İzmir’in Karabağlar ilçesinde 18 Ağustos’ta başlayıp Seferihisar ve Menderes’e sıçrayan orman yangınında gündeme gelen Türk Hava Kurumu (THK) uçaklarına dair tartışma sürüyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ihaleyi THK yerine bir başka şirketine vermesi nedeniyle yangınlara uçakla müdahale edilememesi ve THK’nın yardım taleplerinin Bakanlık tarafından geri çevrilmesi kamuoyunda büyük tepki çekti.
TIKLAYIN - THK: Muğla Yangınında Bakanlık Yardım Teklifimizi Kabul Etmedi
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi öğretim üyesi Prof Dr. Doğanay Tolunay ile tartışmalara konu olan yangınlara müdahale şeklini konuştuk.
Orman yangını söndürme işinin bir teknik uzmanlık işi olduğunu belirten Tolunay, bunun bilimsel yaklaşımlarla yapılması gerektiğini söyledi.
Tarım ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü nezdinde bu işi yapan uzmanlar olduğunu dile getiren Tolunay şöyle devam etti:
"En önemlisi ihbar geldiğinde müdahale etmek"
“Bir yangın çıktığı zaman yangının çıktığı yer (ormanın yapısı, ağaç sıklığı, yanıcılık düzeyi), meteorolojik koşullar (rüzgar durumu, nem), topografya, arazinin yapısı (düz mü, eğimli mi, dik mi, vadi mi, yamaç mı), ilerleme yönünde yerleşim alanının olup olmayışı önemlidir.
"Bütün bu koşullar dikkate alınır, değerlendirilir, buna göre müdahale yapılır.
“Buna göre söndürme yöntemleri şekillendirilir. Fakat hepsinden önce ilk yangın ihbarı geldiği anda müdahale etmek son derece önemli.
"Orman Genel Müdürlüğü bu amaçla küçük araçlarda acil söndürme ekipleri oluşturdu. Bu araçlar yangını hızlı bir şekilde söndürmek için anında müdahalede bulunuyor, ormanın içinde bekliyor ve bunda da gerçekten çok başarılar.
“Son yangınlarda tartışma konusu olan helikopter ve uçakların yangınlarda müdahale edeceği alanlar son derece farklıdır.
"Örneğin uçağın müdahale edebileceği yangınlar büyük su yüzeylerine yakın yani göl, deniz veya büyük barajların bulunduğu alanlara yakın olmalıdır.
"Uçaklar sadece büyük su kaynaklarından su doldurabilir. Ayrıca uçağın manevra yapabilmesi için arazinin eğimli olmaması da gerekiyor.
"Uçaklar tek seferde yüksek miktarda su alabiliyor"
“Bu noktada uçaklar tek seferde yüksek miktarda su alabildiği ve bu suyu daha etkili bırakabildiği için avantajı var.
“Uçaklara nazaran helikopterlerin dezavantajı ise az miktarda su taşıyorlar olmaları. Ama onlarında şöyle bir avantajı var, ormanların içerisinde yapılan küçük su göletleri var. Helikopterler bu göletlerden rahatlıkla su alabiliyorlar. Uçaklar bunu yapamaz.
“Buna rağmen helikopterlerin şiddetli rüzgarda yangına müdahale edememeleri bir dezavantaj. Ayrıca her iki araç da gece uçuşu yapamıyor.
"Yoğunlaşılması gereken nokta yer ekipleri"
“Bence bütün bu tartışmaların ötesinde en yoğunlaşılması gereken şey yer ekipleri ve yerden müdahaledir. Bu hiç gündeme gelmiyor. Çünkü havadan müdahalenin yanında yangının ilerleme yönündeki ormanın açılması, ağaçların kesilmesi, yanıcı maddenin uzaklaştırılması ve karşı ateş yakılması çok daha önemlidir.
“Bunlar yangının çok daha hızlı şekilde sönmesini sağlayan yöntemlerdir ve ancak yerden yapılabilir. Bütün dünyada da uygulanan yöntemlerdir.
“Yangın sonrasında ise soğutma-ıslatma çalışması hayati bir önem taşır. En ufak bir kıvılcımdan tekrar yangın çıkabilir ve siz bu soğutma-ıslatma çalışmasında uçak ve helikopterleri kullanamazsınız.
“Dolayısıyla bir yangın söndürme organizasyonunda helikopter de uçak da olmalı fakat yer ekipleri de atlamamak son derece önemlidir. Bu ekiplerin hepsi koordineli çalışmalıdır."
"Bakanlığın anlaşmasında uçak yok"
Bunlara ek olarak Prof. Dr. Tolunay Orman Genel Müdürlüğü’nün ihaleyi verdiği firmada 34 helikopter olduğunu söyledi.
Belli bir uçuş saati garantisi verilerek Orman Genel Müdürlüğü’nün 34 helikopterle yangınlara müdahale ettiğini belirten Tolunay “Fakat şirket ile yapılan anlaşmada yangın söndürme uçağı bulunmuyor” diye konuştu.
En öneli olan noktanın yangın çıkmamasını sağlamak olduğunu ifade eden Tolunay, “Yangın çıktıktan sonra yangın müdahale yöntemlerini tartışmak çok da doğru değil. Yangın sayılarını azaltmamız gerekiyor” diye konuştu.
"İklim krizi yangınları artıracak"
İklim krizi nedeniyle yangın sayılarında artış olacağını belirten Tolunay kamuoyunun en doğru şekilde bilinçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Tolunay şöyle devam etti:
“Gelecekte orman yangını çıkmayacak diye bir şey yok. Orman yangınları çıkmaya devam edecek. Çünkü artık iklimler değişiyor. Orman yangınları artarak devam edecek. Daha sıcak, daha kurak iklimlere doğru evriliyoruz. Bu nedenle orman yangınları konusunda farkındalığı ve bilinçlendirmeyi arttırmamız gerekiyor. Yaz aylarıyla birlikte değil, Şubat ayından Mart ayından itibaren insanları bilgilendirmeye başlamamız gerekiyor.
"OGM artık kendi filosunu oluşturmalı"
“Türkiye’de artık yılın her zamanı orman yangını çıkma riski var. Orman yangınlarını sadece yaz aylarında çıkan yangınlar olarak düşünmememiz gerek. Yangın söndürme organizasyonumuzu bütün bir yıla yaymamız gerekiyor.
“Orman Genel Müdürlüğü’nün artık kiralama yapmak yerine kendi uçak ve helikopter filosunu kurması gerekiyor. Bu ekiplerin artık yer ekipleriyle birlikte koordineli şekilde çalışması gerekiyor.” (HA)