"Karnenin her şey olmadığını" vurgulayan Güler, ailelerin, çocukları eleştirmek yerine başarısızlığın sebeplerini araması ve çocuklara karşı asla şiddete başvurmaması gerektiğini söyledi.
"Çocuklara başarısızlık korkusunu öğretiyoruz"
"Bu toplumda öğretim, eğitim adına ne varsa korku ile verilmek isteniyor" diyen Güler, "korku kültürünün" çocuğun belleğinde olumsuzluklara neden olacağını vurguladı.
Güler, "Öğretilen bu korku kültürü, özellikle çocukların hızla bir değişim yaşadıkları ilköğretim ve ortaöğretim yıllarında çocukları girdaba sokar" dedi.
Ailelerin, yapabileceklerinden fazlasını beklemelerinin, çocukların duygusal yapısını olumsuz etkilediğini ifade eden Prof. Dr. Güler, "Çocuk yakın çevresinde iki durumla karşılaşır. Birinci durumda başarılı olma şansını yakalayabilmişse sevilen, övülen, ödüllendirilen bir kahramandır. İkinci durum, başarısızlıkla ortaya çıkan bir durumdur ve bu durumda çocuk horlanır, başkaları ile karşılaştırılır" dedi.
"Şiddete asla başvurmayın"
Prof. Dr. Ali Güler, hiç bir anne-baba ve öğretmenin çocuğun başarısız olmasını istemeyeceğini belirterek, şu noktaları vurguladı:
* Karne, oldu bitti sihirli bir kağıttır. Törensel boyutu abartılı sunulur. Bu abartılı törende pay alamayan çocuğu korkuya, yanlış alışkanlıklara, evden kaçmalara daha da korkunç olanı canına kıyma girişimlerine sürükler.
* Eğitim uzmanları tarafından, öğrencilere ve velilerine karnenin sihirli bir son olmadığı, bir hastaya verilen sevk kağıdı kadar yalın ve yavan bir kağıt olduğu anlatılmalıdır. Karne her şey değildir.
* Bu yüzden, öğrencileri sert bir şekilde eleştirmek yerine başarısızlığın nedenleri araştırılmalıdır. Bunun aksi davranışlar çocuğun yalnızlığa ve başarısızlığa itilmesine sebep olur. Aileler çocuklarına karşı asla şiddete baş vurmamalıdır. (EÜ/YS)