Güvenlik politikaları üzerine çalışan Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, IŞİD'in zaten içimizde olduğunu, "Sınır Fiziki Güvenlik Sistemi"nin sınır güvenliği için çözüm olmadığını, esas olarak siyasi iradenin gerektiğini belirtti.
Hükümet sözcüsü Bülent Arınç, Türkiye’nın sınır güvenliği için “Sınır Fiziki Güvenlik Sistemi” kurulacağını açıkladı.
Anadolu Ajansı'nın paylaştığı fotoğrafta sınır duvarı, arada yol, gözetleme kuleleri, güçlendirilmiş kafes telleri gözüküyor.
Zaten hali hazırda çalışmalar mevcut
Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, hiçbir güvenlik sisteminin yeterince koruyucu olmadığını üstelik inşa edilen duvarların ülkelerin kendi hapishanelerini yarattığını söyledi.
“Arınç'ın açıklaması bir süredir devam eden sınır güvenlik sistemine dair çalışmaların bir devamı niteliğinde. Zaten halihazırda Gaziantep, Urfa, Hatay ve Mardin'de, Suriye sınırı boyunca hendek kazılması, taşınabilir ve sabit duvar inşaatı, alan aydınlatması, toprak set, tel engeli gibi çalışmalar mevcut. Bu genelkurmayın geliştirdiği yaklaşık 2 milyar dolarlık bir proje. Şimdi ABD- Meksika sınırında da kullanılan Zeplin gözünün kullanılması ve insansız hava araçlarının daha etkin hale getirilmesinden de söz ediliyor.
İki yakaya ulaşımı engeller
"Entegre bir sınır güvenlik sisteminin kurulması kararı verildiği anlaşılıyor. Olumlu yanı bu kadar istikrarsız bir bölge ile komşu iken riskleri en azından azaltma imkanı verecektir. Olumsuz yanı ise hiçbir güvenlik sistemi yeterince koruyucu değildir. Yüksek maliyetlere rağmen kaçaklar olacaktır.
"Ve bir duvar örüldüğü zaman ister istemez o duvarın iki yakası için de diğer coğrafyaya ulaşım imkanı engellenmiş olacaktır. Bazen duvar kendi hapishanenizi inşa etmeniz anlamına da gelir. Dört tarafınızı birden güvenlik altına almayı düşünebilirsiniz. Ama o duvarları siz de aşamazsınız. Eskiden mayın döşenirdi, şimdilerde bu tür teknik donanımlarla çözüm geliştiriliyor.”
TIKLAYINIZ/ GENELKURMAY BAŞKANI SINIR GÜVENLİĞİ İÇİN YAPILANLARI ANLATIYOR
IŞİD zaten içinizde
Arıboğan, güvenliğin hiç bir zaman teknik donanımla sağlanamayacağını esas etkinin siyasi dengelerle olacağını belirtti.
“Teknik donanımın karşılığında her zaman bir anti teknik donanım kurulabilir. Siyasi konularda esas etki siyasi dengeleri muhafaza etmek yoluyla yaratılır. Mesele siyasi ve sosyolojik. Duvarı ördürüp sınır güvenliğini sağladığınızı varsayın, IŞİD zaten içinizde. Örgüte TC vatandaşlarından 1300 civarında katılım olduğu tahmin ediliyor. Bu rakam sempatizanlarla birlikte 10 binleri bulabilir. İçeride patlayan bombaların failleri TC vatandaşı. Ayrıca 2 milyon civarında mülteciye insani nedenlerle kapıları zaten açtık. İçeride kimin kimden olduğunu bilmiyoruz ki.”
Barajlara karşı zaten tepki var
Sınır güvenliğinin sadece IŞİD'e karşı değil, PKK'lilerin geçişlerini engellemeyi de hedeflediğini belirten Arıboğan şöyle devam etti:
“Sınırlardaki barajlar konusunda Kürtlerin zaten epeydir süren bir tepkisi var. Çözüm süreci devam ederse ve Türkiye'nin Kürtlerle ilişkisi siyasi zehirlenmeden arınırsa o barajlarda enerji üretir, piknik yapar hep birlikte kürek çekeriz. Ama süreç biterse barajlar askeri hedef haline gelecektir. O yüzden temel mesele barajlar değil, barajların üzerine kurulduğu siyasi zemindir.” (NV)