Eyidoğan, "Özellikle kenti yönetmekle görevli yöneticiler aldıkları bazı kararları uygulamakta zorluk çekiyor, siyasi bazı baskılar bunun önüne geçebiliyor" dedi.
İstanbul Çevre Konseyi'nin (İÇK) dün Eminönü'ndeki merkezinde düzenlediği "Deprem Değerlendirme" konulu panele Prof. Dr. Eyidoğan ve İstanbul Üniversitesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yıldırım Güngör konuşmacı olarak katıldı.
Eyidoğan: Asıl sorunun riski görememek
Eyidoğan, 1999 depremi sonrasında depremle ilgili hassasiyetlerin hala devam ettiğini belirterek, afet açısından depremin oldukça önemli bir paya sahip olduğunu vurguladı.
Türkiye'de asıl sorunun riski görememek olduğunu söyleyen Eyidoğan, "Riski unutmak ve yönetememek tek sorunumuz" dedi.
Eyidoğan, gerek doğal olayların gerek teknolojik gelişmelerin getireceği risklerin görülmediğini ve böylelikle tehlikelerin büyük risklere dönüştüğü bir ortam yaratıldığını ifade etti.
Plansız ve denetimsiz yapılaşmalar sürüyor
"Deprem ülkesinde yaşadığımız halde bu tehlikeyi yok sayıp çok kötü ve karmaşık yerleşimler yapıyoruz" diyen Eyidoğan,şöyle devam etti:
"Türkiye'de 1.ve 2.derece deprem bölgelerinde nüfusu 1 milyondan fazla yerleşimler var. Bu nüfus yoğunlaşması plansız ve denetimsiz yerleşmeler ortaya çıkardı.Bu nedenlerle Türkiye önemli kayıplarla karşı karşıya."
Afet nedeniyle her yıl 864 kişi ölüyor
Türkiye'de yılda ortalama 864 kişinin çeşitli afetler sonucu yaşamını yitirdiğini vurgulayan Eyidoğan, Türkiye'nin bu rakamla dünyada dördüncü sırada yer aldığını söyledi.
Yard. Doç. Dr. Yıldırım Güngör ise, öğrencilere afet eğitiminin verilmesinin şart olduğunu söyledi.
"Öğrencilerimize doğayı, hayatı, çevreyi öğreteceğimize bir iki formülle ezberci bir şekilde üniversiteye girme yollarını öğretiyoruz." (SH/KÖ)