CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından yaptığı paylaşımla Rusya'yı 14 Mayıs seçimlerine müdahale etmekle suçladı.
Kılıçdaoğlu'nun Rusya mesajı kamuoyunda yoğun tartışmalara yol açarken, Moskova'dan da konuya ilişkin açıklama geldi.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, "Diğer ülkelerin içişlerine ve seçim süreçlerine karışmadığımızı defaatle söyledik ve bunda ısrarcıyız. Resmi olarak beyan ederiz ki, herhangi bir müdahale söz konusu olamaz. Eğer birileri Kılıçdaroğlu'na böyle bir bilgi vermişse, bunlar yalancıdır" dedi.
14 Mayıs seçimleri öncesi Kılıçdaroğlu'nun Rusya mesajını ve Türkiye-Rusya ilişkilerinin seyrini Prof. Dr. İlhan Uzgel ile konuştuk.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Recep Tayyip Erdoğan iktidarının devam etmesini istediğini belirten Prof. Dr. Uzgel, "Erdoğan döneminde Türkiye'nin Rusya'yla ilişkileri 'dengeleyici' olmaktan çok bir bağımlılık ilişkisine dönüştü. Dolayısıyla muhalefetin seçimi kazanması halinde bu ilişkiyi sona erdirmeye çalışacağı biliniyor" dedi.
"Ön alıcı bir hamle"
Prof. Dr. Uzgel, Kılıçdaoğlu'nun Rusya'ya yönelik mesajını "ön alıcı hamle" olarak nitelendirerek şu değerlendirmede bulundu:
"Kılıçdaroğlu seçimi kazanacağını düşünüyor. Matematiksel olarak da aşağı yukarı kazanmaya çok yakın bir noktada olduğu görülüyor. Tam bu aşamada bir sorun var. O da Rusya'nın seçimlere yan unsurlarla değil, doğrudan dijital bir müdahalesinin olma ihtimali var.
Putin Rusya'sıyla ilgili bu tür çok eleştiriler var. Rusya, siber savaşı kendi stratejik doktrinlerinin bir parçası olarak görüyor ve gerçekten bu konuda çok ileriler. Dijital imkânları çok gelişmiş durumda. Dolayısıyla muhalefet, bir ihtimal bu noktada somut duyum almış olabilir.
İkincisi, bir olasılık üzerinden hareket edip Rusya'ya bir şekilde 'Seçimleri kazanıyoruz, biz geliyoruz' özgüvenini göstermeye çalışılıyor olabilir. Yani 'seçimlere müdahale etme, bu sürece karışma' diyerek, Rusya'nın olası bir dijital müdahalesine karşı ön alma hamlesi olabilir.
Üçüncüsü de dış politikada güçlü bir lider imajı vermek istenmiş olabilir. Çünkü Kılıçdaoğlu'nun ilk defa bu kadar sert bir dış politika çıkışı oldu."
Fotoğraf: İlhan Uzgel
Seçim öncesi artan jestler
"İki taraf da ilişkilerdeki zaaflara, sorunlara, farklı pozisyonlara, yani kısacası her şeye hâkimler" diyen Prof. Dr. Uzgel, Putin'in yeni bir yönetime adapte olmaktansa Erdoğan'la devam etmeyi tercih ettiğini belirtti.
Prof. Dr. Uzgel şunları söyledi:
"Aslına bakarsanız bunu doğrudan açıklamamış olsalar da çok net belli ettiler. Putin, Erdoğan'a bir komşu ülkenin yapabileceği aşağı yukarı bütün jestleri yaptı. Borç ertelemeden Türkiye'yi bir enerji merkezi haline getirmeye, Ukrayna'yla diplomasi görüşmelerinden tahıl koridorunun açılmasında Erdoğan'a bir alan açmaya... Muhalefet de bunları görüyor.
Bir de Erdoğan'ın Putin'e sağladığı ideolojik bir avantaj var. Batı sistemi içerisinde ve çevre ülkelerde ne kadar otoriter lider olursa bu Putin'in izdüşümü oluyor ve bu tür liderlerin, bu tür siyasal rejimlerin sayısının artmasını tercih ediyor."
"Muhalefet, ilişkileri kurumsallaştırmak istiyor"
Putin'in Erdoğan üzerinden NATO içinde sorun yaratabilme kapasitesine sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Uzgel, "Bütün NATO üyeleri içinde Putin'le ilişkisi daha iyi olan bir lider yok. Dolayısıyla Erdoğan'ı kaybetmek istemiyor, bu çok açık bir şey" değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan döneminde Türkiye-Rusya'yla ilişkilerinin "dengeleyici" olmaktan çok bir bağımlılık ilişkisine dönüştüğünü söyleyen Prof. Dr. Uzgel, muhalefetin seçimi kazanması halinde bu ilişkiyi sona erdirmeye çalışacağını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye-Rusya ilişkileri, iç dinamiklerine tam olarak kimsenin hâkim olmadığı, iki lider arasında bir ilişkiye dönüşmüş durumda. Muhalefetin, iki ülke arasındaki ilişkileri bu sağlıksız yapısından kurtarıp kurumsallaştırmak istediğini düşünüyorum. Yani ikili ilişkiler daha dengeli bir boyuta gidebilir.
Hatta daha önce Kılıçdaroğlu da Putin'e bir mektup yazmıştı ve orada genel olarak denge arayışı vardı. Rusya önemli bir komşu. Ama Rusya'nın Türkiye'yi karşısına almaması gerekiyor."
(VC)