocuğun söylediğine mi inanacaksınız? Onun söylediği ne kadar doğru olabilir ki' diyor. Bu sözlerin anlamı ve yüklemesi çocukların herhangi bir şekilde kale alınmaması gerektiğine dayalı. Bunu özellikle eğitici olan öğretmen söylüyorsa burada ciddi bir problem var demektir" dedi.
Türkiye'deki disiplin yöntemlerinin problemli, iletişimi bilmeyen, şiddeti çözüm modeli olarak gören bir insan tipi yarattığına dikkat çeken Polat, "Şiddet ve cezaya dayalı disiplin devam ettiği sürece, bunun gibi daha çok olaylar yaşarız; bu çocuklar erişkin olduklarında hep şiddeti yaşayan ve yaşatan olurlar" diye konuştu.
Okul öncesi eğitime gereken önem verilmiyor
Türkiye'de okul öncesi eğitimin son iki üç yıla kadar hiç gündeme getirilmeyen bir konu olduğunu ifade eden Polat, "Halbuki bütün dünya literatürlerinde biliniyor ki çocuğun kişilik gelişimi ilk üç yaşta yüzde 75'i ondan sonrasında da geri kalanı oluşuyor. 3-6 yaş arasının algılamanın gelişmesi, kişiliğin oturması için en önemli yaş grupları" dedi.
Polat, Türkiye'nin bu açığını kapatmak için çok yavaş davrandığını ve bunun da çok büyük problemlere yol açtığını düşünüyor:
"Genellikle okul öncesi eğitim çalışan anne babaların çocuklarını bırakacakları yer gibi görülüyor oysa toplumsallaşmanın birinci ve çok önemli bir adımı, onu yaşamadan okula başlayanlar sonuçta çok büyük sorunlar yaşıyorlar artı bu tip olaylarda konuyla ilgisiz öğretmenler ya da anlamsız davranışları olan öğretmenler olduğu zaman çok büyük sorunlar yaşanır."
Polat ayrıca, Türkiye'de okul öncesi eğitmeni yetiştiren üniversitelerin yetersiz olmadığını, Mili Eğitim Bakanlığı bu konuya yeterince ağırlık vermediğini söyledi.
Veliler durumu okul yönetimine aktarmış
Veliler suç duyurusu dilekçesinde, 28 öğrencinin bulunduğu ve tam gün okulda kalan Kelebek Sınıfı'ndaki öğrencilerden uyku saatinde uyumayanların, diğer çocuklar uyuyuncaya kadar depoya hapsedildiği, "yaramazlık yaptıkları" düşünülen çocukların müdür odasında duvara dönük olarak tek ayak üzerinde bekletildiğini, başka sınıflara gönderildiğini ileri sürdü.
"'Yaramazlık yapan' çocukların okul içinde bulunan bodrum katındaki depo olarak kullanılan odalara tek başına kapatılarak dışarı çıkmalarının engelleniyor, bu öğrencilerin yemek saatinde yemekhanede, yönleri duvara çevrili olarak yemek vermeme ve döndüklerinde, 'Siz cezalısınız. Size yemek yok' diye ayakta tutularak cezalandırılıyor."
Veliler dilekçelerinde, çocuklarından gelen şikayetlerin ardından okul yönetimiyle görüştüklerini ancak sonuç alamadıklarını belirtti.
Çocuklar psikolojik destek alıyor
Gaziantep Güncel Gazetesi'nin haberine göre, kamu görevlisi oldukları için açıklama yapamayacaklarını kaydeden veliler, okul müdür vekili Nurşen Saraçoğlu, öğretmen Sibel Polat, soyadını bilmedikleri stajyer öğretmen Senem ve yardımcı bakıcı Figen Akşahin hakkında suç duyurusunda bulundu.
Gazete, gelişmelerin ardından, 28 öğrencinin bulunduğu Kelebek Sınıfı'ndan yarısından fazlasının okula gitmediğini, bu çocuklardan bazılarının başka okullara nakillerinin yapıldığını, bazılarının ise psikolojik yardım aldığını yazdı. (KÖ/TK)