Sık sık “taraflı habercilik” ile eleştirilen TRT’nin kamu yayıncılığını ve özellikle önümüzdeki yerel seçimler öncesine nasıl bir yayıncılık çizgisi izlemesi gerektiğini Prof. Dr. Özden Cankaya ile konuştuk.
Prof. Dr. Cankaya TRT’nin bu haliyle devletin ve tüm toplumun yayın kurumu olmaktan uzak, hükümetin yayın organı olarak görev yaptığını söylüyor. Seçim dönemlerinde TRT’nin tüm siyasal partilere eşit mesafede durması çok daha önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Cankaya “Bu, yasal zorunluluk olduğu kadar, demokrasinin de vazgeçilmez bir şartıdır” diyor.
TRT’nin eleştiri defteri kabarık, birkaç örnek ise şöyle:
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Çorum Milletvekili Tufan Köse’nin Ekim 2012’de siyasi partilerin haber olma süreleriyle ilgili soru önergesine verilen cevaba göre Başbakan Recep Tayyip Erdoğan TRT’de altı ayda tek başına 44 saat, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu 12 saat, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli 2 saat TRT’ye çıkabildi. Barış ve Demokarsi Partisi (BDP) ise yalnızca 22 dakika TRT’de yer aldı.
TRT’nin Gezi direnişindeki yayıncılığı eleştirilmişti. Bunun yanı sıra TRT’deki bir programa konuk olarak çıkan Tuğrul Öner İnançer’in hamile kadınlar için “böyle sokakta gezilmez” sözleri büyük tepki toplamış, kadınlar İnançer’i ve TRT’yi protesto etmişti.
Geçtiğimiz günlerde de TRT spikeri Anda Özmen 25 Ocak'taki Ana Haber sunumunda CHP haberlerinden sonra MHP haberlerine geçerken "anamuhalefetten sonra yavru muhalefete geçelim" ifadesini kullanması tepki çekti, TRT de spikeri görevinden almıştı.
Son örnekle başlamak gerekirse, TRT spikerinin bu sözleri, tek bir siyasetten daha öte olarak kamu yayıncılığı açısından nereye düşüyor?
TRT spikerinin ‘’ana muhalefetten sonra yavru muhalefete geçelim’’ cümlesi tüm siyasi partilere eşit uzaklıkta olması gereken TRT’nin yayın ilkeleriyle bağdaşmıyor.
6112 sayılı ‘Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’ un 8. maddesinin (k) bendinde ; ‘’siyasal partiler ve demokratik gruplar ile ilgili tek yönlü veya taraf tutar nitelikte olamaz’’ ilkesi yeralıyor. TRT spikerinin ‘’yavru muhalefet’’ tanımı bu ilkeye aykırı bir ifade.
Çünkü; bu söyleyişte espri sınırlarını aşan, küçümseme, alay ve hafife alma durumu var. Oysa, tüm bireylerin iletişim aracı olması gereken bir kamu hizmeti yayın kurumu tüm siyasi partilere eşit davranmak zorunda.
TRT sık sık “taraflı habercilik” eleştirisi aldı. Bu nereden kaynaklanıyor?
Prof. Dr. Özden Cankaya1946'da doğan Prof. Dr. Özden Cankaya, 1968'de İstanbul Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. 1970-1981 yıllarında TRT'de prodüktör ve program denetim uzmanı olarak çalıştı. 1982 yılından bu yana üniversite öğretim üyesi olarak bilgi, birikim ve deneyimlerini iletişimci olmayı seçen gençlerle paylaşıyor. Cankaya'nın Türk Televizyonunun Program Yapısı (1968-1985), Dünden Bugüne Radyo Televizyon, İstanbul Radyosu Anılar, Yaşantılar (ortak çalışma) adlı kitapları ve kitle iletişim alanında birçok çalışması var. Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı ve Radyo-Televizyon ve Sinema Anabilim Dalı Başkanı olarak da görev yapan Cankaya 2013 yılında üniversiteden ayrıldı. Cankaya'nın yayınlanmış çok sayıda radyo programlarının yanı sıra, yazarlığını yaptığı televizyon programları ve film senaryoları bulunuyor. |
TRT Gezi olaylarında da tarafsız yayın yapmadı. Çünkü; TRT haberlerinde hükümetin görüşlerini ve politikasını destekler nitelikte yayın yaptı.
Bu durum, TRT’nin örgütsel yapısıyla yakından ilgili. TRT 1982 Anayasasında yapılan değişikle özerk bir yayın kurumu haline getirilmişse de, özerklik fiilen hayata geçirilemedi. TRT’nin icra organları olan yönetim kurulu ve genel müdür, RTÜK tarafından önerilen adaylar arasından hükümet tarafından atanıyor. Hükümetin atadığı yöneticiler, hükümetin memurları gibi hiyerarşik bir işleyiş içinde yayıncılık yapıyor. Haberler gerçekleri aktarmak amacıyla değil, siyasal iktidarı desteklemek ve gücünü pekiştirmek için hazırlanıyor.
TRT, bu haliyle devletin ve tüm toplumun yayın kurumu olmaktan uzak, hükümetin yayın organı olarak görev yapıyor.
Yerel seçimler de yaklaşıyor. Kamu yayıncılığı yapması gereken TRT bu seçim döneminde nasıl davranmalı?
Seçim dönemlerinde TRT’nin tüm siyasal partilere eşit mesafede durması çok daha önem taşıyor. Bu, yasal zorunluluk olduğu kadar, demokrasinin de vazgeçilmez bir şartı.
TRT seçim döneminde Yüksek Seçim Kurulu’nun düzenlediği ilkelere uygun olarak yayın yapmakla yükümlüdür. Tüm vatandaşların ödediği vergilerle ve katkılarla yayın yapan bir kurum, hükümetin ya da bir siyasal partinin propagandasını yapan, yalnızca belli görüşleri destekleyen bir yayın politikası izleyemez.
Böyle bir yayın politikası, demokrasiye zarar verir, hukuka ve yasalara aykırı olur. Tarafsız, tüm siyasal partilere karşı eşit ve tüm topluma hizmet eden bir yayıncılığın gerçekleşebilmesi için TRT’nin özerkliğinin sağlanması gerekli. TRT ancak gerçekten ve fiilen özerk olduğu zaman tüm toplumu kucaklayabilir. (EA)