İstanbul Üniversitesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer, Van'da mazbatanın seçimi kazanan DEM Parti adayı Abdullah Zeydan yerine AKP adayı Abdulahat Arvas'a verilmesini değerlendirdi.
2005’de yürürlüğe giren yeni Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) mimarlarından olan Sözüer, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin Zeydan’ın hem memnu haklarının iadesi kararının hem de kesinleşmiş bu kararını daha sonradan kaldırılmasının hukuka aykırı olduğunu söyledi.
Bu nedenle de Van İl Seçim Kurulu’nun kararının yok hükmünde olduğunun bahsetti. "Mazbatayı ikinci sıradakine veren uygulamanın seçme ve seçilme hakkıyla, demokrasi ile bağdaşır bir yönü yoktur" diyip Zeydan'a belediye başkanlığı hakkının verilmesi gerektiğini savundu:
Hukukta bazı konular iki kere iki dört eder niteliğinde tartışmasızdır. Bir mahkeme kesinleşme şerhi ile belgelediği kesinleşmiş kararını, ‘Hata yaptım’ diye kaldıramaz. Kesinleşmiş kararla ilgili tüm hatalar, kararı veren mahkemece değil, olağanüstü kanun yolu olan kanun yararı sürecinde giderilebilir.
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesince yasak hakların geri verilmesine ek kararı hatalıdır, çünkü yasak hakların geri verilmesi için gereken üç yıllık süre geçmemiştir. Hatalı olmakla birlikte, karar kesin hüküm niteliğini almış, yani kesinleşmiştir.
Kesinleşmiş ilk karardaki yanlışı gidermek için verilen ikinci karar da yanlıştır. Çünkü ilk kararı veren Diyarbakır 5.Ağır Ceza Mahkemesi, 'Kkesinleşmiş bir önceki kararım hatalıymış' deyip onu kaldırıp, yeni bir karar veremez.
Kesinleşmiş bir karara karşı ancak ve sadece olağanüstü kanun yoluna gidilebilir. Bu da Diyarbakır. 5. Ağır Ceza Mahkemesi kararına karşı kanun yararına bozma yolu olup, başvuru Adalet Bakanlığına yapılmalıdır.
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin yasak hakların geri verilmesine ilişkin kararının içeriği ve kesinleşmesiyle ilgili tüm konuların tartışılabileceği süreç bu başvuru ile başlatılabilir. Halen yapılmamış olan bu başvurunun, yapılması her zaman mümkündür.
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin kesinleşen kendi kararını ele alarak kaldırması ve yeni bir karar verme yetkisi yoktur. Kesinleşmiş kararını denetlemek bakımından görevli ve yetkili olmayan bir mahkemenin, kendini yetkili kılıp verdiği karar, hukuki hiçbir sonuç doğurmaz, yok hükmündedir.
Yok hükmünde, geçerliliği olmayan bir karara dayanıp, mazbatayı seçilen aday yerine ikinci sıradaki adaya veren İl Seçim Kurulu kararı da hukuka aykırıdır.
Yapılması gereken kanun yararına bozma yoluna başvurulması ancak kazanan adayın mazbatasının verilmesiydi.
Tüm bu nedenlerle YSK’nin, Van İl Seçim Kurulunun yok hükmünde bir karara dayanıp mazbatayı ikinci adaya verilmesi yolundaki kararını kaldırması ve mazbatanın seçilen adaya verilmesine hükmetmesi gerekmektedir.
Seçilme yeterliliğinin sağlandığı belirtilmesine rağmen sonrasında seçilme yeterliliğinin kaybedildiğinin anlaşıldığı hallerde dahi mazbatayı ikinci sıradakine veren uygulamanın seçme ve seçilme hakkıyla, demokrasi ile bağdaşır bir yönü yoktur. Bu yönde dayanak olan ilke kararlarının değişmesi ve bu hususun açık bir şekilde mevzuatta düzenlenmesi gerekmektedir. Zira ikinci sıradaki aday, seçilen adayın yedeği olarak seçime girmemektedir.
Diğer yandan seçim sürecinde her şeyin her an mercek altında olduğu koşullarda, yanlışlığı tespit edilebileceği bir kararla, adaylık başvurusu yapmanın siyasi yerindelik ve risk açışından doğruluğu tartışılmaktadır.
Ancak, kişi mahkemeye başvurma hakkını kullanmış ve mahkeme de lehine karar vererek yasak haklarını iade etmiş, bu karar da kesinleşmiştir. Hakkını kanunlardaki usullere uygun olarak kullanan kişiye, ‘Niye hakkını kullandın’ diyemeyiz.
Ama asıl önemli husus, adil olmayan yargılamalarla, siyasi rakipleri tasfiye amacıyla verilen hukuksuz kararlardır. Özellikle kamu görevlilerine hakaret veya propaganda suçlarında keyfi uygulamalar var. Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ihlal kararlarını uygulamamakta keyfiliğin açıl bir göstergesidir.
Esas temel sorun bu keyfi uygulamalardır. Bunun için ülkemizde, amasız olarak hukuka dönüşün başlatılması gerekir.
(HA)