Fotoğraf: AA
Sakarya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Teker Sakarya Hendek’teki Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda meydana gelen patlamayla ilgili olarak güvenlik önlemlerinin tam anlamıyla alınmamış olabileceğini söyledi.
2009’da Pamukova’da meydana gelen patlamanın bilirkişiliğini de yapan Teker, ayrıca fabrikada ehliyetsiz insan çalıştırılmış olabileceğini sözlerine ekledi.
"50 kilometre mesafeden patlama hissedildi"
Patlamayla ilgili bianet’e bilgi veren Teker, ilk izlenim olarak şunları ifade etti:
“İlk gördüğüm patlamada alevli bir görüntü vardı. O görüntü bana gaz patlaması şekline göründü. Fakat daha sonraki maytap patlamaları ki bunlar zaten ‘piroteknik materyallerin’ (kimyasal reaksiyonları sürdürme yeteneğine sahip maddeler) patlaması şeklinde ortaya çıktı, durumun ne kadar büyük olduğunu gözler önüne serdi.
"Patlamanın bu kadar büyük olması ve devam etmesi de gayet normal. Çünkü orası bir havai fişek fabrikası. Bu tür tesislerde kullanılan kimyasallar genellikle piroteknik dediğimiz yapısının içerisinde oksijen bulunan, kararsız ve en ufak bir kıvılcımda da patlamaya hazır materyallerdir.
"Ben patlama olduğunda Sakarya Üniversitesi’nin kampüsündeydim. Güçlü bir patlama meydana geldi. Öyle ki 40-50 kilometre mesafeden hissedildi, camları salladı ve hissettiğim basınç oldukça kuvvetliydi. İnsanı yerinden oynatacak kadar güçlüydü.
"İhmal ve yeterince güvenlik önleminin alınmamış olması"
"Ama şunu söylemeliyim ki yaşanan bu patlama, bu kaza, normal değil. Çünkü patlama ya birtakım ihmalleri ya da yeterince güvenlik önleminin alınmamış olduğunu ifade eder.
"Bu tip fabrikalarda güvenlik önlemlerinin en üst düzeyde alınması gerekir. Örneğin patlamadan korunma dokümanının hazırlanması lazım. Sistemin içerisinde patlamayı önlemek için patlamayı önleme dokümanını hazırlarız. Patlamamın gerçekleşeceği her türlü ihtimal göz önünde bulundurularak sistemi ona göre dizayn ederiz. Örneğin sistemleri Exprof dediğimiz patlama önleyici ekipmanlarla donatırız.
"Elektrik aletlerinin çıkardığı kıvılcım fabrikada tehlike oluşturabilir. Bu nedenlerle bu gibi fabrikalarda kullanılan elektrik aletleri farklı olmak zorunda.
"Ya da depolama alanlarında patlayıcı maddeler küçük küçük parçalara ayılarak saklanmalı. Mesela bir maddede bozulma hatası meydana geliyorsa, ki böyle bir risk de söz konusu, o zaman o bölmede meydana gelen patlayıcıların diğerlerini etkilemeyecek şekilde saklanması gerekiyor.
"Ehliyetsiz insan çalıştırmak da aynı şekilde kazaya yol açabilir. Burada çalışan insanların en azından patlayıcılarla nasıl çalışılması gerektiği konusunda ehliyetlerinin olması lazım, eğitim verilmesi lazım. Yetkisi olmalı ki ancak çalışabilsin ve bu tür durumların farkına varabilsinler.
"Tabii bu tür önlemlerin bu fabrikada alınıp alınmadığı konusunda bir bilgim yok. Ama bu şekilde tedbirler alırsanız, her zaman güvenli olur. Bu normal bir işletme gibi değil ki. İşte bunların eksiklikleri bu tip patlamaları doğruyor.
"Biz bu tür patlamaların sürekli olarak Çin’de, Hindistan’da olduğunu görüyoruz. Ama Avrupa ülkelerinde de bu tür patlayıcılar üreten yerler var. Avrupa’da neden olmuyor bu tür patlamalar?
Alınmayan önlemler mi bu sonucu doğurdu?
Aynı şirketin 2009’da Pamukova’da bulunan fabrikasında meydana gelen patlama sonrası bilirkişilik yaptığını dile getiren Teker, şöyle devam etti:
“Benim bilirkişilik yaptığım dönemde ehliyetsiz kişilerin çalıştırıldığı düşüncesi ortaya çıktı ağırlıklı olarak. Yani bu işi çok iyi bilen işçiler değildi çalışanlar.
"Fabrikanın yeterince önlem almadığını ve çalıştırılan kişilerin yaptıkları iş hakkında bilgi sahibi olmadığını düşünmüştüm. Tabii bu sadece benim yorumum."
Teker son söz olarak böyle kazaların meydana gelmemesi için mutlaka patlamadan korunma dokümanının uzmanlarca hazırlanması gerektiğini düşüncesini yeniledi ve “Sırf ucuz olsun diye geçiştirilerek bilgisiz kişilere yaptırılmamalı. Vasıflı ve nitelikli insanlar, firmalar bu dokümanı hazırlamalı. Çünkü kontrol edilmeyen bu dokümanlar bu tip kazaların önüne geçmeyi engelliyor” dedi. (HA)