Atölye BİA'da üçüncüsü gerçekleşen BİA Çarşambası/Medya Dışı Sesler'de Prof. Dr. Binnaz Toprak konuşmacıydı. Buluşmanın kolaylaştırıcılığını gazeteci Işın Eliçin yaptı.
Siyaset bilimci, köşe yazarı ve 24. Dönem (2011-2015) Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul milletvekili Prof. Dr. Toprak, 31 Mart yerel seçim sonuçlarını, siyasilerin ve medyanın seçim dönemindeki başarı ve başarısızlıklarını değerlendirdi.
Prof. Toprak: "Böyle bir sonucu beklemiyordum doğrusu"
Prof. Dr. Binnaz Toprak, BİA Çarşambası'na 31 Mart yerel seçimlerinde İstanbul’da ortaya çıkan sonucu, gazeteci Işın Eliçin'in soruları üzerinden değerlendirerek başladı.
Toprak, “Böyle bir sonucu beklemiyordum doğrusu. Olabilir diye düşünüyordum ama bu kadar yakın gidebileceklerini düşünmüyordum" diyerek sözlerine şöyle devam etti;
"Çünkü şöyle bir şey var. Bir yanda başbakanlık yapmış, meclis başkanlığı yapmış, dolayısıyla cumhurbaşkanı tarafından desteklenen, desteklenmekten öte cumhurbaşkanının lehinde defalarca miting yaptığı, defalarca televizyonda konuştuğu, çok tanınan ve bütün Türkiye’nin tanıdığı, devletin imkanlarını ve merkez medyayı arkasına almış bir şahsiyet var. Öbür tarafta ise iki ay önce bu işe başladığında yapılan bir ankette tanınırlık oranı yüzde 17 olan biri var."
“Ben seçimin sonuçlarını ne olursa olsun, sandıklar kapandığında ve sonuçlar gelmeye başladığında Ekrem İmamoğlu her türlü kazandı dedim. Çünkü bu kadar yakınlaşmış olması bile büyük bir kazanımdır. Dolayısıyla gerçekten çok şaşırdım.”
Muhalefet kazanımları ve iktidar kayıpları
Muhalefet açısından kazanımların ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) açısından olabilecek kayıpların olup olmadığını da değerlendiren Prof. Dr. Toprak, iktidar açısından bir kaybın kesinlikle söz konusu olduğunu belirterek, AKP’nin 2002’deki ilk seçim beyannamelerine tekrar bakmaları gerektiğini çünkü AKP’nin o dönemin seçim beyannamesinden çok uzaklaştığını söyledi.
“Ben hatırlıyorum o dönemde seçim beyannamesi beni çok etkilemişti. Çünkü çok şey vaat ediyorlardı. Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne sokacağız, kadınlar hakkında şunları yapacağız, farklı cinsel kimlikler hakkında bile vaatleri vardı düşünün. Yani böyle baya liberal demokrat bir programdı. Maalesef onu uygulamadılar, bir süre uyguladılar, ondan sonra vazgeçildi.”
"Ekonomi performansı iyi olmayan hükümetin kazanabilmesi çok zor"
Prof. Dr. Toprak, iktidar açısından oy kaybının üç etkili sebebi olduğunu söyledi. Bunlardan ilkinin ekonomi olduğunu vurgulayan Toprak, şöyle devam etti;
“Türkiye’de yıllarca yapılan araştırmalardan hep şu ortaya çıkıyor; halka Türkiye’nin en önemli sorunu nedir diye sorduğunuzda bir numara her zaman ve her zaman için ekonomi olarak karşımıza çıkıyor. Ya hayat pahalılığı deniliyor ya enflasyon deniliyor ya da işsizlik deniliyor gibi gibi. Dolayısıyla bu dünyanın her yerinde böyle. Yani ekonomi olarak performansları iyi olmayan hükümetlerin seçimi kazanabilmeleri çok zor.”
Toplumda var olan kutuplaşma ve gerginliğin ise ikinci etkili sebeplerden olduğunu belirten Prof. Dr. Toprak, “Toplumu çok gerdiler. Ben toplumda biraz gözlemledim bunu ve dedim ki bu tutmaz artık. Gerginlikten bıktı insanlar, fenalık bastı herkesi. Her Allah’ın günü illettir, zillettir, bunlar teröristtir, vatan hainidir, yani öyle bir inanılmaz antipropaganda vardı ki muhalefet hakkında, bunun ters tepebileceğini düşünüyordum” dedi.
Beka meselesi
“Beka meselesi diyor mesela, beka meselesi nereden çıktı şimdi. Yıllardır bu ülkede yaşıyoruz, Türkiye çok zor dönemler geçirdi ama hiçbir dönemde hiçbir devlet adamı hiçbir siyasetçi, ya da sokaktaki bir vatandaş Türkiye’nin beka sorunu var, Türkiye dağılabilir, parçalanabilir, yok olabilir falan dememiştir. Beka sorunu varsa da eğer bu iktidarın sorunudur. Çünkü daha önce hiç bahsedilmemişti böyle bir şeyden. Dolayısıyla bunun da ikna edici olmadığını düşünüyordum.
“Bütün propagandayı bu tür korkulara dayandırdılar. Absürt noktalara vardı çünkü işte oy vermezseniz Kudüs’ü kaybederiz diyenler var sanki Kudüs bizimmiş gibi. İslam dünyası mahvolur falan gibi söylemler de vardı. Dolayısıyla bunların hiçbiri artık tutmuyor diye düşünüyorum.”
"Türkiye’de vatandaş fikri hiçbir zaman yerleşmedi”
Prof. Dr. Binnaz Toprak için üçüncü etkili sebep, AKP’nin modernleşme ve çağdaşlaşma anlayışını yaptığı hizmetlere indirgemesiydi.
“AKP’nin ilk yıllarına baktığınızda, şunu kabul etmek lazım ki hizmet yapmadılar değil. Köprüler, yollar, alt-üst geçitler, boğazın altından geçen tünel, havayolları falan yaptılar. Bütün bunlar çok güzel ama problem modernleşmeyi ve çağdaşlaşmayı sadece bu tür şeylere indirgemekti. AKP giderek demokrasiden de uzaklaştı, giderek otoriterleşti, hukuk devletini yok etti, liyakat yok oldu yani öyle bir şey oldu ki liyakatin olmadığı yerde işler yürümemeye başlar."
“Türkiye’de vatandaş fikri yerleşmedi hiçbir zaman sadece bu dönemde değil hiçbir zaman yerleşmedi yani. Vatandaş olarak hakkının olması, vatandaş olarak o hakkınızı arayabilmeniz, kendi kabiliyet ve birikiminizle, kendi eğitiminizle bir yerlere gelebilmeniz.. Çok az insan inanıyor buna. Çünkü genelde Türkiye’de bir arkanızın olması meselesi vardır ya, bir tanıdığınız olacak yani o tanıdığınızda iktidardan birilerini tanıyor olacak, bu sayede işe girebileceksiniz, işinizde yükseleceksiniz falan. Bu düşünce çok yaygın. Yaygın olmasının da nedenleri var çünkü Türkiye’de belki de liyakat sistemi hiç iyi çalışmadı ya da bu dönem kadar bozulmamıştı.”
İktidarın eksisi mi muhalefetin başarısı mı?
Toprak, yerel seçimleri iktidarın eksisi ya da muhalefetin başarısı üzerinden değerlendirecek olduğunda da, aday isimlerin daha başarılı olduğu kanaatinde.
“Mesela Ekrem İmamoğlu. Saydığım tüm etmenlerden sonra insanların bıkmışlığının karşısında herkesi kucaklayan, kimseye kötü söz etmeyen, ben herkesin belediye başkanı olacağım diyen ve bunu yumuşak bir dille anlatan, aynı zamanda açık fikirli, seçim sonrası dik durabilen biri. Bakın bu önemli. Bunu daha önceki referandumda Muharrem İnce yapamadı ve halkın gözünde şahsi bir kariyerini yitirdi. Ama İmamoğlu, o akşam kalktı ağırlığını koydu, sabaha kadar defalarca konuştu, dik durdu ve hala dik duruyor. Şeffaf bir yönetim vaat ediyor. İnceden inceye o şeffaflığı göstermeye de başladı.”
HDP- CHP ittifakı tartışmaları
Yerel seçim sonrası çok konuşulan HDP’nin seçim stratejisi ve seçmenin etkisi yorumları için Toprak, “Türkiye’nin bekası bizim açımızdan, daha özgür ve hukuk devletine saygılı olacak bir Türkiye’nin yeniden inşası için HDP elini taşın altına koydu diye düşünüyorum. HDP seçmeninin oyları olmasaydı böyle bir sonuç alınmazdı tabi ki. Dolayısıyla bu strateji ve etki seçimlerde önemli oldu. Kazanılar yerler HDP sayesinde oldu sonuçta” dedi.
“Neden açıktan HDP ile ittifak yapılmıyor. CHP seçmeninin tavrını bilmiyoruz diyorlar. Ama farz edin ki öyledir. Bir lider seçmenini de dönüştürebilir ben öyle düşünüyorum. Kemal Kılıçdaroğlu’nu bu noktada eleştiriyorum. Yeni bir Türkiye vizyonu konabilseydi, Recep Tayyip Erdoğlan’la didişmek yerine 2011’den 2019’a kadar, her Salı merkez medyada konuşmaları yer alıyordu sonuçta, 8 yıl boyunca o kadar saati kendi projelerimizi geliştirip anlatmaya, yeni bir vizyon geliştirmeye harcamış olsaydık çok daha farklı bir yerde olabilirdik.”
Muhalefetin zayıf olduğunu belirten Toprak, muhalif olmanın sadece iktidarı eleştirmek olmadığını, iktidara alternatif oluşturmak olduğunu söyledi.
"Demokratik seçim için bağımsız medya olmalı"
“Sosyal medyada gördüm geçen biri şöyle yazmış, ‘Bu seçimler Türkiye’nin artık olgunlaştığını ve demokratik seçimlerin artık halk tarafından benimsediğini gösterir.’ Ben de dedim ki demokratik seçim böyle bir seçim değildir, bir kere bağımsız bir medya olması lazım. Gerçekten öyle ama artık günümüzde böyle bir şey mümkün değil ki.
“Medyaya dördüncü güç diyorlar ya gerçekten öyle aslında. Özellikle yerel seçimlerde, kişilerin birbirleriyle yarıştığı yerlerde. Ve bu yerlerde aday olan kişileri seçmenlerin tanıması açısından medya çok önemli. Medyada mesela İstanbul için bütün adayların tartışabildiği bir zemin olması gerekirdi. Birbirilerini eleştirmeleri, vaatlerini açıklamaları gerekirdi. Herhangi bir televizyon programında CHP ya da AKP milletvekili bile tartışamıyor artık. Bu seçimlerde mesela İmamoğlu ya da başka adaylar, sesini duyurabildiyse bu sizlerin sayesindedir. Bu sesini duyurma aslında alternatif kanallar ve sosyal medya sayesinde oldu.” (SO)
*Fotoğraflar: Murat Bayram, Evrim Kepenek
Prof. Dr. Binnaz Toprak hakkındaSiyaset bilimci, akademisyen, 24. Dönem (2011-2015) Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul milletvekili. Boğaziçi ve Bahçeşehir üniversiteleri Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümlerinde öğretim üyesiydi. Koç ve Minnesota Üniversitelerinde misafir öğretim üyesiydi. Türkçe yayınları arasında Türkiye’de Siyaset (TESEV, 2000/Ali Çarkoğlu ile birlikte), Değişen Türkiye'de Din, Toplum ve Siyaset (TESEV, 2006), İş Yaşamı, Üst Yönetim ve Siyasette Kadın (TESEV, 2004/ Ersin Kalaycıoğlu ile birlikte), Müge Sökmen Gürsoy’un yayına hazırladığı Türkiye’de Farklı Olmak/Din ve Muhafazakarlık Ekseninde Ötekileştirilenler çalışmasında (N. Şener, İ. Bozan ve T. Morgül ile birlikte araştırma grubunda) yer alıyor. Radikal gazetesinin köşe yazarlarındandı. Işın Eliçin hakkındaGazeteci. Medyascope.tv'de çalışıyor. Sadece kadın konukların Türkiye ve dünyada güncel olayları tartışıp değerlendirdiği "Femfikir" ile "Dünyanın Gidişi" adlı dışhaberler programını hazırlayıp sunuyor. 25 yılı aşkın süredir medya sektöründe, televizyon, radyo, internet, gazete ve dergiler dahil, hemen hemen tüm medya platformlarında muhabirlikten yöneticiliğe pek çok pozisyonda görev yaptı. Çalıştığı kurumlar arasında CNN Türk, NTV, TRT-Türk ve BBC Dünya Servisi de var. bianet'in Toplumsal Cinsiyet Odaklı Habercilik E-Kütüphanesi projesinde yer aldı. "Fraklı Komünist, Friedrich Engels'in Devrimci Hayatı" adlı kitabın eş-çevirmeni. Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu. |
(SO/HK)