Prof.Ergil, seçimlerin kriz durumunda ve olağanüstü koşullar algılaması altında gerçekleşmediği, bu özelliğin de seçmenin oyuna yansıdığı düşüncesinde.
Demokratik Halk Partisi'nin (DEHAP) içinde bulunduğu Demokratik Güç Birliği'nin oylarının Türkiye genelinde yüzde 4.9 oranında kalmasındaki nedenlerin, bir başka deyişle "DEHAP'ın oyları nereye gitti" sorusunun, kvantitatif araştırmalar yapılmadan kesin biçimde yanıtlanamayacağını vurgulayan Prof. Dr. Doğu Ergil, DEHAP'ın oy kaybına ilişkin genel bir değerlendirme yaptı.
Sinerji gerçekleşmedi
"SHP çatısı altında DEHAP ve küçük sol partilerin bir araya gelmesinden beklenen sinerji gerçekleşmemiştir. Kısaca, kaydedilenden daha büyük bir toplam enerjinin ortaya çıkması durumu olmamıştır.
Bunun birkaç nedeni olabilir:
* Solun ne olduğu konusunda ve bu partilerin de sol politika olarak topluma ne sunabilecekleri konusunda bir belirsizlik ve inançsızlık vardır.
* Grup veya kolektif kimlik üzerinden siyaset yapmak bu seçim için seçmenlere fazla anlamlı gelmemiştir.
Prof Doğu Ergil grup veya kolektif kimlik üzerine siyaset yapmanın seçmenlere fazla anlamlı gelmeyişine ilişkin olarak, "bu durum öncelikle yerel seçimlerde ideolojilerden çok pratik kaygıların öne çıkmasından kaynaklanabilir" diyor.
Kriz değil normalleşme dönemi
"İkinci olarak insanlar, kriz dönemlerinde ve kendilerini güvensiz hissettiklerinde grup dayanışması ve kimliği altında toplanma ve savunma ihtiyacı duyarlar.
Bu seçime bir sürü nitelik atfedilebilir. Ama birisi de 'normalleşmeyi' gösteren bir seçim olmuştur.Kriz durumunda ve olağanüstü koşullar algılaması altında gerçekleşmemiştir.
İkincisi, ortalıkta bir siyasal ve sosyal çatışma durumu söz konusu değildir. O yüzden toplum, grup kimlikleri çerçevesinde toplanmak ihtiyacı duymamıştır.
Genel olarak baktığımızda dinsel kimlik üzerinden siyaset yapan Saadet Partisi, Kürt kimliği üzerinden siyaset yapan DEHAP ağırlıklı Demokratik Güç Birliği, Türk etnik kimliği üzerinden siyaset yapan Milliyetçi Hareket Partisi, bir çekim merkezi olmamıştır.
Bu durum oyların ortada toplanmasına yol açmış ve radikal çizgiler perde gerisine kaymıştır."
DEHAP'ın oylarının başka boyutu
"Alınan sonuçların bir başka boyutunu da Abdullah Öcalan'ın geçtiğimiz hafta İmralı'da avukatlarına verdiği bir talimatta izlemek mümkün. Öcalan avukatları aracılığıyla verdiği talimatta 'etnik kimlik üzerinden değil, vatandaşlık, yurttaşlık kimliği üzerinden siyaset yapın' dedi. Bunu PKK'nın lideri söylüyor. Halk zaten kendi sağduyusu ile böyle hareket etti.
O bakımdan radikal ideolojik duruşlardan kaçınarak daha çok bir yurttaş olarak ortak ihtiyaçları ve beklentileri yansıtan tercihlerde bulunmuştur. Bu da siyasal merkezin kuvvetlenmesine ve o merkezi temsil eden partilerin oy almasına neden oldu."
Etnik milliyetçilik duygusal yoğunlaşmadır
"Milliyetçilik ve milliyetçiliğin her türlüsü milli grubun tehlike tehdit ve baskı altında olduğu zamanlarda görünür hale gelir ve insanları bir araya toplar ama o gruptan olmayanlara karşı da bir cepheleşmeye neden olur.
Siyasal ve sosyal çatışmaların silikleştiği günümüzde siyaset normalleşirken radikal eğilimler ve belirtimler de geriye çekilmiş görünür bu seçimlerde.
Çünkü etnik milliyetçilik sorun çözmek ve olumlu çözümler üretmek için değil, savunmak ve bir çatışma ortamında savunabilmek için oluşan duygu yoğunlaşmalarıdır. Bu seçim döneminde böyle bir durumdan uzak oluşumuz oy dağılımında etkili oldu." (YS/BB)